Karnelerin yaklaşan yılsonu ile sosyal medya adreslerinde paylaşılmaya başlayacağından Klinik Psikolog Handan Ergün Hoşrik ile bu durumun doğru olup olmadığını konuştuk.
Sosyal medya hesaplarında çocuklarının karne heyecanını paylaşan velilerin sayısının gün geçtikçe arttığını kaydeden Hoşrik, şunlara dikkat çekti: “Çocukların bütün bir yıl düzenli olarak okula gidebilmiş, yeni şeyler öğrenmiş ve okuldaki sorumlulukları, faaliyetleri olabildiğince gerçekleştirebilmiş olduklarını gözden kaçırmamalıyız. Sonuç ne olursa olsun belgeleri ve notları vurgulamak hatalı olacaktır. Yüksek notları, takdir belgelerini açıkça fotoğraflar ve ifadelerle paylaşmak diğer çocuklar ve ebeveynler üzerinde baskı yaratır. Ayrıca bu notları almış çocuk üzerinde de ileriye dönük bir baskı ve abartılmış bir başarı duygusuna yol açabilir. Bu durum sürekli olarak kalıplaştırılmış bir başarı algısı yaratır ve nesiller boyu eğitim yaklaşımının hatalı şekillenmesine yol açabilir. Bu nedenle son dönemde sosyal medyanın kullanımındaki artışla birlikte, daha da belirgin bir hale gelen durum, “başarının” ya da “karne”nin abartılmasıdır.”
Siz gerçekten hangisini paylaşmak istiyorsunuz?
Karneler ve alınan belgelerin paylaşılmaması gerektiğini belirten Hoşrik, “Bu hem kendi çocuğunuz hem de diğer çocuklar için zararlıdır. En güzeli o güne ait birlikte çekilmiş; ancak karnenin ortada görünmediği bir anı fotoğrafı ya da paylaşmak istediğiniz sözler olabilir. Tabi yine notları içermeyen sözler olmalı. Aksi takdirde paylaştığınız şey “karne”dir, çocuğunuz ile bir anı değil” şeklinde konuştu.
Karne kimin başarısı?
Karnenin sadece öğrenciye veriliyormuş gibi görünse de aslında öğretmenin, velilerin ve çocuğun “başarı”sına ya da başarısızlığına dair bir belge olduğunu söyleyen Hoşrik, “Herkesin söz konusu karnelerden kendine pay çıkarması önemli. Ancak sorun olumlu sonuçları herkes kendi başarısı olarak kolayca kabul ederken, düşük notların bulunduğu bir karnenin sorumluluğunun tamamen öğrenciye bırakılması ile başlıyor. Ve belki de “karne”den çok, iyi yetişmiş bir birey, tüm toplumun sorumluluğudur” dedi.
Okul başarısında aileden alınan çok yönlü destek önemli
Karnenin bir çocuğun hayatındaki tüm başarı ve en önemlisi sağlıklı ve mutlu bir hayatın belirleyicisi gibi göründüğünü belirten Hoşrik, “Oysaki karne, eğitim sürecine dahil tüm bireyler için bir geri bildirim sağlar. Ayrıca daha çok desteklenmesi gereken alanların fark edilmesine ve ilgi alanlarının belirlenmesine yardımcı olabilir. Yapılan pek çok çalışma eğitimin her kademesinde aile katılımının niteliği arttırıcı, olumlu etkisi olduğunu ortaya koyar. Yani çocukların okul başarısında aileden aldıkları çok yönlü destek önem kazanır. Bu destek sadece ders çalışma alanı sağlamak değil, motivasyona yardımcı olmak, kaygı ve beklentiyi arttırmamak, çocuğun hayatında ders dışı alanları zenginleştirmek ve desteklemektir” diye konuştu.
Başarıda gizli kahraman toplum
Eğitim sürecinde diğer bir gizli kahramanın da toplumun kendisi olduğuna dikkat çeken Hoşrik, şu bilgileri verdi: “Çünkü başarı ve başarısızlık algısını bireyin yanı sıra toplumsal algı da belirler. Bu nedenle karne konusundaki uyarıların daha çok düşük not içeren karneleri alan çocukların velilerine yapıldığını görürüz. Oysa bu süreçte yüksek notlardan memnun velilerin de sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü eğitimde en önemli unsur motivasyondur. Eğitim sürecindeki birinin motivasyonunu arttırmak eğiticilerin ve ana babaların öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Toplum da bu sorumlulukta önemli pay sahibidir.”
Kısa kısa öneriler:
· Sadece karne zamanı değil, tüm yıl boyunca çocuğun çabasını takdir etmek, zorlandığı noktaları eleştirmek yerine desteklemek önemlidir.
· Karnedeki notları ve alınan belgeleri; iyi de olsa kötü de olsa başkaları ile çocuğun kontrolü dışında ya da onun yanında da paylaşmamak gerekir. Eğer istek duyarsa kendisi paylaşacaktır.
· Sosyal medyada çocuğun karnesi ve aldığı belgeler paylaşılmamalıdır. Yılsonu sevincine ve bir yılı tamamlamış olmasına dikkat çekmek önemlidir.
· Başka çocukların da karnelerini sormak yerine, büyük yaştakilere bu yılın nasıl geçtiği, küçük yaştakilere ise okulda en çok neyi sevdiğini sorabiliriz. Hatta sorular yerine uzun bir eğitim sürecini tamamladığı için tebrik etmek de yeterli olacaktır.
· Unutmayın, başarının belgeler üzerinden abartılması; istendik belgeler almış çocuklarda beklenti ile baskıya ve uzun vadede kaygı ve performans sorunlarına; istenmeyen notlar almış çocuklarda ise başarısızlık, utanma ve uzun vadede depresyon gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Karnelerin yaklaşan yılsonu ile sosyal medya adreslerinde paylaşılmaya başlayacağından Klinik Psikolog Handan Ergün Hoşrik ile bu durumun doğru olup olmadığını konuştuk.
