Tarihte bugün: 17 ekim

Hastalığı iyice artan ve karın bölgesinde su toplanmaya başlayan Mustafa Kemal Atatürk, 1938'de ilk defa ağır bir komaya girdi. Prof. Eppinger ve Prof. Bergmann'ın Atatürk'le ilgili teşhişleri sirozdu.
Kronik bir karaciğer hastalığı olan siroz çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir, ama hücre temelindeki oluşum süreci hep aynıdır. Sirozda yineleyen hücre ölümü, halka biçiminde bağdoku artışı ve yumrular biçiminde doku yenilenmesi görülür.
Belirtileri ise toplardamar sisteminde portal kan basıncı yükselmesi ve ilerleyici karaciğer yetmezliğidir.
Sirozunun kalıtsal yatkınlık dışındaki en önemli nedenleri, viral hepatit hastalığı ve alkolizmdir. Bir takım siroz olgusunda ise hastanın öyküsünde alkolizme ya da sarılığa rastlanmaz.
Kriptogenetik (nedeni bilinmeyen) siroz adı verilen bu olguların bazısında hastanın viral hepatit geçirmiş olabileceği düşünülür. Karaciğerde demir birikmesi (hemokromatoz) ve kronik konjestif kalp yetmezliği de siroza neden olabilir.
Siroz birçok nedene bağlı olsa da oluşum süreci değişmez. Bir dış etken yapısal bir işlev azalmasının ya da henüz tam aydınlatılmamış olan kalıtsal bir yatkınlığın bulunduğu karaciğerde bir mekanizmayı harekete geçirir.
Daha sonra kendi kendine işlemeyi sürdürebilen bu mekanizma sirozu başlatan bir tetik gibi işlev görür. Başka bir deyişle karaciğer, hastalığın nedeni kendi hücreleriymiş gibi davranmaya başlar.
Karaciğer hücresine zarar veren herhangi bir etken karşısında bağdoku yalnızca ölen hücrelerin yerini almakla kalmaz, karaciğer hücreleri de işlevsel bir lobcuk oluşturacak katmanlar biçiminde yenilenmez.
Tam tersine, karaciğer dokusunun araları aşırı bağdokuyla dolar ve bunun sonucunda lobcuğu parçalara ayıran yalancı lobcuklar oluşur. Böylece hücre yenilenmesi amaçsız ve yaygın bir yangı oluşumuna dönüşür.
Aşırı çoğalan bağdoku daha sonra büzülerek yakınındaki hücre ve damarları sıkıştırır ve organda oksijen yetersizliğine neden olur. Sirozda görülen sinüzoit ağ (ince damar işlevi gören boncuklar) azalması hastalığın ileri evrelerinde şiddetlenerek dolaşımı durdurabilir. Böylece başka hücrelerin de ölmesiyle tamamlanan döngü, bir kez daha başlayıp yayılmaya hazır hale gelir.
Bazı uzmanların iyi huylu bir tümör hastalığı olarak nitelemesine yol açacak kadar aşırı bir üreme gösteren siroz hücreleri organdaki besleyici maddeleri tüketir. Asalak gibi öteki karaciğer hücrelerinden beslenen siroz hücreleri artık hastalığın ve hücre ölümünün nedeni olmuştur.
Belirtileri
Başlangıçta hastanı yakınmaları çok azdır ve belirtiler yalnızca bu hastalığa özgü değildir. İştahsızlık, çabuk yorulma, bulantı, sindirim bozukluklan, kabızlık, midede ağırlık duygusu, yağlı besinleri sindirememe, aşırı gaz, ayaklarda şişlik, hafif ateş gibi bu belirtilerin çoğu sirozdan başka hastalıklarda da görülür.
Bunlar aşırı alkol alımı ya da safra yolları hastalıklarıyla eşzamanlı olarak ortaya çıkan bir mide-onikiparmakbağırsağı iltihabından da kaynaklanabilir. Ayrıca bu belirtiler kronik hepatit belirtilerine çok benzer.
Siroz çeşitli hastalıkların sonunda gelişebildiğinden gerçekte birçok geçiş tablosu vardır ve bazen tanı biyopsiyle bile kesinleştirilemez. Hastalığın ileri evresine dekompanse siroz adı verilir. Bu dönemde iştahsızlık tam bir iştah kaybına dönüşür.
Hasta halsizdir ve sürekli zayıflar, çünkü genellikle dokularda su tutulmaz. Cinsel istek gittikçe azalır ve sonunda cinsel iktidarsızlık ortaya çıkar. Özellikle sabahları ve aç karnına olmak üzere bulantı ve kusma görülür.
Barsaklarda aşırı gaz birikmesi en ağır ve kesin belirtinin ortaya çıkmak üzere olduğunu gösterir. Hasta geceleri gündüzden daha çok idrar çıkarır ve sonunda en ağır belirti olan assit (karın boşluğunda sıvı birikmesi) ortaya çıkar.
