Canlı Yayın
Murat Yancı - BİR NOT
Yüreğimizin bir köşesi o acılarla sızlarken son günlerde olası İstanbul depremi ile ilgili çok fazla şey duymaya başladım.
Bazı uzmanlara göre artık depremin eli kulağında.
Sırf bu nedenle İstanbul’u terk eden mi dersin, kent dışında tiny house konuşlandırıp orada yaşayanlar mı dersin?
Bir korku dalgası adım adım yayılıyor.
Olası bir depremde ne kadar bina yıkılacağı, nelerin olacağına dair birçok spekülasyon var.
Deprem olursa İstanbul’da yolların enkazlar nedeniyle işlemez hale geleceği, açlık ve yağmanın başlayacağı iddia ediliyor.
Yardım ekiplerinin İstanbul’a giremeyeceğini ve belki aylarca birçok enkaza müdahale edilemeyeceğini ileri sürenler var.
Bu iddialar ve bunu dile getiren isimler ne kadar doğru söylüyor bilemem.
Ama bildiğim bir şey varsa depremin adım adım yaklaştığı.
Artık zaman kaybetmeye tahammülümüz yok.
Deprem siyaset üstü bir konu.
Çünkü söz konusu olan İstanbul’da yaşayan milyonlarca kişinin yaşamı.
Bu yüzden hemen harekete geçmek gerekiyor.
Çünkü maalesef şu ana kadar iç ferahlatan bir adım atılmadı, atılamadı.
Kentsel dönüşümle ilgili çabalarda çok büyük bir mesafe katedilemedi.
Bizler, yani İstanbul’da yaşayanlar adeta bir kader kilitlenmesi yaşıyoruz.
Tıpkı Titanik’in göz göre göre buzdağına çarpması gibi.
Hepimiz her şeyi görüyoruz, neler olabileceğini biliyoruz.
Ama zaman akıp giderken sessizce kaderimizi bekliyoruz.
İBB NEDEN O RİSKLİ BİNALARI HEMEN YIKMIYOR?
Bir süre önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü bir çalışma ve ardından yapılan açıklama çok dikkatimi çekti.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe bundan birkaç ay önce 'Hızlı Tarama Yöntemi' ile kentte yapılan çalışmaya dair bilgi vermişti.
Gökçe, "Analizlerimize göre; 10 bin nüfusun yaşadığı 318 binamız durduğu yerde çökebilecek durumda. Bin 525 binamız ise yüksek riskli durumda" dedi.
Ne beklenir?
Durduğu yerde hemen çökebilecek olan o binaların acilen yıkılması.
Peki belediye ne yapmaya karar vermiş.
Bizzat yetkili kişi olan Gökçe şöyle demiş;
“Artık İBB bu 318 binadan başlayarak, ikinci aşamada bu bin 525 binadan başlayarak kira yardımı verecek. Mevcut mevzuatta bu yardımlar yalnızca ev sahibine yapılmakta, kiracıya kira yardımı yapılması konusunda bir düzenleme yok. Kiracıya yalnızca tek seferlik taşınma yardımı veriyor 6306 sayılı kanun uygulama yönetmeliği, biz düzenlememizle kiracıya da yardım vereceğiz. Kiracıların da riskli binaları boşaltması kapsamında 4 bin 500 liralık yardımı uygulayacağız. Bunun riskli yapıların boşaltılması kapsamında önemli bir açılım olduğunu düşünüyoruz"
Yani benim anladığım belediye özetle diyor ki; “10 bine yakın vatandaşımız her an göçük altında kalabilir ve biz seyrediyoruz. Her an yıkılacak o binalarda oturan ev sahipleri taşınmaya karar verirse 4 bin 500 tl yardım ederiz. Gerisine de karışmayız. Yok eğer ev sahibi değil kiracıysa zaten bizim ilgi alanımızda değil”
Gerçekten akıl alır gibi değil.
İMAMOĞLU İSTANBUL’UN DEĞİŞİMİ İÇİN KOLLARI SIVAMALI!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi devasa bir bütçeye sahip.
Deprem hazırlığını da boşverin.
Eğer belediye sadece her an kendiliğinden yıkılabilecek 318 binayı bile dönüştüremiyorsa sözün bittiği yerdeyiz.
Keşke İmamoğlu gizli zoom toplantılarından, genel başkanlık yarışından başını kaldırsa da biraz şehr-i İstanbul’a baksa.
Tüm enerjisini İstanbul için harcasa.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki belediyeciliği en iyi bilen isimlerden biri.
Onunla el ele verse ve bir an önce dönüşüm seferberliği başlatsa.
CHP’deki değişim yerine İstanbul’daki değişim ana gündem maddemiz olsa.
Ama şunun şurasında yerel seçime kaldı birkaç ay.
Dört yılı aşkın zamandır İstanbul’u değiştirmek için tek çivi çakmayan İmamoğlu, bu saatten sonra ne yapabilir? Açıkçası onu da bilmiyorum!
İSTANBUL’U DEĞİŞTİREN TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRİR!
Milyonlarca İstanbullu artık geceleri korkmadan uyumak istiyor.
Korkmadan işine gitmek, çocuğunu okula göndermek istiyor.
Peki daha kaç deprem daha gerekiyor harekete geçmek için?
Maalesef bu soruya verilecek hiçbir cevabım yok!
İstanbul’u düşünüyorum gözlerim kapalı ve yüreğime derin bir sızı saplanıyor.
