Öncelikle psikolojik sağlamlık ne değildir, ona biraz bakalım. Psikolojik sağlamlık; hiç acı yaşamamak, stres duymamak demek değildir. Kötü bir şey yaşadığınız zaman bundan hiç etkilenmemek mümkün değildir. İnsanlar acının içinden geçerek, duygusal zorluklarla haşır neşir olarak büyüyebilir. Acı, kayıp, öfke kapımızı çaldığında, bundan etkilenmediğimizi iddia ediyorsak, olması gerektiği gibi yüzleşmiyoruz demektir. Belki de yüzleşirsek hissedeceklerimizden kaçıyoruzdur. Oysa yüzleşilmeyen tüm duygular büyür, zarar verici ve kalıcı olur. Yüzleşmek, zaman ister. Sabır ister. Psikolojik sağlamlık bu yüzleşme sürecini de kapsar. Bir dağın tepesine tırmanmak gibidir. Güce ihtiyaç duyarız. Çevremizdeki insanların desteğine... Belki sırt çantamıza atacağımız birkaç parça ekipman ve malzemeye gerek olur. Zaman zaman durup dinlenmemiz gerekir, engellerle karşılaşabiliriz. Ama sonunda en tepeye varırız ve dönüp baktığımızda ne kadar çok yol kat ettiğimizi gururla izleriz.
Psikolojik sağlamlık, sadece bazı insanlarda bulunan bir kişilik özelliği değildir. Her insanın zaman içerisinde öğrenebileceği, benimseyebileceği davranış, düşünce ve eylemler bütünüdür. Nasıl ki egzersiz yaptıkça kaslarımız güçleniyorsa, zor durumlara uyum sağlamayı başardıkça, psikolojik sağlamlığımız da gelişir ve güçlenir. Yaşarken olumsuz değerlendirdiğimiz olaylar, bizi geliştiren ve güçlendiren unsurlar olarak geçmişimizde yer alır. Bizi zorlayan olayları atlatma kapasitemiz her olayda biraz daha gelişir.
Peki psikolojik sağlamlık sonradan edinilebiliyorsa bunun için neler yapabiliriz? Bunun için öncelikle kişisel farkındalık geliştirmek gerekiyor. Stresli durumlarla karşılaştığınızda nasıl tepki verdiğinizi fark edin. İşe yarayan tepkiler mi bunlar, yoksa durumu daha da kötüleştiriyor mu? Kimi insan çözüme odaklanır, çevresindekilerle yaşadıklarını paylaşmayı seçerken, kimileri de içine kapanabilir, alkol vb. alışkanlıklara yönelebilir. Güçlü yanlarınızın ve zayıflıklarınızın da farkında olmanız önemli.
Strese karşı tepkilerinizi fark ettikten sonra, olay anında duygu düzenleme teknikleri kullanmak için harekete geçebilirsiniz. Nefes egzersizleri, bilinçli farkındalık öğretileri gibi işe yaradığı kanıtlanmış çeşitli yöntemleri benimsemek; zorlu zamanlarda elinizi güçlendirecektir. Bu gibi durumlarda güçlü yanlarınıza, başarabildiklerinize odaklanmak, yapıcı bir yaklaşım edinmek de oldukça faydalıdır. Ayrıca genel olarak yapacağınız bazı yaşam değişiklikleri de psikolojik sağlamlığınızı arttırabilir (örneğin, spor yapmak, yeterli uyku aldığınızdan emin olmak, sosyalleşmek, günlük tutmaya başlamak, dışarıda zaman geçirmek, vb.).
Elbette bu söylediklerimiz her insan için ve hayatın her dönemi için geçerli olmayabilir. Bazı dönemlerde, bazı yaşananlar, bazılarına kaldırabileceklerinden çok daha ağır gelebilir. Yine de bu gibi bir durumlarda önemli olan zorlandığınızı fark edebilmek ve ihtiyacınız olan desteği talep edebilmektir. Zorluklarla mücadele etmek bazen tek kişilik bir iş olmayabilir ve sevdiklerinizden veya bir uzmandan destek almak da mücadelenin bir parçasıdır.
