CHP ile Halk TV arasında yaşanan krizden bahsettiğimi herkes anlamıştır. Bir medya kuruluşunun bir siyasi partiyle yapılan finans odaklı bir sözleşmenin böyle açıktan konuşulduğu başka bir örnek var mıdır bilmiyorum.
Tarihte bir medya kuruluşu bir siyasi partiye “Aramızdaki sözleşmeyi nasıl bitirirsin?” diye hiç hesap sormuş mudur, emin değilim. Peki Halk TV bir partiden aldığı finansal desteğe rağmen kanalın iddia ettiği gibi tarafsız ve objektif habercilik yapmış mıdır?
Yoksa iddia edildiği gibi özellikle seçim sonrası yine parti içinden başka bir finansör tarafından yönlendirilmiş midir?
Kılıçdaroğlu’nu bertaraf etmek için taraf olmuş mudur? Bu soruya da cevap verebilecek olan tek merci kanalı düzenli olarak takip eden izleyicidir.
Ve izleyici daima haklıdır.
KRİZDE CHP Mİ, HALK TV Mİ HAKLI?
Kişisel görüşüm bu konuda Halk TV sonuna dek haklıdır.
Çünkü belli ki kanalın patronu CHP’den gelecek olan finans desteğine güvenerek kanalı satın almıştır.
Yine o finansal desteğe güvenerek yatırım ve transferler gerçekleştirmiştir.
Şimdi de anladığım kadarıyla bu nedenle zora girmiştir ve bütün gücüyle CHP yönetimini yeni bir finansal destek anlaşması zeminine zorlamaya çalışmaktadır.
Eğer kriz çözülmezse bunun Halk TV için ağır bir faturası olacağı zaten yapılan yayınlardan anlaşılmaktadır.
CHP YÖNETİMİ NEREDE HATA YAPTI?
CHP yönetimi birkaç senedir medya konusunda çok farklı bir strateji geliştirdi. Medya kuruluşlarını bizimkiler ve karşıdakiler diye sert çizgilerle kodladı.
Hatta yetinmeyip ambargo başlattı. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere parti yöneticileri bazı medya kuruluşlarını karalayan birbiri ardına açıklamalar yaptı.
Hedef aldı, itibarsızlaştırmak için her yolu denedi. CHP yönetimi bu süreçte finans gücünün en büyük bölümünü ‘bizimkiler’ diye nitelediği medya kuruluşlarına aktardı.
Seçim sürecinde parti reklamlarının en çok hangi kanallara aktığı bunun en önemli göstergelerinden biri oldu. Ancak CHP yönetimi şunu hesap edemedi.
Medya kuruluşlarıyla bu denli girift bir ilişkiye girersen o medya kuruluşları bir süre sonra senin iç meselelerinde önemli bir aktör olmaya başlar.
Seçim sonrası yapılan yayınlar bu söylediğimi doğrular nitelikte.
Sonuçta da ilişkiler şu anda olduğu gibi kopma noktasına gelir.
FATURA HALK TV ÇALIŞANLARINA KESİLMEMELİ!
Bugün Türkiye’de yayın yapan birçok TV kanalı var. Ve buralarda çalışan binlerce meslektaşımız mevcut. Bizi birleştiren en önemli nokta meslektaş olmamız.
Bizim derdimizi ancak biz biliriz. Mesleğimizin sorunlarını ancak bizler anlayabiliriz. Hangi görüşten olursak olalım, nerede çalışırsak çalışalım mesleki dayanışma belki de en ihtiyacımız olan şey. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte maalesef “Gazeteci gazetecinin kurdu” haline gelmiş durumda. Çok garip bir süreçten geçiyoruz.
Bir kısım gazeteci ve bazı medya kuruluşları kendi haber ve yayıncılıklarından çok başka medya kuruluşlarının ve gazetecilerin ne yaptığıyla daha fazla alakadar.
Bazı yayın organlarını sürekli olarak takip etmelerinin anlaşılması güç bir amacı var. O yayın organı hakkında karalama yapabilmek. Hakaret etmekte adeta yarışıyorlar.
Mesleği ve meslektaşlarını hedef alan gazeteciler bu şekilde kendilerinin daha iyi haberci olduğunu ispatladıklarını mı düşünüyor? Yoksa amaçları hedef aldıkları isimlerin ününden mi yararlanmak?
Bilmiyorum.
Bu arada şunun altını çizeyim. İsteyen istediği yayıncılığı yapmakta tabii ki özgür. Kim neyi ne amaçla yaptığını zaten biliyor ve yapmaya da devam edebilir.
Ben sadece bir durum tespiti yapıyorum. Bildiğim tek bir şey var. Aslında bütün gazeteciler aynı gemide. İster TV, ister gazete, ister internet medyasında çalışsın.
Hiç fark etmiyor.
Kimin kendini ideolojik olarak nasıl nitelediğinin de bir önemi yok. Bu mesleğin itibarsızlaşması hepimize zarar veriyor. Mesleğin prestijinin yükselmesi hepimiz için en önemli amaç olmalı.
Gazeteciler başka odaklara gösterdikleri saygının en azından yarısını kendi meslektaşlarına da göstermeli.
Yazıyı çok uzattığımın farkındayım. Bu nedenle hemen konuyu CHP-Halk TV krizine bağlıyorum. Dilerim bu krizin kaybedenleri Halk TV’de çalışan meslektaşlarımız olmaz. Ve bu kriz Halk TV çalışanları için işten çıkartma ve sosyal hakların kaybedilmesi gibi mağduriyetleri getirmez.
