Kendiliğinden gelişen sevgi gösterileri her zaman için iyidir. Ancak, özellikle başlarda belki biraz desteğe, yapılanmış birkaç taktiğe ihtiyaç duyabilirsiniz. Örneğin, partneriniz hakkında sevdiğiniz üç maddelik bir liste yazmayı deneyebilirsiniz. Bu listede, onu tanıdığınız andan beri sahip olduğu özellikler olabilir (iyi bir dinleyici olması, sizi güldürebilmesi, vb.).
Gündelik hayatın içerisinde sizi etkileyen özelliklerinden (özel günleri her zaman hatırlayabilmesi, çok güzel şarkı söylemesi, vb.) ya da son 24 saat içerisinde yaptığı bir şeyden (bulaşıkları yıkamış olması, sabah sizi kahve yaparak uyandırması, vb.) söz edebilirsiniz. Bu egzersiz, hem partnerinize iyi gelecek hem de sevdiğiniz kişiye pozitif bir ışık altında bakmanızı sağlayarak düşünce yapınıza yansıyacaktır. Ne yazık ki özellikle ilişki uzun süredir devam ediyorsa, olumlu yanları fark etmekte zorlanmaya ve karşımızdaki insana daha eleştirel bir gözle bakmaya başlayabiliyoruz. Oysa onu ilk tanıdığınız dönemlerde sizi etkileyen birçok özelliği vardı. Sadece hatırlamanız yeterli…
Partnerinizin size ilham veren, sizi etkileyen özellikleri neler? Düşünün ve bunlardan bir liste oluşturun. Bu keyifli egzersizi biraz daha ileriye taşıyıp bir hafta boyunca her gün farklı bir liste yapmayı ya da maddeleri yapışkanlı notlarla evin odalarına yerleştirmeyi deneyebilirsiniz. Bu keyifli deneyimin ilişkinize nasıl bir etkisi olacağını gözlemleyin.
Sevginizi partnerinize göstermek için kullanabileceğiniz bir diğer alan ise iletişim kanallarıdır. Karşımızdaki kim olursa olsun, onu dinlediğimizi, anlattıklarını önemsediğimizi hissettirdiğimizde onu mutlu ederiz. Her insan, kendisini dikkatle dinleyen birisinden keyif alır. Partneriniz eve geldiğinde, işiyle/günüyle ilgili canını sıkan bir şeyi sizinle paylaşmayı seçtiğinde onu can kulağıyla dinlediğinizden emin olun. Elinizdekileri bırakın, telefonunuzu bir kenara koyun ve gözlerinin içine bakarak size anlattıklarını dinleyin.
Bitirsin de sıra bana geçsin, sabırsızlığıyla değil; o an dünyadaki en önemli şey oymuş gibi dinleyin. “Bunu mu kafana taktın?” ya da “Boşver, dert etme” gibi geçiştirici ve duygusunu önemsizleştirici ifadelerden kaçının. Gerçekten hissettiği duyguyu anlamaya çalışarak, sadece dinlemeniz bile ona iyi gelecektir. Paylaşım sonrası kendisini daha iyi hissedecek ve onun yanında olduğunuzu unutmayacaktır.
Tüm bu girişimler, partnerinizle aranızdaki bağı besleyecek ve ikinizi de mutlu edecek sonuçlar verecektir. Ayrıca, model olarak partnerinizin davranışlarında da değişikliğe yol açma ihtimaliniz artacaktır. Unutmayın, kendinize davranılmasını istediğiniz gibi davranmak sizi istediğiniz noktaya hızla taşıyabilir.
Kendiliğinden gelişen sevgi gösterileri her zaman için iyidir. Ancak, özellikle başlarda belki biraz desteğe, yapılanmış birkaç taktiğe ihtiyaç duyabilirsiniz. Örneğin, partneriniz hakkında sevdiğiniz üç maddelik bir liste yazmayı deneyebilirsiniz. Bu listede, onu tanıdığınız andan beri sahip olduğu özellikler olabilir (iyi bir dinleyici olması, sizi güldürebilmesi, vb.).
Gündelik hayatın içerisinde sizi etkileyen özelliklerinden (özel günleri her zaman hatırlayabilmesi, çok güzel şarkı söylemesi, vb.) ya da son 24 saat içerisinde yaptığı bir şeyden (bulaşıkları yıkamış olması, sabah sizi kahve yaparak uyandırması, vb.) söz edebilirsiniz. Bu egzersiz, hem partnerinize iyi gelecek hem de sevdiğiniz kişiye pozitif bir ışık altında bakmanızı sağlayarak düşünce yapınıza yansıyacaktır. Ne yazık ki özellikle ilişki uzun süredir devam ediyorsa, olumlu yanları fark etmekte zorlanmaya ve karşımızdaki insana daha eleştirel bir gözle bakmaya başlayabiliyoruz. Oysa onu ilk tanıdığınız dönemlerde sizi etkileyen birçok özelliği vardı. Sadece hatırlamanız yeterli…
Partnerinizin size ilham veren, sizi etkileyen özellikleri neler? Düşünün ve bunlardan bir liste oluşturun. Bu keyifli egzersizi biraz daha ileriye taşıyıp bir hafta boyunca her gün farklı bir liste yapmayı ya da maddeleri yapışkanlı notlarla evin odalarına yerleştirmeyi deneyebilirsiniz. Bu keyifli deneyimin ilişkinize nasıl bir etkisi olacağını gözlemleyin.
Sevginizi partnerinize göstermek için kullanabileceğiniz bir diğer alan ise iletişim kanallarıdır. Karşımızdaki kim olursa olsun, onu dinlediğimizi, anlattıklarını önemsediğimizi hissettirdiğimizde onu mutlu ederiz. Her insan, kendisini dikkatle dinleyen birisinden keyif alır. Partneriniz eve geldiğinde, işiyle/günüyle ilgili canını sıkan bir şeyi sizinle paylaşmayı seçtiğinde onu can kulağıyla dinlediğinizden emin olun. Elinizdekileri bırakın, telefonunuzu bir kenara koyun ve gözlerinin içine bakarak size anlattıklarını dinleyin.
Bitirsin de sıra bana geçsin, sabırsızlığıyla değil; o an dünyadaki en önemli şey oymuş gibi dinleyin. “Bunu mu kafana taktın?” ya da “Boşver, dert etme” gibi geçiştirici ve duygusunu önemsizleştirici ifadelerden kaçının. Gerçekten hissettiği duyguyu anlamaya çalışarak, sadece dinlemeniz bile ona iyi gelecektir. Paylaşım sonrası kendisini daha iyi hissedecek ve onun yanında olduğunuzu unutmayacaktır.
Tüm bu girişimler, partnerinizle aranızdaki bağı besleyecek ve ikinizi de mutlu edecek sonuçlar verecektir. Ayrıca, model olarak partnerinizin davranışlarında da değişikliğe yol açma ihtimaliniz artacaktır. Unutmayın, kendinize davranılmasını istediğiniz gibi davranmak sizi istediğiniz noktaya hızla taşıyabilir.