Twitter: @muratyanci
Instagram: @muratyanci
Yüreğimizin bir köşesi o acılarla sızlarken son günlerde olası İstanbul depremi ile ilgili çok fazla şey duymaya başladım.
Bazı uzmanlara göre artık depremin eli kulağında.
Sırf bu nedenle İstanbul’u terk eden mi dersin, kent dışında tiny house konuşlandırıp orada yaşayanlar mı dersin?
Bir korku dalgası adım adım yayılıyor.
Olası bir depremde ne kadar bina yıkılacağı, nelerin olacağına dair birçok spekülasyon var.
Deprem olursa İstanbul’da yolların enkazlar nedeniyle işlemez hale geleceği, açlık ve yağmanın başlayacağı iddia ediliyor.
Yardım ekiplerinin İstanbul’a giremeyeceğini ve belki aylarca birçok enkaza müdahale edilemeyeceğini ileri sürenler var.
Bu iddialar ve bunu dile getiren isimler ne kadar doğru söylüyor bilemem.
Ama bildiğim bir şey varsa depremin adım adım yaklaştığı.
Artık zaman kaybetmeye tahammülümüz yok.
Deprem siyaset üstü bir konu.
Çünkü söz konusu olan İstanbul’da yaşayan milyonlarca kişinin yaşamı.
Bu yüzden hemen harekete geçmek gerekiyor.
Çünkü maalesef şu ana kadar iç ferahlatan bir adım atılmadı, atılamadı.
Kentsel dönüşümle ilgili çabalarda çok büyük bir mesafe katedilemedi.
Bizler, yani İstanbul’da yaşayanlar adeta bir kader kilitlenmesi yaşıyoruz.
Tıpkı Titanik’in göz göre göre buzdağına çarpması gibi.
Hepimiz her şeyi görüyoruz, neler olabileceğini biliyoruz.
Ama zaman akıp giderken sessizce kaderimizi bekliyoruz.
İBB NEDEN O RİSKLİ BİNALARI HEMEN YIKMIYOR?
Bir süre önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü bir çalışma ve ardından yapılan açıklama çok dikkatimi çekti.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe bundan birkaç ay önce 'Hızlı Tarama Yöntemi' ile kentte yapılan çalışmaya dair bilgi vermişti.
Gökçe, "Analizlerimize göre; 10 bin nüfusun yaşadığı 318 binamız durduğu yerde çökebilecek durumda. Bin 525 binamız ise yüksek riskli durumda" dedi.
Ne beklenir?
Durduğu yerde hemen çökebilecek olan o binaların acilen yıkılması.
Peki belediye ne yapmaya karar vermiş.
Bizzat yetkili kişi olan Gökçe şöyle demiş;
“Artık İBB bu 318 binadan başlayarak, ikinci aşamada bu bin 525 binadan başlayarak kira yardımı verecek. Mevcut mevzuatta bu yardımlar yalnızca ev sahibine yapılmakta, kiracıya kira yardımı yapılması konusunda bir düzenleme yok. Kiracıya yalnızca tek seferlik taşınma yardımı veriyor 6306 sayılı kanun uygulama yönetmeliği, biz düzenlememizle kiracıya da yardım vereceğiz. Kiracıların da riskli binaları boşaltması kapsamında 4 bin 500 liralık yardımı uygulayacağız. Bunun riskli yapıların boşaltılması kapsamında önemli bir açılım olduğunu düşünüyoruz"
Yani benim anladığım belediye özetle diyor ki; “10 bine yakın vatandaşımız her an göçük altında kalabilir ve biz seyrediyoruz. Her an yıkılacak o binalarda oturan ev sahipleri taşınmaya karar verirse 4 bin 500 tl yardım ederiz. Gerisine de karışmayız. Yok eğer ev sahibi değil kiracıysa zaten bizim ilgi alanımızda değil”
Gerçekten akıl alır gibi değil.
İMAMOĞLU İSTANBUL’UN DEĞİŞİMİ İÇİN KOLLARI SIVAMALI!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi devasa bir bütçeye sahip.
Deprem hazırlığını da boşverin.
Eğer belediye sadece her an kendiliğinden yıkılabilecek 318 binayı bile dönüştüremiyorsa sözün bittiği yerdeyiz.
Keşke İmamoğlu gizli zoom toplantılarından, genel başkanlık yarışından başını kaldırsa da biraz şehr-i İstanbul’a baksa.
Tüm enerjisini İstanbul için harcasa.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki belediyeciliği en iyi bilen isimlerden biri.
Onunla el ele verse ve bir an önce dönüşüm seferberliği başlatsa.
CHP’deki değişim yerine İstanbul’daki değişim ana gündem maddemiz olsa.
Ama şunun şurasında yerel seçime kaldı birkaç ay.
Dört yılı aşkın zamandır İstanbul’u değiştirmek için tek çivi çakmayan İmamoğlu, bu saatten sonra ne yapabilir? Açıkçası onu da bilmiyorum!
İSTANBUL’U DEĞİŞTİREN TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRİR!
Milyonlarca İstanbullu artık geceleri korkmadan uyumak istiyor.
Korkmadan işine gitmek, çocuğunu okula göndermek istiyor.
Peki daha kaç deprem daha gerekiyor harekete geçmek için?
Maalesef bu soruya verilecek hiçbir cevabım yok!
İstanbul’u düşünüyorum gözlerim kapalı ve yüreğime derin bir sızı saplanıyor.
Twitter: @muratyanci
Instagram: @muratyanci
SON DAKİKA
