Heyecanla her okul sonrası gider harçlığım ile elimden geldiğince bu yeni teknolojiyi keşfetmeye çalışırdım. Bazı arkadaşlarım sadece oyun oynamanın ötesinde internet sitesi yapmak için temel kodlamalara bakarlardı. Ben de oturur izlerdim. Oyun oynamaktan çok bu dünya daha çok beni cezbetmişti. Bazen biraz para denkleştirsem kendim başına geçerdim. Öyle bir büyüydü ki param kalmadığında kafenin sahibine temizlik yapayım bana bir müddet izin ver biraz daha inceleyeyim derdim. Bu aşk bende öyle çok güçlüydü ki sonraki yıllarda eğitimini dahi aldım.
O günler benim hayatımda büyük yer eden bu teknolojinin adı WEB’di. Tabi o dönemde henüz emekleme aşamasında olan Web tek yönlü bir bilgi paylaşım ağıydı. Daha sonrasında kendini geliştirecek ve Web 2.0 güncelemesi ile daha dinamik, etkileşim sağlayan bir hal alarak şu anki sosyal medya mecralarının atası olacaktı.
Şu an kullanımda olan ve dönemini tamamlamaya başlayan Web 2.0 teknolojisi yerini Web 3.0’e bırakmaya başladı. Bu değişim Web 1.0’dan Web 2.0’a geçişe nazaran çok daha hızlı olacağını düşünüyorum. Neden mi?
Yakın zamanda hayatımıza giren blokzincir teknolojisi ve getirisi olan kripto paralar dünyada yeni bir kaydetme teknolojisi, özgün bir maddi ekosistem oluşturdu. Geçmişte olduğu gibi artık bilgi akışı merkeziyete sahip olmayacak. Blokzincir teknolojisi ile birlikte kullanıcılar birbirleriyle herhangi bir merkeze ihtiyaç duymadan iletişimde olabilecekler. Kripto para teknolojisi ile birlikte güçlü bir destek ve maddi kaynak oluşturacaklar.
Peki Web 3.0 teknolojisi ile hayatımızda neler değişecek. Matrix’e az kaldı deyip korkutmayayım lakin insanların internet ortamında oluşturdukları birebir kendi fizikleriyle eşleşen karakterler ile çeşitli sanal dünyalarda gezebilecek ve buralarda alışveriş, oyun, konser gibi çeşitli aktivitelere katılabilecekler. Ee bunu zaten biz yapabiliyorduk demeyin çünkü bu çok daha gerçekçi ve ekosistemi daha üstün.
Sanırım artık zirve noktası beş duyunun sanal ortama dahil olması olacak. Bu da çok uzak bir durum değil. Takibinizde olmayan bir dünya olabilir ama aslında çok gerçekçi. Biraz daha bilgi sahip olmak isteyenlere “metaverse” kelimesini tavsiye ederim. Öyle bir noktada ki; şu anda bu teknolojinin içerisinden farklı projelerle arsa, ev hatta dükkan satın alabiliyor ve kiraya verebiliyorsunuz. İsterseniz kendi e-alışveriş mekanınızı da bu ortama taşıyabilirsiniz.
Artık neredeyse her telefon sahibinin kullandığı Facebook, geçtiğimiz günlerde bu alana yatırım yapacağına dair açıklamada bulundu. Bir sosyal medya mecrası ne yapabilir demeyin Facebook’un sahip olduğu iletişim gücünün dışında maddi olarak bir kaç ülkeyi cebinden çıkarabileceği aşikar. Diğer sosyal medya mecralarının da bu akıma dahil olabileceği açık bir şekilde görünüyor.
