Her ikisini de telefonla arayan Gül'dü…
Hem seçim sonuçlarının hayırlı olmasını diledi.
Hem de gelinen nokta ile ilgili fikirlerini söyledi.
Abdullah Gül bir açıklama yapmadı henüz.
Ancak edindiğimiz bilgilere göre, o da koalisyon hükümeti arayışına girilmesi gerektiğini ifade etti.
Erken seçimin düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
Erken seçimin büyük bir hata olabileceğini belirtti.
Çağrıları cevapsız bırakmıştı
Başbakan Davutoğlu'na yakın kaynaklar telefon görüşmesini doğruladı.
Ancak "Gül devrede " yorumuna ise karşı çıktılar.
Davutoğlu'nun yakın çevresi bize, "Gül devreye girecekseydi seçimden önce yapılan çağrılara yanıt verseydi daha faydalı olurdu" ifadesini kullandılar.
Yapılan görüşmenin doğrudan fikir alma amacı ile gerçekleşmediğinin altını çizdiler.
Başbakana yakın kaynaklar, Gül'ün o dönem çağrıları yanıtsız bıraktığını vurgulamakla yetindi.
Neydi o çağrılar?
Abdullah Gül'e partinin kapılarının açık olduğunun belirtilmesi...
Bu ilk sırada...
Ama seçim sürecinde iki dikkat çeken adres daha var.
Birincisi Kayseri mitingi.
Edinilen bilgilere göre, Gül Kayseri mitingine davet edildi ama reddetti.
Diğeri ise İstanbul Yenikapı 'da yapılan fetih kutlamaları…
562. yıl dönümü kutlamalarına da 11. Cumhurbaşkanı davet edilmişti.
Ancak Gül'ün o davete de katılmadığına dikkat çekiliyor.
AK Parti ve Saray'daki görüşmeler
"İstişare görüşmeleri" yüz yüze yapılıyor.
Bu cümleyi yazma sebebim açık.
Genel Merkez ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı, fikir alış verişinde bulunmak istediği isimlerle yüz yüze bir araya geliyor.
Yani ince mesaj Gül ile yapılan telefon görüşmelerine yönelik.
Diğer yandan hem Cumhurbaşkanlığında peş peşe görüşmeler yapıldı, hem de AK Parti genel merkezinde yapıldı ve hala yapılıyor.
O görüşmelerdeki son duruma gelince…
Edindiğimiz bilgilere göre, Cumhurbaşkanı ile açık açık konuşuldu.
AK Parti'nin birinci parti olduğu, dış ve iç operasyon çekildiğine ilişkin tespitler yine yapıldı.
Ancak bu kez hatalar da konuşuldu.
Toplumun kutuplaştırıldığı da söylendi, kullanılan dilin hatalı olduğu da…
Hatta partinin kuruluş felsefesinden uzaklaştığını dile getirenler de vardı.
Muhafazakar demokrat yapıdan, muhafazakar liberal yapıya geçişi savunanlar da oldu.
Yani Cumhurbaşkanlığında tüm eleştiriler masaya yatırıldı.
Erdoğan'ın tüm eleştirileri dinlediği, not aldığı, hatta "doğru söylüyor olabilirsiniz" dediği öğrenildi.
Gelelim genel merkeze...
Orada da benzer eleştiriler masada.
Yukarıdakilere ek olarak söyleyebileceğimiz başlıklara gelince...
Kamuoyu önünde kavga etmenin verdiği zarar bile konuşuldu.
Yasin Aktay, Yalçın Akdoğan başta olmak üzere bazı isimlerin yaptıkları son açıklamalar eleştirildi; "çok sert, çok yüksek perdeden, sürekli devlet kelimesi geçiyor" ifadeleriyle...
Başbakan Davutoğlu süreçte ve bundan sonra herkesin açıklamalarına dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Her ikisini de telefonla arayan Gül'dü…
Hem seçim sonuçlarının hayırlı olmasını diledi.
Hem de gelinen nokta ile ilgili fikirlerini söyledi.
Abdullah Gül bir açıklama yapmadı henüz.
Ancak edindiğimiz bilgilere göre, o da koalisyon hükümeti arayışına girilmesi gerektiğini ifade etti.
Erken seçimin düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
Erken seçimin büyük bir hata olabileceğini belirtti.
Çağrıları cevapsız bırakmıştı
Başbakan Davutoğlu'na yakın kaynaklar telefon görüşmesini doğruladı.
Ancak "Gül devrede " yorumuna ise karşı çıktılar.
Davutoğlu'nun yakın çevresi bize, "Gül devreye girecekseydi seçimden önce yapılan çağrılara yanıt verseydi daha faydalı olurdu" ifadesini kullandılar.
Yapılan görüşmenin doğrudan fikir alma amacı ile gerçekleşmediğinin altını çizdiler.
Başbakana yakın kaynaklar, Gül'ün o dönem çağrıları yanıtsız bıraktığını vurgulamakla yetindi.
Neydi o çağrılar?
Abdullah Gül'e partinin kapılarının açık olduğunun belirtilmesi...
Bu ilk sırada...
Ama seçim sürecinde iki dikkat çeken adres daha var.
Birincisi Kayseri mitingi.
Edinilen bilgilere göre, Gül Kayseri mitingine davet edildi ama reddetti.
Diğeri ise İstanbul Yenikapı 'da yapılan fetih kutlamaları…
562. yıl dönümü kutlamalarına da 11. Cumhurbaşkanı davet edilmişti.
Ancak Gül'ün o davete de katılmadığına dikkat çekiliyor.
AK Parti ve Saray'daki görüşmeler
"İstişare görüşmeleri" yüz yüze yapılıyor.
Bu cümleyi yazma sebebim açık.
Genel Merkez ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı, fikir alış verişinde bulunmak istediği isimlerle yüz yüze bir araya geliyor.
Yani ince mesaj Gül ile yapılan telefon görüşmelerine yönelik.
Diğer yandan hem Cumhurbaşkanlığında peş peşe görüşmeler yapıldı, hem de AK Parti genel merkezinde yapıldı ve hala yapılıyor.
O görüşmelerdeki son duruma gelince…
Edindiğimiz bilgilere göre, Cumhurbaşkanı ile açık açık konuşuldu.
AK Parti'nin birinci parti olduğu, dış ve iç operasyon çekildiğine ilişkin tespitler yine yapıldı.
Ancak bu kez hatalar da konuşuldu.
Toplumun kutuplaştırıldığı da söylendi, kullanılan dilin hatalı olduğu da…
Hatta partinin kuruluş felsefesinden uzaklaştığını dile getirenler de vardı.
Muhafazakar demokrat yapıdan, muhafazakar liberal yapıya geçişi savunanlar da oldu.
Yani Cumhurbaşkanlığında tüm eleştiriler masaya yatırıldı.
Erdoğan'ın tüm eleştirileri dinlediği, not aldığı, hatta "doğru söylüyor olabilirsiniz" dediği öğrenildi.
Gelelim genel merkeze...
Orada da benzer eleştiriler masada.
Yukarıdakilere ek olarak söyleyebileceğimiz başlıklara gelince...
Kamuoyu önünde kavga etmenin verdiği zarar bile konuşuldu.
Yasin Aktay, Yalçın Akdoğan başta olmak üzere bazı isimlerin yaptıkları son açıklamalar eleştirildi; "çok sert, çok yüksek perdeden, sürekli devlet kelimesi geçiyor" ifadeleriyle...
Başbakan Davutoğlu süreçte ve bundan sonra herkesin açıklamalarına dikkat etmesi gerektiğini söyledi.