Ne oldu?
Adı türbülans...
Süreç türbülansa girdi.
Sebebi varılan uzlaşmaya örgütün uymaması, ayak diremesi. Yalçın Akdoğan'ın deyimiyle "su kaynatması"
Başbakan Yardımcısı iki maddede özetledi.
"Varılan uzlaşma gereği, 1- Şiddet, yol kesme, şehirlerdeki yapılanmalar sona erecekti, yapmadılar
2- Çekileceklerdi, çekilmediler" dedi.
Türkiye'deki silahlı örgüt üyesi sayısı
Soruyu aslında Başbakan Yardımcısına sordum, Türkiye sınırları içinde silahlı örgüt üyesi sayısı kaç dedim. Araya söz girdi, yanıt alamadım. Kaynaklardan edindiğim bilgiler çevresinde ben söyleyeyim yanıtı.
Şu an örgütün Türkiye sınırları içinde 1200 ila 1500 arasında değişen silahlı üyesi var.
Bu rakam Kobani'deki gelişmeler öncesinde 1800 ile 2000 arasında değişiyordu.
Peki neden çekilmediler?
Aslında hükümetin çerçeve yasayı çıkarmasının ardından, çekilmenin gerçekleşmesi bekleniyordu. Ama örgüt bunu uygulamaya koymadı.
Üstelik Yalçın Akdoğan'ın deyimiyle Öcalan'ın geçen Nevruz'da verdiği "silahlar sussun, fikirler konuşsun" mesajı Kobani'deki bölgedeki gelişmelerden sonra Kandil tarafından değiştirilmeye zorlandı. Akdoğan bu değişikliğe sebep olan üç gelişmeye dikkat çekiyor.
1- Bölgesel gelişmeler: Bölgede geçer akçe yine silah oldu.
2- Dış yönlendirme: Akdoğan bunu " Bölgesel gelişmeler bağlamında Türkiye'yi nasıl baskılarız şeklinde farklı kartları kullanmak isteyen yapılar var" sözleriyle ortaya koydu.
3- Hedef farkı: Çözüm süreci ile ulaşılacak hedef demokratik çözüm. Ancak Başbakan Yardımcısına göre bu hedefle örgütün hedefleri arasında artık fark var. Örgüt içinde yine Akdoğan'ın deyimiyle "Niye bunu kabul edelim, biz daha ileri şeylere ulaşabiliriz. Kestirmeden neticeye varalım anlayışı var"
Peki ne olacak?
Hükümet "silah sussun, fikirler konuşsun" zihniyetine geri dönüş istiyor. Yani örgüt Türkiye sınırlarından çekilmeli diyor. Ama bu yeterli değil , bir de çok açık olarak dile getirilen şiddetin son bulması talebi var.
MGK'da konuşuldu
Şiddetin son bulmasından kasıt, Türkiye sınırları içindeki KCK başta olmak üzere farklı isimlerle ortaya çıkan tüm yapılanmaların son bulması isteniyor.
Konu Milli Güvenlik Kurulu'nda da görüşüldü.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan "KCK türü yapılanmalar, bölgede paralel bir otorite tesis etmek gibi konular, devlete paralel oluşum çabasıdır. bunlar kabul edilemez" dedi.
Süreç nasıl ilerleyecek?
HDP ve İmralı görüşmesi olacak mı olmayacak mı? Başbakan Yardımcısı, "Yeniden görüşmeyi gerektirecek bir şey var mı ? Bizimle ya da onların İmralı ile görüşmesini gerektiren bir olay var mı? Gelinen nokta bellidir, herkes üzerine düşeni yapacak, siz bu olayları durduracaksınız. Bu provakasyonlara son verilmelidir. Top o tarafta duruyor" dedi.
Yani MİT'deki brifingten sonra Başbakan Davutoğlu tarafından , sonra da CNN Türk yayınında Başbakan Yardımcısı Akdoğan tarafından söylenen o iki şartın yerine getirilmesi isteniyor.
Ama bu arada İmralı - devlet görüşmeleri sürüyor. Bunu Akdoğan da teyit etti.
Belli ki Öcalan'a içerideki, dışarıdaki tablo anlatılıyor, belli bir noktaya çekilmesi amaçlanıyor.
Sosyo politik temizlik
Yalçın Akdoğan'ın süreç konusundaki sözleri kadar, bölgede örgütün amacına ilişkin yaptığı açıklamalar da dikkat çekiciydi.
Öncelikle kamu düzeni ve güvenliğinin tesis edileceğini, bu talebin ise bölgedeki vatandaşlardan geldiğini söyledi.
Bunun arkasında örgütün bölgede yürüttüğü politikaların etkili olduğunu açık açık söyledi.
Akdoğan "Bir göç eğilimi köpürtülmek isteniyor. Normalde Bunun adı etnik temizlik olurdu. Ama kaçırılmaya çalışanlar Kürt olduğu için sosyo politik temizlik çabası var" dedi.
