Bu yapısallık Döviz Borçları açısından incelendiğinde son 20 yılda kamunun ağırlığının azaldığını ve giderek özel sektörün ağırlık kazandığını görüyoruz. Özellikle son zamanlarda kısa vadeli dış borcun toplam dış borç içinde payının artmakta olduğunu gözlemliyoruz. Bu durum hem firmaların kaynak ihtiyaçlarının giderek arttığını ancak kreditörler tarafından riskli bulunduklarının da bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların uzun vadeli kaynak çekmesine müsaade etmediğinin altını çizmeliyiz. Bunun sebeplerinden daha önceki raporlarda bahsetmiştik.
Borcun vade yapısı kısalırken, teminat şartları ağırlaşıyor ve maiyeti yükseliyorsa, elde edilen kaynağın yarattığı sürtünme sebebiyle karlılığın azalması kaçınılmazdır. Hele ki döviz borçlarındaki en ciddi risk kurların yükselmesi olduğu için özel sektör kısa vadeli döviz borçları sebebiyle ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu sebeple fizibilite yaparken Dolar/TL kuru tahminleri en önemli parametre olarak göze çarpmaktadır.
Geçen yıl bu zamanlarda sertçe yükselmeye başlayan Dolar/TL'nin 2014 yılı içinde sakinleşiyormuş gibi gözüküp sonra tekrar hızlı yükselmesi firmalar açısından sıkıntı yaratmış gibi gözükse de, şu an ki kurların birçok firma için "kabul edilebilir" olduğu gözüküyor. Çünkü 2-3 yıl önce alınan döviz kredilerinin faizi, TL kredi faizlerine göre oldukça düşüktü ve karşılaştırma yapıldığında hala bu kurlarla bile döviz kredisi almanın doğru bir davranış olduğu söylenebilir. Sorun Dolar/TL'nin daha da yükselip yükselmeyeceğidir. Firmaların önemli bir kısmı 2.41'ler seviyesine kadar yükselen Dolar/TL'nin bu yükselişle devam etmesi halinde ciddi problemlerle karşılacağını biliyor. Bu nedenle satışları artırmak kadar döviz kurlarına da odaklanmak zorunda kalıyorlar.
Teknik ya da temel analizler gösteriyor ki, Dolar/TL'nin kısa vadede 2.15-2.22 bandına geri dönmesi mümkün değil. Bundan başka 2.40 üzerindeki bir seyir için geçen haftalarda yaşadığımız gerilimlere benzer bir gelişme daha yaşanmalı ki şu an için böyle bir endişe yok. Demek ki kurların yönünü belirleyecek olan siyaset ve ekonomide alınan kararlar ile gelişen ülkeler ile ilgili beklentiler olacak. Dış kaynak kullanımının uzun vadeye çekilememesi durumunda Dolar/TL'nin her zaman yükselme ihtimali olduğu göz ardı edilmemeli.
Özetle döviz borçlularının dikkate etmesi gereken en önemli gelişme dış kaynağım vade yapısı olacak. Bundan başka destek seviyelerine geriledikçe alım yapılmasının faydalı bir davranış olacağı da gözüküyor.
Bu yapısallık Döviz Borçları açısından incelendiğinde son 20 yılda kamunun ağırlığının azaldığını ve giderek özel sektörün ağırlık kazandığını görüyoruz. Özellikle son zamanlarda kısa vadeli dış borcun toplam dış borç içinde payının artmakta olduğunu gözlemliyoruz. Bu durum hem firmaların kaynak ihtiyaçlarının giderek arttığını ancak kreditörler tarafından riskli bulunduklarının da bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların uzun vadeli kaynak çekmesine müsaade etmediğinin altını çizmeliyiz. Bunun sebeplerinden daha önceki raporlarda bahsetmiştik.
Borcun vade yapısı kısalırken, teminat şartları ağırlaşıyor ve maiyeti yükseliyorsa, elde edilen kaynağın yarattığı sürtünme sebebiyle karlılığın azalması kaçınılmazdır. Hele ki döviz borçlarındaki en ciddi risk kurların yükselmesi olduğu için özel sektör kısa vadeli döviz borçları sebebiyle ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu sebeple fizibilite yaparken Dolar/TL kuru tahminleri en önemli parametre olarak göze çarpmaktadır.
Geçen yıl bu zamanlarda sertçe yükselmeye başlayan Dolar/TL'nin 2014 yılı içinde sakinleşiyormuş gibi gözüküp sonra tekrar hızlı yükselmesi firmalar açısından sıkıntı yaratmış gibi gözükse de, şu an ki kurların birçok firma için "kabul edilebilir" olduğu gözüküyor. Çünkü 2-3 yıl önce alınan döviz kredilerinin faizi, TL kredi faizlerine göre oldukça düşüktü ve karşılaştırma yapıldığında hala bu kurlarla bile döviz kredisi almanın doğru bir davranış olduğu söylenebilir. Sorun Dolar/TL'nin daha da yükselip yükselmeyeceğidir. Firmaların önemli bir kısmı 2.41'ler seviyesine kadar yükselen Dolar/TL'nin bu yükselişle devam etmesi halinde ciddi problemlerle karşılacağını biliyor. Bu nedenle satışları artırmak kadar döviz kurlarına da odaklanmak zorunda kalıyorlar.
Teknik ya da temel analizler gösteriyor ki, Dolar/TL'nin kısa vadede 2.15-2.22 bandına geri dönmesi mümkün değil. Bundan başka 2.40 üzerindeki bir seyir için geçen haftalarda yaşadığımız gerilimlere benzer bir gelişme daha yaşanmalı ki şu an için böyle bir endişe yok. Demek ki kurların yönünü belirleyecek olan siyaset ve ekonomide alınan kararlar ile gelişen ülkeler ile ilgili beklentiler olacak. Dış kaynak kullanımının uzun vadeye çekilememesi durumunda Dolar/TL'nin her zaman yükselme ihtimali olduğu göz ardı edilmemeli.
Özetle döviz borçlularının dikkate etmesi gereken en önemli gelişme dış kaynağım vade yapısı olacak. Bundan başka destek seviyelerine geriledikçe alım yapılmasının faydalı bir davranış olacağı da gözüküyor.