Lider sıkıntısı özellikle Sosyal Demokrat Parti SPD’de daha görünür halde. 2005 genel seçimlerinde Başbakanlık koltuğunu Hıristiyan Demokrat Angela Merkel’e kaptıran Gerhard Schröder siyasi kariyerine nokta koydu hatta milletvekilliğini de bɩraktı.
Sonraki dönemde Alman solu Schröder’den boşalan koltuğa oturtacak kuvvetli karizmatik bir lider bulamadı. Lider konusunda parti içindeki tartışmalar, çalkantılar oyların erimesine neden oldu. Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier’in de SPD’yi yeniden zirveye taşıyacak bir isim olarak gözükmüyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Steinmeier’in karnesi hayli zayıf.
Diğer cephede; Hıristiyan Birlik partilerinde ise sular her ne kadar durgun gibi görünse de parti içerisinde Merkel’in kredisi giderek azalıyor. Merkel özellikle ekonomik kriz döneminde geç müdahele ettiği ve iyi bir kriz yönetimi sergileyemediği yönünde parti içinde de eleştiriyor. Almanya’nın ilk kadın başbakanı olan Merkel sempatik ya da karizmatik bir lider vasfına sahip değil.
Alman siyasetinde eskisi gibi "lider“ vasfını taşıyan karizmatik isimler çıkmıyor. Geçmişte Willy Brand, Helmut Schmidt, Helmut Kohl gibi liderler Almanya’nın yakın tarihinde dünya çapında konuşulan isimler oldu. Schröder’de sempatik tavrı, medyadik yapısıyla puan topluyordu. Ancak Alman siyasetindeki mevcut liderler; Merkel ve Steinmeier bu açıdan oldukça zayıf.
Bonn Üniversitesi Politik Bilimler akademisi Profesörlerinden Gerd Langguth’da yeni piyasaya çıkan "Kohl, Schröder, Merkel – İktidar insanları“ adlı bir kitabında Almanya’da siyasi çizgiden çok kişisel vasıfların önemli olduğuna değiniyor. Prof. Langguth kitabında "Merkel’le siyasi kariyerinin başlangıcında tanıştığımda onun bir lider olabileceğini asla tahmin etmedim“ ifadesini kullanıyor.
35 yaşında siyasete atılan Merkel Hıristiyan Birlik partileri içerisinde rakiplerini bir bir egale etti. Siyaset pokerinde elindeki kartları en iyi şekilde değerlendirip sonunda Almanya’nın başbakanlık koltuğuna oturdu.
Merkel’in eylül ayında yapılacak genel seçimlerde bu koltuğu bırakması beklenmiyor, çünkü ne parti içerisinde ne siyasi arenada alternatifi yok.
Lider sıkıntısı özellikle Sosyal Demokrat Parti SPD’de daha görünür halde. 2005 genel seçimlerinde Başbakanlık koltuğunu Hıristiyan Demokrat Angela Merkel’e kaptıran Gerhard Schröder siyasi kariyerine nokta koydu hatta milletvekilliğini de bɩraktı.
Sonraki dönemde Alman solu Schröder’den boşalan koltuğa oturtacak kuvvetli karizmatik bir lider bulamadı. Lider konusunda parti içindeki tartışmalar, çalkantılar oyların erimesine neden oldu. Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier’in de SPD’yi yeniden zirveye taşıyacak bir isim olarak gözükmüyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında Steinmeier’in karnesi hayli zayıf.
Diğer cephede; Hıristiyan Birlik partilerinde ise sular her ne kadar durgun gibi görünse de parti içerisinde Merkel’in kredisi giderek azalıyor. Merkel özellikle ekonomik kriz döneminde geç müdahele ettiği ve iyi bir kriz yönetimi sergileyemediği yönünde parti içinde de eleştiriyor. Almanya’nın ilk kadın başbakanı olan Merkel sempatik ya da karizmatik bir lider vasfına sahip değil.
Alman siyasetinde eskisi gibi "lider“ vasfını taşıyan karizmatik isimler çıkmıyor. Geçmişte Willy Brand, Helmut Schmidt, Helmut Kohl gibi liderler Almanya’nın yakın tarihinde dünya çapında konuşulan isimler oldu. Schröder’de sempatik tavrı, medyadik yapısıyla puan topluyordu. Ancak Alman siyasetindeki mevcut liderler; Merkel ve Steinmeier bu açıdan oldukça zayıf.
Bonn Üniversitesi Politik Bilimler akademisi Profesörlerinden Gerd Langguth’da yeni piyasaya çıkan "Kohl, Schröder, Merkel – İktidar insanları“ adlı bir kitabında Almanya’da siyasi çizgiden çok kişisel vasıfların önemli olduğuna değiniyor. Prof. Langguth kitabında "Merkel’le siyasi kariyerinin başlangıcında tanıştığımda onun bir lider olabileceğini asla tahmin etmedim“ ifadesini kullanıyor.
35 yaşında siyasete atılan Merkel Hıristiyan Birlik partileri içerisinde rakiplerini bir bir egale etti. Siyaset pokerinde elindeki kartları en iyi şekilde değerlendirip sonunda Almanya’nın başbakanlık koltuğuna oturdu.
Merkel’in eylül ayında yapılacak genel seçimlerde bu koltuğu bırakması beklenmiyor, çünkü ne parti içerisinde ne siyasi arenada alternatifi yok.