Gelenler arasında kefen giyenler de vardı, başına fes takanlar da...
Başörtülüler de vardı, başı açıklar da...
Sadece Almanya değil İngiltere, Fransa, İsveç, Avusturya, Hollanda ve Belçika'dan gelenler doldurdu salonu....
Bu, Köln'ü ikiye bölen Ren Nehri'nin sağ tarafındaki manzara...
Sol tarafına bakalım....
Protestoya gelenler arasında genci de vardı, yaşlısı da...
Alevisi de vardı, sünnisi de, hıristiyanı da...
İkiye ayrılmış Türkiye manzarasının Köln'e yansımasıydı dün yaşananlar...
Nehrin sağ tarafındakiler Türkiye'ye komplo kurmaya çalışıldığına ancak Başbakan'ın tüm bu oyunları bozduğuna inanıyor "dik dur eğilme bu millet seninle" sloganı atıyor.
Nehrin sol tarafındakiler ise Türkiye'deki antidemokratik uygulamalardan, polis şiddetinden, internet yasaklarından, yolsuzluktan, Soma'da ölenlerden Erdoğan'ı ve hükümetini sorumlu tutuyor ve "Diktatör Erdoğan" sloganları atıyor...
Nehrin sağ tarafındakiler ilk kez bir liderin Avrupa'ya kafa tutmasından memnun. "Eyyy Batı" diye başlayan cümlelerde salondaki coşku giderek artıyor...
Nehrin sol tarafındakiler ise son gelişmelerden kaygılı.
Nehrin sağ tarafındakiler Mısır, Suriye ve Filistin konusunda Türkiye'nin siyasetinden memnun.
Nehrin sol tarafındakiler ise dış politikanın çöktüğüne inanıyor, bu ülkelerle gerilen ilişkilerden rahatsız.
Nehrin sağ tarafındakiler ne olursa olsun Erdoğan'ın arkasında olduklarını gösteren pankartlar açıyor.
Nehrin sol tarafında ise Erdoğan'ı sert şekilde eleştiren pankartlar, Gezi ve Soma'da ölenleri anan pankartlar var.
Nehrin sağ tarafındakiler Başbakan Erdoğan'ın her sözüne inanıyor.
Nehrin sol tarafındakiler ise hiç bir sözüne inanmıyor.
Aslında bir nehrin ayırdığı kardeşler, aynı toprağın insanı, aynı ortak dertlerin acıların insanı...
Ama son yıllarda hiç olmadığı kadar büyüyen ayrışmanın karamsar bir tablosudur Ren nehrinin sağ ve sol tarafı...
Almanya ise Türkiye'deki bu gelişmelerin, bu ayrışmanın kendi ülkelerine yansımasından endişeli...
Haksız da değiller.
Türkiye'de son 50 yılda ne olduysa Almanya'ya yansıdı...
1970'lerde sağ sol çatışması Türkiye'de başladı, Almanya'da da kan aktı.
1980'lerde darbeden kaçanlar soluğu Almanya'da aldı. Almanya vize koymak zorunda kaldı.
1990'ların başında PKK terörü kapsamında binlerce kişi Almanya'ya sığınma talebinde bulundu.
2000'lerde Yeşil sermaye Almanya'dan parayı Türkiye'ye kaçırdı üstüne yattı.
2010'larda Gezi parkı olaylarında Almanya'daki Türkler de buradaki sokakları doldurdu.
Kısacası Türkiye nezle olsa, Almanya hapşırıyor.
Alman medyası bu yüzden Türkiye'deki gelişmeleri çok yakından takip ediyor, Tükiye'deki gelişmelerle ilgili haberler yapıyor.
Elbette Alman medyası bu haberlere Türkiye değil Almanya penceresinden bakıyor.
O haberlere takılmak yerine bence nehrin iki yakasını yeniden nasıl bir araya getirebiliriz ona kafa yormak gerekiyor.
