Endometriozis ya da toplumda sık hatırlanan ismi ile çikolata kisti hastalığı ağrılı adet dönemleri ve ciddi bedensel ve ruhsal problemlerle seyreden bir hastalık. Genç yaşlardaki kadınları tutmakla beraber menopoz sonrasında bile görülebiliyor. Etrafınızda gördüğünüz adetliyken acile giden, adet dönemlerinde okula ya da işe gidemeyen kadınların büyük çoğunluğu bu hastalıktan müzdarip.
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadın endometriozis tanısı ile yaşıyor ve ağrıları için pek çok ilaç kullanıp defalarca ameliyat olmak durumunda kalıyor. Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin ardından bölge kadınlarından en çok gelen geri bildirim ilaçları evlerde kaldığı için tedavilerinin yarım kaldığı paniği oldu. Ancak bir kaç gün içerisinde farkettik ki ağrıları ilk hafta boyunca hiç gelmemişti. Bu durum beyinin ağrı yolaklarını panik ve stres halinde kilitlemesinden kaynaklanmıştı. Aynı senaryoları savaşta ölümcül yaralar almasına rağmen savaşmaya devam eden kahramanlarda da görüyoruz. Ağrısı artık ‘santralize olmuş’ dediğimiz yani uzun süreli ağrı çektiği için beyni ağrıyı öğrenmiş olan kadınlarda ani duygu durum değişiklikleri ağrının tetiklenmesine ya da yok edilmesine yol açabiliyor. Aynı savaşta uzuv kaybı olan askerlerin bir tetiklenme yaşadıklarında olmayan uzuvlarının ağrıması gibi.
Bu durum her ne kadar oradaki kadınlarımızın ‘Allah vergisi’ bir şekilde geçici süreyle ağrılarını unuttuklarını gösterse de hayatları boyunca endometriozis nedenli ne kadar çok ağrı çektiklerinin ve buna rağmen seslerini hiç çıkartmamış olduklarının acı ama bilimsel bir göstergesidir.
Mart ayı endometriozis farkındalık ayı. Bu ay siz de bir yakınınızın hayatına dokunun ve böyle ağrılardan müzdaripse bir kadın doğum hekiminden destek almasına vesile olun. Bizi biz kurtaracağız...
Endometriozis ya da toplumda sık hatırlanan ismi ile çikolata kisti hastalığı ağrılı adet dönemleri ve ciddi bedensel ve ruhsal problemlerle seyreden bir hastalık. Genç yaşlardaki kadınları tutmakla beraber menopoz sonrasında bile görülebiliyor. Etrafınızda gördüğünüz adetliyken acile giden, adet dönemlerinde okula ya da işe gidemeyen kadınların büyük çoğunluğu bu hastalıktan müzdarip.
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadın endometriozis tanısı ile yaşıyor ve ağrıları için pek çok ilaç kullanıp defalarca ameliyat olmak durumunda kalıyor. Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin ardından bölge kadınlarından en çok gelen geri bildirim ilaçları evlerde kaldığı için tedavilerinin yarım kaldığı paniği oldu. Ancak bir kaç gün içerisinde farkettik ki ağrıları ilk hafta boyunca hiç gelmemişti. Bu durum beyinin ağrı yolaklarını panik ve stres halinde kilitlemesinden kaynaklanmıştı. Aynı senaryoları savaşta ölümcül yaralar almasına rağmen savaşmaya devam eden kahramanlarda da görüyoruz. Ağrısı artık ‘santralize olmuş’ dediğimiz yani uzun süreli ağrı çektiği için beyni ağrıyı öğrenmiş olan kadınlarda ani duygu durum değişiklikleri ağrının tetiklenmesine ya da yok edilmesine yol açabiliyor. Aynı savaşta uzuv kaybı olan askerlerin bir tetiklenme yaşadıklarında olmayan uzuvlarının ağrıması gibi.
Bu durum her ne kadar oradaki kadınlarımızın ‘Allah vergisi’ bir şekilde geçici süreyle ağrılarını unuttuklarını gösterse de hayatları boyunca endometriozis nedenli ne kadar çok ağrı çektiklerinin ve buna rağmen seslerini hiç çıkartmamış olduklarının acı ama bilimsel bir göstergesidir.
Mart ayı endometriozis farkındalık ayı. Bu ay siz de bir yakınınızın hayatına dokunun ve böyle ağrılardan müzdaripse bir kadın doğum hekiminden destek almasına vesile olun. Bizi biz kurtaracağız...