Sosyal medya hesaplarında çocuklarının karne heyecanını paylaşan velilerin sayısının gün geçtikçe arttığını kaydeden Hoşrik, şunlara dikkat çekti: “Çocukların bütün bir yıl düzenli olarak okula gidebilmiş, yeni şeyler öğrenmiş ve okuldaki sorumlulukları, faaliyetleri olabildiğince gerçekleştirebilmiş olduklarını gözden kaçırmamalıyız. Sonuç ne olursa olsun belgeleri ve notları vurgulamak hatalı olacaktır. Yüksek notları, takdir belgelerini açıkça fotoğraflar ve ifadelerle paylaşmak diğer çocuklar ve ebeveynler üzerinde baskı yaratır. Ayrıca bu notları almış çocuk üzerinde de ileriye dönük bir baskı ve abartılmış bir başarı duygusuna yol açabilir. Bu durum sürekli olarak kalıplaştırılmış bir başarı algısı yaratır ve nesiller boyu eğitim yaklaşımının hatalı şekillenmesine yol açabilir. Bu nedenle son dönemde sosyal medyanın kullanımındaki artışla birlikte, daha da belirgin bir hale gelen durum, “başarının” ya da “karne”nin abartılmasıdır.”
Siz gerçekten hangisini paylaşmak istiyorsunuz?
Karneler ve alınan belgelerin paylaşılmaması gerektiğini belirten Hoşrik, “Bu hem kendi çocuğunuz hem de diğer çocuklar için zararlıdır. En güzeli o güne ait birlikte çekilmiş; ancak karnenin ortada görünmediği bir anı fotoğrafı ya da paylaşmak istediğiniz sözler olabilir. Tabi yine notları içermeyen sözler olmalı. Aksi takdirde paylaştığınız şey “karne”dir, çocuğunuz ile bir anı değil” şeklinde konuştu.
Karne kimin başarısı?
Karnenin sadece öğrenciye veriliyormuş gibi görünse de aslında öğretmenin, velilerin ve çocuğun “başarı”sına ya da başarısızlığına dair bir belge olduğunu söyleyen Hoşrik, “Herkesin söz konusu karnelerden kendine pay çıkarması önemli. Ancak sorun olumlu sonuçları herkes kendi başarısı olarak kolayca kabul ederken, düşük notların bulunduğu bir karnenin sorumluluğunun tamamen öğrenciye bırakılması ile başlıyor. Ve belki de “karne”den çok, iyi yetişmiş bir birey, tüm toplumun sorumluluğudur” dedi.
Okul başarısında aileden alınan çok yönlü destek önemli
Karnenin bir çocuğun hayatındaki tüm başarı ve en önemlisi sağlıklı ve mutlu bir hayatın belirleyicisi gibi göründüğünü belirten Hoşrik, “Oysaki karne, eğitim sürecine dahil tüm bireyler için bir geri bildirim sağlar. Ayrıca daha çok desteklenmesi gereken alanların fark edilmesine ve ilgi alanlarının belirlenmesine yardımcı olabilir. Yapılan pek çok çalışma eğitimin her kademesinde aile katılımının niteliği arttırıcı, olumlu etkisi olduğunu ortaya koyar. Yani çocukların okul başarısında aileden aldıkları çok yönlü destek önem kazanır. Bu destek sadece ders çalışma alanı sağlamak değil, motivasyona yardımcı olmak, kaygı ve beklentiyi arttırmamak, çocuğun hayatında ders dışı alanları zenginleştirmek ve desteklemektir” diye konuştu.
Başarıda gizli kahraman toplum
Eğitim sürecinde diğer bir gizli kahramanın da toplumun kendisi olduğuna dikkat çeken Hoşrik, şu bilgileri verdi: “Çünkü başarı ve başarısızlık algısını bireyin yanı sıra toplumsal algı da belirler. Bu nedenle karne konusundaki uyarıların daha çok düşük not içeren karneleri alan çocukların velilerine yapıldığını görürüz. Oysa bu süreçte yüksek notlardan memnun velilerin de sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü eğitimde en önemli unsur motivasyondur. Eğitim sürecindeki birinin motivasyonunu arttırmak eğiticilerin ve ana babaların öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Toplum da bu sorumlulukta önemli pay sahibidir.”
Kısa kısa öneriler:
· Sadece karne zamanı değil, tüm yıl boyunca çocuğun çabasını takdir etmek, zorlandığı noktaları eleştirmek yerine desteklemek önemlidir.
· Karnedeki notları ve alınan belgeleri; iyi de olsa kötü de olsa başkaları ile çocuğun kontrolü dışında ya da onun yanında da paylaşmamak gerekir. Eğer istek duyarsa kendisi paylaşacaktır.
· Sosyal medyada çocuğun karnesi ve aldığı belgeler paylaşılmamalıdır. Yılsonu sevincine ve bir yılı tamamlamış olmasına dikkat çekmek önemlidir.
· Başka çocukların da karnelerini sormak yerine, büyük yaştakilere bu yılın nasıl geçtiği, küçük yaştakilere ise okulda en çok neyi sevdiğini sorabiliriz. Hatta sorular yerine uzun bir eğitim sürecini tamamladığı için tebrik etmek de yeterli olacaktır.
· Unutmayın, başarının belgeler üzerinden abartılması; istendik belgeler almış çocuklarda beklenti ile baskıya ve uzun vadede kaygı ve performans sorunlarına; istenmeyen notlar almış çocuklarda ise başarısızlık, utanma ve uzun vadede depresyon gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.