Yanık ve yara izlerine dikkat
Kök hücre tedavisi geçmişten günümüze birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Ancak son yıllarda güzellik ve estetik trendleri arasında da kendi yerini bulmuş, verdiği sonuçlar ile birçok kişi tarafından tercih edilmeye başlanmıştır. Dr. Sevgi Ekiyor, kök hücre tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Kök hücre tedavisi kanser tedavilerinden, ortopedik tedavilere kadar tıbbın birçok alanda kullanılıyor. Günümüzde ise medikal estetiği de katkılarıyla güçlendirmiş durumda. Kök hücre tedavisi başlı başına bir tedavi biçimi olup, diğer tedavi yöntemleri ile karıştırılmamalıdır. Medikal estetik için elde edilen ve kullanılan kök hücreler, ciddi sağlık problemlerinin tedavisinde kullanılamaz.
Kök hücre tedavisi, medikal estetik tedavileri arasında yüksek düzeyde sayılabilecek tedavilerden biri tanesidir. Kök hücre tedavisi medikal estetik alanında cilt gençleştirme, kırışıklık açma, yanık ya da yara izi tedavi etme, cilt lekelerini ve akne izlerini giderme ve yeni saç gelişimini teşvik etmek gibi birçok alanda kullanılır.
Bu noktada kök hücre tedavisini kavramlara ayırmak gerekiyor. Hastalarım bana başvurduğunda en çok kullandığım iki farklı kök hücre tedavisi var. Bir tanesi yağ hücresi kullanılarak elde edilen kök hücre, diğeri ise kulak arkasından biyopsi ile elde ettiğimiz hücrenin laboratuvar ortamında çoğaltılması ile ortaya çıkan kök hücredir. Üstelik bu yöntemlere yeni bir sistem daha eklendi. Artık kulak arkasından elde ettiğimiz hücreyi laboratuvar ortamında çoğaltırken; aynı zamanda sizin kanınızdan üretilen size özel dolgular da yapılabiliyor. Burada unutmamanız gereken nokta kanınızın bir kök hücre görevi görmediğidir. Kanımızı fibrogel dediğimiz bir sistem ile geliştirip, onu dolgu kıvamına getiriyoruz. Bu dolgu, kök hücre ile birleştirildiğinde, yüzümüzde dolgu ihtiyacı görülen yerlere enjekte edebiliyoruz. Bu yöntem kök hücre tedavisini hiçbir yabancı maddeye maruz bırakmadan %40 daha başarılı bir sonuç verecek hale getiriyor.
Çalışmalar gösteriyor ki; kök hücre başka dolguların varlığında çalışsa da, aktive olduğu en iyi alan kendi kanınızdan elde edilen dolguların olduğu bölgelerdir.
Hasta bize kök hücre tedavisi yaptırmaya geldiğinde ilk olarak kulak arkasından biyopsi şeklinde bir doku alınır. Daha sonra herhangi bir rahatsızlığı saptamak için aldığımız kan örneklerini inceleriz. Kan örneklerinde Hepatit, HIV, böbrek yetmezliği ya da kanser parametlerinin varlığı gözlemlenir. Kan örneklerinde bir sorun yoksa, biyopsi ile alınan dokudaki en iyi hücre ile kök hücre üretimine başlanır. Bu aşamalar atlandıktan 4-6 hafta sonra ise kök hücre tedavisine resmen başlanabilir.
Yağ dokusundan elde ettiğimiz kök hücre tedavilerinde ise hastane ortamına ihtiyaç duyulmuyor. Artık klinik ortamda, çok zayıf bir insandan bile 50CC yağ alabiliyoruz. Aldığımız yağ hemen özel bir makinenin içinde ayrıştırılıyor. Bekleme süreci olmayan bu tedavi yöntemini en çok zaman sıkıntısı yaşayan yurtdışı hastalarımız tercih ediyor.
Her yaştan hastaya kök hücre tedavisi yapılabilir. İhtiyaçlar değişkenlik gösterebilir. Kök hücrenizi bankada saklamaya başladığınız yaş önemli. Örneğin kök hücrenizi 30 yaşında aldırdınız ve bankada beklemeye aldınız. 70 yaşında kök hücre tedavisine ihtiyaç duyduğunuzda kullanılacak olan hücreler 30 yaşındaki genç kök hücreleriniz olacak.
Kök hücre teknolojisinde vücudun sonradan bir alerjik reaksiyon geliştirme riski sıfırdır. İşlemden sonra sadece iğnenin oluşturduğu kızarıklıklar görülebilir düzeyde olabilir. Onun dışında işlem sonrası hiçbir ağrı ya da sızı duyulmaz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
BU DA LEVREKLİ ÇÖKERTME KEBABI! Muğla'nın çökertme kebabı Rize'ye gelince balıklı oldu
LEZZETİYLE SINIRLARI AŞTI! Sadece Güney Doğu'da değil İzmir'in o ilçesi de güne kebapla başlıyor! iŞTE KUYU KEBABI VE ÇORBASININ LEZZET SIRRI
En uzun gece ne zaman, bugün mü, yarın mı? 21 Aralık en uzun gece ile ilgili bilgiler!
HASTALIKLARA KARŞI ŞİFA DEPOSU; İLAÇ DEĞİL ÇEREZ! Doğuda kışın vazgeçilmez lezzeti! Hem çiğ hem pişmiş tüketiliyor
MasterChef Mehmet Yalçınkaya açıkladı! Hicaz pilavının lezzet sırrı çözüldü! Meğer püf noktası...