Şimdi biraz kaseti başa saracağım. Web 1.0 yıllarında bu teknolojiyi insanlara anlatmaya çalıştığımda “bizim internet sitesine ihtiyacımız yok, bizi bilen biliyor!” diyenler ya kepenkleri indirmek zorunda kaldılar ya da çok kaybedip sonra kabul edip, ayak uydurmaya çalıştılar. Şu an ki durum da çok farklı diyemem. Her dönem aynı değildir. Gelişen ve evrimleşen bir akıl her zaman vardır.
arifkalem@gmail.com
Heyecanla her okul sonrası gider harçlığım ile elimden geldiğince bu yeni teknolojiyi keşfetmeye çalışırdım. Bazı arkadaşlarım sadece oyun oynamanın ötesinde internet sitesi yapmak için temel kodlamalara bakarlardı. Ben de oturur izlerdim. Oyun oynamaktan çok bu dünya daha çok beni cezbetmişti. Bazen biraz para denkleştirsem kendim başına geçerdim. Öyle bir büyüydü ki param kalmadığında kafenin sahibine temizlik yapayım bana bir müddet izin ver biraz daha inceleyeyim derdim. Bu aşk bende öyle çok güçlüydü ki sonraki yıllarda eğitimini dahi aldım.
O günler benim hayatımda büyük yer eden bu teknolojinin adı WEB’di. Tabi o dönemde henüz emekleme aşamasında olan Web tek yönlü bir bilgi paylaşım ağıydı. Daha sonrasında kendini geliştirecek ve Web 2.0 güncelemesi ile daha dinamik, etkileşim sağlayan bir hal alarak şu anki sosyal medya mecralarının atası olacaktı.
Şu an kullanımda olan ve dönemini tamamlamaya başlayan Web 2.0 teknolojisi yerini Web 3.0’e bırakmaya başladı. Bu değişim Web 1.0’dan Web 2.0’a geçişe nazaran çok daha hızlı olacağını düşünüyorum. Neden mi?
Yakın zamanda hayatımıza giren blokzincir teknolojisi ve getirisi olan kripto paralar dünyada yeni bir kaydetme teknolojisi, özgün bir maddi ekosistem oluşturdu. Geçmişte olduğu gibi artık bilgi akışı merkeziyete sahip olmayacak. Blokzincir teknolojisi ile birlikte kullanıcılar birbirleriyle herhangi bir merkeze ihtiyaç duymadan iletişimde olabilecekler. Kripto para teknolojisi ile birlikte güçlü bir destek ve maddi kaynak oluşturacaklar.
Peki Web 3.0 teknolojisi ile hayatımızda neler değişecek. Matrix’e az kaldı deyip korkutmayayım lakin insanların internet ortamında oluşturdukları birebir kendi fizikleriyle eşleşen karakterler ile çeşitli sanal dünyalarda gezebilecek ve buralarda alışveriş, oyun, konser gibi çeşitli aktivitelere katılabilecekler. Ee bunu zaten biz yapabiliyorduk demeyin çünkü bu çok daha gerçekçi ve ekosistemi daha üstün.
Sanırım artık zirve noktası beş duyunun sanal ortama dahil olması olacak. Bu da çok uzak bir durum değil. Takibinizde olmayan bir dünya olabilir ama aslında çok gerçekçi. Biraz daha bilgi sahip olmak isteyenlere “metaverse” kelimesini tavsiye ederim. Öyle bir noktada ki; şu anda bu teknolojinin içerisinden farklı projelerle arsa, ev hatta dükkan satın alabiliyor ve kiraya verebiliyorsunuz. İsterseniz kendi e-alışveriş mekanınızı da bu ortama taşıyabilirsiniz.
Artık neredeyse her telefon sahibinin kullandığı Facebook, geçtiğimiz günlerde bu alana yatırım yapacağına dair açıklamada bulundu. Bir sosyal medya mecrası ne yapabilir demeyin Facebook’un sahip olduğu iletişim gücünün dışında maddi olarak bir kaç ülkeyi cebinden çıkarabileceği aşikar. Diğer sosyal medya mecralarının da bu akıma dahil olabileceği açık bir şekilde görünüyor.
Şimdi biraz kaseti başa saracağım. Web 1.0 yıllarında bu teknolojiyi insanlara anlatmaya çalıştığımda “bizim internet sitesine ihtiyacımız yok, bizi bilen biliyor!” diyenler ya kepenkleri indirmek zorunda kaldılar ya da çok kaybedip sonra kabul edip, ayak uydurmaya çalıştılar. Şu an ki durum da çok farklı diyemem. Her dönem aynı değildir. Gelişen ve evrimleşen bir akıl her zaman vardır.
arifkalem@gmail.com