Gelenler arasında kefen giyenler de vardı, başına fes takanlar da...
Başörtülüler de vardı, başı açıklar da...
Sadece Almanya değil İngiltere, Fransa, İsveç, Avusturya, Hollanda ve Belçika'dan gelenler doldurdu salonu....
Bu, Köln'ü ikiye bölen Ren Nehri'nin sağ tarafındaki manzara...
Sol tarafına bakalım....
Protestoya gelenler arasında genci de vardı, yaşlısı da...
Alevisi de vardı, sünnisi de, hıristiyanı da...
İkiye ayrılmış Türkiye manzarasının Köln'e yansımasıydı dün yaşananlar...
Nehrin sağ tarafındakiler Türkiye'ye komplo kurmaya çalışıldığına ancak Başbakan'ın tüm bu oyunları bozduğuna inanıyor "dik dur eğilme bu millet seninle" sloganı atıyor.
Nehrin sol tarafındakiler ise Türkiye'deki antidemokratik uygulamalardan, polis şiddetinden, internet yasaklarından, yolsuzluktan, Soma'da ölenlerden Erdoğan'ı ve hükümetini sorumlu tutuyor ve "Diktatör Erdoğan" sloganları atıyor...
Nehrin sağ tarafındakiler ilk kez bir liderin Avrupa'ya kafa tutmasından memnun. "Eyyy Batı" diye başlayan cümlelerde salondaki coşku giderek artıyor...
Nehrin sol tarafındakiler ise son gelişmelerden kaygılı.
Nehrin sağ tarafındakiler Mısır, Suriye ve Filistin konusunda Türkiye'nin siyasetinden memnun.
Nehrin sol tarafındakiler ise dış politikanın çöktüğüne inanıyor, bu ülkelerle gerilen ilişkilerden rahatsız.
Nehrin sağ tarafındakiler ne olursa olsun Erdoğan'ın arkasında olduklarını gösteren pankartlar açıyor.
Nehrin sol tarafında ise Erdoğan'ı sert şekilde eleştiren pankartlar, Gezi ve Soma'da ölenleri anan pankartlar var.
Nehrin sağ tarafındakiler Başbakan Erdoğan'ın her sözüne inanıyor.
Nehrin sol tarafındakiler ise hiç bir sözüne inanmıyor.
Aslında bir nehrin ayırdığı kardeşler, aynı toprağın insanı, aynı ortak dertlerin acıların insanı...
Ama son yıllarda hiç olmadığı kadar büyüyen ayrışmanın karamsar bir tablosudur Ren nehrinin sağ ve sol tarafı...
Almanya ise Türkiye'deki bu gelişmelerin, bu ayrışmanın kendi ülkelerine yansımasından endişeli...
Haksız da değiller.
Türkiye'de son 50 yılda ne olduysa Almanya'ya yansıdı...
1970'lerde sağ sol çatışması Türkiye'de başladı, Almanya'da da kan aktı.
1980'lerde darbeden kaçanlar soluğu Almanya'da aldı. Almanya vize koymak zorunda kaldı.
1990'ların başında PKK terörü kapsamında binlerce kişi Almanya'ya sığınma talebinde bulundu.
2000'lerde Yeşil sermaye Almanya'dan parayı Türkiye'ye kaçırdı üstüne yattı.
2010'larda Gezi parkı olaylarında Almanya'daki Türkler de buradaki sokakları doldurdu.
Kısacası Türkiye nezle olsa, Almanya hapşırıyor.
Alman medyası bu yüzden Türkiye'deki gelişmeleri çok yakından takip ediyor, Tükiye'deki gelişmelerle ilgili haberler yapıyor.
Elbette Alman medyası bu haberlere Türkiye değil Almanya penceresinden bakıyor.
O haberlere takılmak yerine bence nehrin iki yakasını yeniden nasıl bir araya getirebiliriz ona kafa yormak gerekiyor.