Öncelikle psikolojik sağlamlık ne değildir, ona biraz bakalım. Psikolojik sağlamlık; hiç acı yaşamamak, stres duymamak demek değildir. Kötü bir şey yaşadığınız zaman bundan hiç etkilenmemek mümkün değildir. İnsanlar acının içinden geçerek, duygusal zorluklarla haşır neşir olarak büyüyebilir. Acı, kayıp, öfke kapımızı çaldığında, bundan etkilenmediğimizi iddia ediyorsak, olması gerektiği gibi yüzleşmiyoruz demektir. Belki de yüzleşirsek hissedeceklerimizden kaçıyoruzdur. Oysa yüzleşilmeyen tüm duygular büyür, zarar verici ve kalıcı olur. Yüzleşmek, zaman ister. Sabır ister. Psikolojik sağlamlık bu yüzleşme sürecini de kapsar. Bir dağın tepesine tırmanmak gibidir. Güce ihtiyaç duyarız. Çevremizdeki insanların desteğine... Belki sırt çantamıza atacağımız birkaç parça ekipman ve malzemeye gerek olur. Zaman zaman durup dinlenmemiz gerekir, engellerle karşılaşabiliriz. Ama sonunda en tepeye varırız ve dönüp baktığımızda ne kadar çok yol kat ettiğimizi gururla izleriz.
Psikolojik sağlamlık, sadece bazı insanlarda bulunan bir kişilik özelliği değildir. Her insanın zaman içerisinde öğrenebileceği, benimseyebileceği davranış, düşünce ve eylemler bütünüdür. Nasıl ki egzersiz yaptıkça kaslarımız güçleniyorsa, zor durumlara uyum sağlamayı başardıkça, psikolojik sağlamlığımız da gelişir ve güçlenir. Yaşarken olumsuz değerlendirdiğimiz olaylar, bizi geliştiren ve güçlendiren unsurlar olarak geçmişimizde yer alır. Bizi zorlayan olayları atlatma kapasitemiz her olayda biraz daha gelişir.
Peki psikolojik sağlamlık sonradan edinilebiliyorsa bunun için neler yapabiliriz? Bunun için öncelikle kişisel farkındalık geliştirmek gerekiyor. Stresli durumlarla karşılaştığınızda nasıl tepki verdiğinizi fark edin. İşe yarayan tepkiler mi bunlar, yoksa durumu daha da kötüleştiriyor mu? Kimi insan çözüme odaklanır, çevresindekilerle yaşadıklarını paylaşmayı seçerken, kimileri de içine kapanabilir, alkol vb. alışkanlıklara yönelebilir. Güçlü yanlarınızın ve zayıflıklarınızın da farkında olmanız önemli.
Strese karşı tepkilerinizi fark ettikten sonra, olay anında duygu düzenleme teknikleri kullanmak için harekete geçebilirsiniz. Nefes egzersizleri, bilinçli farkındalık öğretileri gibi işe yaradığı kanıtlanmış çeşitli yöntemleri benimsemek; zorlu zamanlarda elinizi güçlendirecektir. Bu gibi durumlarda güçlü yanlarınıza, başarabildiklerinize odaklanmak, yapıcı bir yaklaşım edinmek de oldukça faydalıdır. Ayrıca genel olarak yapacağınız bazı yaşam değişiklikleri de psikolojik sağlamlığınızı arttırabilir (örneğin, spor yapmak, yeterli uyku aldığınızdan emin olmak, sosyalleşmek, günlük tutmaya başlamak, dışarıda zaman geçirmek, vb.).
Elbette bu söylediklerimiz her insan için ve hayatın her dönemi için geçerli olmayabilir. Bazı dönemlerde, bazı yaşananlar, bazılarına kaldırabileceklerinden çok daha ağır gelebilir. Yine de bu gibi bir durumlarda önemli olan zorlandığınızı fark edebilmek ve ihtiyacınız olan desteği talep edebilmektir. Zorluklarla mücadele etmek bazen tek kişilik bir iş olmayabilir ve sevdiklerinizden veya bir uzmandan destek almak da mücadelenin bir parçasıdır.