Ne oldu?
Adı türbülans...
Süreç türbülansa girdi.
Sebebi varılan uzlaşmaya örgütün uymaması, ayak diremesi. Yalçın Akdoğan'ın deyimiyle "su kaynatması"
Başbakan Yardımcısı iki maddede özetledi.
"Varılan uzlaşma gereği, 1- Şiddet, yol kesme, şehirlerdeki yapılanmalar sona erecekti, yapmadılar
2- Çekileceklerdi, çekilmediler" dedi.
Türkiye'deki silahlı örgüt üyesi sayısı
Soruyu aslında Başbakan Yardımcısına sordum, Türkiye sınırları içinde silahlı örgüt üyesi sayısı kaç dedim. Araya söz girdi, yanıt alamadım. Kaynaklardan edindiğim bilgiler çevresinde ben söyleyeyim yanıtı.
Şu an örgütün Türkiye sınırları içinde 1200 ila 1500 arasında değişen silahlı üyesi var.
Bu rakam Kobani'deki gelişmeler öncesinde 1800 ile 2000 arasında değişiyordu.
Peki neden çekilmediler?
Aslında hükümetin çerçeve yasayı çıkarmasının ardından, çekilmenin gerçekleşmesi bekleniyordu. Ama örgüt bunu uygulamaya koymadı.
Üstelik Yalçın Akdoğan'ın deyimiyle Öcalan'ın geçen Nevruz'da verdiği "silahlar sussun, fikirler konuşsun" mesajı Kobani'deki bölgedeki gelişmelerden sonra Kandil tarafından değiştirilmeye zorlandı. Akdoğan bu değişikliğe sebep olan üç gelişmeye dikkat çekiyor.
1- Bölgesel gelişmeler: Bölgede geçer akçe yine silah oldu.
2- Dış yönlendirme: Akdoğan bunu " Bölgesel gelişmeler bağlamında Türkiye'yi nasıl baskılarız şeklinde farklı kartları kullanmak isteyen yapılar var" sözleriyle ortaya koydu.
3- Hedef farkı: Çözüm süreci ile ulaşılacak hedef demokratik çözüm. Ancak Başbakan Yardımcısına göre bu hedefle örgütün hedefleri arasında artık fark var. Örgüt içinde yine Akdoğan'ın deyimiyle "Niye bunu kabul edelim, biz daha ileri şeylere ulaşabiliriz. Kestirmeden neticeye varalım anlayışı var"
Peki ne olacak?
Hükümet "silah sussun, fikirler konuşsun" zihniyetine geri dönüş istiyor. Yani örgüt Türkiye sınırlarından çekilmeli diyor. Ama bu yeterli değil , bir de çok açık olarak dile getirilen şiddetin son bulması talebi var.
MGK'da konuşuldu
Şiddetin son bulmasından kasıt, Türkiye sınırları içindeki KCK başta olmak üzere farklı isimlerle ortaya çıkan tüm yapılanmaların son bulması isteniyor.
Konu Milli Güvenlik Kurulu'nda da görüşüldü.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan "KCK türü yapılanmalar, bölgede paralel bir otorite tesis etmek gibi konular, devlete paralel oluşum çabasıdır. bunlar kabul edilemez" dedi.
Süreç nasıl ilerleyecek?
HDP ve İmralı görüşmesi olacak mı olmayacak mı? Başbakan Yardımcısı, "Yeniden görüşmeyi gerektirecek bir şey var mı ? Bizimle ya da onların İmralı ile görüşmesini gerektiren bir olay var mı? Gelinen nokta bellidir, herkes üzerine düşeni yapacak, siz bu olayları durduracaksınız. Bu provakasyonlara son verilmelidir. Top o tarafta duruyor" dedi.
Yani MİT'deki brifingten sonra Başbakan Davutoğlu tarafından , sonra da CNN Türk yayınında Başbakan Yardımcısı Akdoğan tarafından söylenen o iki şartın yerine getirilmesi isteniyor.
Ama bu arada İmralı - devlet görüşmeleri sürüyor. Bunu Akdoğan da teyit etti.
Belli ki Öcalan'a içerideki, dışarıdaki tablo anlatılıyor, belli bir noktaya çekilmesi amaçlanıyor.
Sosyo politik temizlik
Yalçın Akdoğan'ın süreç konusundaki sözleri kadar, bölgede örgütün amacına ilişkin yaptığı açıklamalar da dikkat çekiciydi.
Öncelikle kamu düzeni ve güvenliğinin tesis edileceğini, bu talebin ise bölgedeki vatandaşlardan geldiğini söyledi.
Bunun arkasında örgütün bölgede yürüttüğü politikaların etkili olduğunu açık açık söyledi.
Akdoğan "Bir göç eğilimi köpürtülmek isteniyor. Normalde Bunun adı etnik temizlik olurdu. Ama kaçırılmaya çalışanlar Kürt olduğu için sosyo politik temizlik çabası var" dedi.