Umarım…
Twitter: @muratyanci
Instagram: @muratyanci
CHP ile Halk TV arasında yaşanan krizden bahsettiğimi herkes anlamıştır. Bir medya kuruluşunun bir siyasi partiyle yapılan finans odaklı bir sözleşmenin böyle açıktan konuşulduğu başka bir örnek var mıdır bilmiyorum.
Tarihte bir medya kuruluşu bir siyasi partiye “Aramızdaki sözleşmeyi nasıl bitirirsin?” diye hiç hesap sormuş mudur, emin değilim. Peki Halk TV bir partiden aldığı finansal desteğe rağmen kanalın iddia ettiği gibi tarafsız ve objektif habercilik yapmış mıdır?
Yoksa iddia edildiği gibi özellikle seçim sonrası yine parti içinden başka bir finansör tarafından yönlendirilmiş midir?
Kılıçdaroğlu’nu bertaraf etmek için taraf olmuş mudur? Bu soruya da cevap verebilecek olan tek merci kanalı düzenli olarak takip eden izleyicidir.
Ve izleyici daima haklıdır.
KRİZDE CHP Mİ, HALK TV Mİ HAKLI?
Kişisel görüşüm bu konuda Halk TV sonuna dek haklıdır.
Çünkü belli ki kanalın patronu CHP’den gelecek olan finans desteğine güvenerek kanalı satın almıştır.
Yine o finansal desteğe güvenerek yatırım ve transferler gerçekleştirmiştir.
Şimdi de anladığım kadarıyla bu nedenle zora girmiştir ve bütün gücüyle CHP yönetimini yeni bir finansal destek anlaşması zeminine zorlamaya çalışmaktadır.
Eğer kriz çözülmezse bunun Halk TV için ağır bir faturası olacağı zaten yapılan yayınlardan anlaşılmaktadır.
CHP YÖNETİMİ NEREDE HATA YAPTI?
CHP yönetimi birkaç senedir medya konusunda çok farklı bir strateji geliştirdi. Medya kuruluşlarını bizimkiler ve karşıdakiler diye sert çizgilerle kodladı.
Hatta yetinmeyip ambargo başlattı. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere parti yöneticileri bazı medya kuruluşlarını karalayan birbiri ardına açıklamalar yaptı.
Hedef aldı, itibarsızlaştırmak için her yolu denedi. CHP yönetimi bu süreçte finans gücünün en büyük bölümünü ‘bizimkiler’ diye nitelediği medya kuruluşlarına aktardı.
Seçim sürecinde parti reklamlarının en çok hangi kanallara aktığı bunun en önemli göstergelerinden biri oldu. Ancak CHP yönetimi şunu hesap edemedi.
Medya kuruluşlarıyla bu denli girift bir ilişkiye girersen o medya kuruluşları bir süre sonra senin iç meselelerinde önemli bir aktör olmaya başlar.
Seçim sonrası yapılan yayınlar bu söylediğimi doğrular nitelikte.
Sonuçta da ilişkiler şu anda olduğu gibi kopma noktasına gelir.
FATURA HALK TV ÇALIŞANLARINA KESİLMEMELİ!
Bugün Türkiye’de yayın yapan birçok TV kanalı var. Ve buralarda çalışan binlerce meslektaşımız mevcut. Bizi birleştiren en önemli nokta meslektaş olmamız.
Bizim derdimizi ancak biz biliriz. Mesleğimizin sorunlarını ancak bizler anlayabiliriz. Hangi görüşten olursak olalım, nerede çalışırsak çalışalım mesleki dayanışma belki de en ihtiyacımız olan şey. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte maalesef “Gazeteci gazetecinin kurdu” haline gelmiş durumda. Çok garip bir süreçten geçiyoruz.
Bir kısım gazeteci ve bazı medya kuruluşları kendi haber ve yayıncılıklarından çok başka medya kuruluşlarının ve gazetecilerin ne yaptığıyla daha fazla alakadar.
Bazı yayın organlarını sürekli olarak takip etmelerinin anlaşılması güç bir amacı var. O yayın organı hakkında karalama yapabilmek. Hakaret etmekte adeta yarışıyorlar.
Mesleği ve meslektaşlarını hedef alan gazeteciler bu şekilde kendilerinin daha iyi haberci olduğunu ispatladıklarını mı düşünüyor? Yoksa amaçları hedef aldıkları isimlerin ününden mi yararlanmak?
Bilmiyorum.
Bu arada şunun altını çizeyim. İsteyen istediği yayıncılığı yapmakta tabii ki özgür. Kim neyi ne amaçla yaptığını zaten biliyor ve yapmaya da devam edebilir.
Ben sadece bir durum tespiti yapıyorum. Bildiğim tek bir şey var. Aslında bütün gazeteciler aynı gemide. İster TV, ister gazete, ister internet medyasında çalışsın.
Hiç fark etmiyor.
Kimin kendini ideolojik olarak nasıl nitelediğinin de bir önemi yok. Bu mesleğin itibarsızlaşması hepimize zarar veriyor. Mesleğin prestijinin yükselmesi hepimiz için en önemli amaç olmalı.
Gazeteciler başka odaklara gösterdikleri saygının en azından yarısını kendi meslektaşlarına da göstermeli.
Yazıyı çok uzattığımın farkındayım. Bu nedenle hemen konuyu CHP-Halk TV krizine bağlıyorum. Dilerim bu krizin kaybedenleri Halk TV’de çalışan meslektaşlarımız olmaz. Ve bu kriz Halk TV çalışanları için işten çıkartma ve sosyal hakların kaybedilmesi gibi mağduriyetleri getirmez.
Umarım…
Twitter: @muratyanci
Instagram: @muratyanci