Tedavisi
Siroz ağır bir hastalıktır ve genel kabule göre tedavisinden çok, önlenmesine ağırlık verilmesi gerekir. Siroza yakalanma tehlikesine karşı ilk önlem olarak alkol kısıtlanmalıdır.
Bir başka önemli siroz nedeni de hepatittir. Hepatitte hekimin iyileşme dönemine ilişkin öğütleri tutulmalı ve karaciğerin tümüyle iyileşmesi için ortam sağlanmalıdır.
Sirozlu hastanın yaşaması hekimin önerilerine uymasına bağlıdır. Alkolden kesinlikle uzak durulmalıdır. Beslenmenin temel bir önemi vardır. Karaciğer besinlerle alınan bütün maddelerin metabolizmasmda etkili olan bir organdır.
Genel görüşe göre hasta dengeli beslenmeli, günde 100 gram protein (yağsız et, balık, yağsız peynir), 10 gram bitkisel ve kesinlikle kızarmamış yağ ile 300-400 gram karbonhidrat (şeker, ekmek, hamur vb) almalıdır.
Bir başka önemli kural da olabildiğince az tuzlu yemektir. Barsakların düzenli çalışması sağlanmalı, kabızlık önlenmelidir. Kabızlık hem atılması gereken maddelerin barsaktan emilmesiyle karaciğeri aşırı çalışmaya zorlar, hem de sindirim kanalının dışkılama için aşırı zorlanmasına yol açarak yemek borusu varislerinin birinin yırtılmasıyla sonuçlanabilir.
Genel önlemler arasında ise hastanın soğuktan, aşırı yorgunluktan ve enfeksiyon hastalığı olanlarla temastan kaçınması yer alır. Sirozlu hastalarda yemek borusu varislerini ve assiti tedaviye yönelik uygulamalar vardır. Son yıllarda, ilerlemiş siroz olgularında karaciğer nakli ameliyatına da başvurulmaktadır.
Günün diğer önemli olayları
1915: Çanakkale bölgesi komutanı General Hamilton, görevini General Birdwood'a devrederek cepheden ayrıldı.
1918: Yugoslavya Cumhuriyeti kuruldu.
1919: Batı Trakya'daki İskeçe kasabası, Yunanlılar tarafından işgal edildi.
1925: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi açıldı.
1950: Türkiye'nin de Kore Savaşı'na katılmasıyla 500 kişilik ilk Türk askeri birliği Kore'ye ulaştı ve Pusan'da karaya çıktı.
1951: Türkiye'nin NATO'ya katılmasıyla ilgili protokol, Londra'da imzalandı.
1957: Tarsus Çimento Fabrikası üretime başladı.
1995: Bakanlar Kurulu, genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü gerekçesiyle SEKA, Şeker Fabrikaları, limanlar ve karayollarındaki grevleri iki ay süreyle erteledi.
1995: İsmet Sezgin TBMM'nin 18'inci başkanı oldu. Görevi 24 aralık 1995'de sona erdi.
1996: Türkiye-ABD Ortak Ekonomik Komite Toplantısı Washington'da yapıldı.
2000: Umut Operasyonu soruşturmasında açılan ikinci davada, Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı'ya düzenlenen suikastın zanlısı olarak aranan ve ele geçirilen Rüştü Aytufan'ın idam cezasına çarptırılması talep edildi. İdam istemi gerekçesinde, Aytufan'ın, devletin anayasa ve temel nizamlarını bozmaya kalkıştığı belirtildi.
2001: İsrail-Filistin barış anlaşmalarına karşı çıkan Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Rehavam Zeevi, uğradığı silahlı saldırıcı sonucu öldü. Saldırıyı Filistin Halk Kurtuluş Cephesi üstlendi.
2002: Yıllar önce seslendirdiği yabancı polisiye dizideki 'Baretta' tiplemesiyle izleyicilerin gönlünde taht kuran ünlü tiyatro sanatçısı Soner Ağın, kalbine yenik düştü.
Tarihte bugün arşivi
4 ekim
5 ekim
6 ekim
7 ekim
8 ekim
9 ekim
10 ekim
11 ekim
12 ekim
13 ekim
14 ekim
15 ekim
16 ekim
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
A2 Sınıfı Ehliyet Nedir, Hangi Araçları Kullanır ve Kaç Yaşında Alınır?
A1 Sınıfı Ehliyet Nedir, Hangi Araçları Kullanır ve Kaç Yaşında Alınır?
F Sınıfı Ehliyet: Hangi Araçlar Kullanılabilir, Yaş Sınırı ve Başvuru Şartları Nelerdir?
D Sınıfı Ehliyet: Hangi Araçlar Kullanılabilir, Yaş Sınırı ve Başvuru Şartları Nelerdir?
Marteniçka nedir, ne zaman takılır, ne zaman çıkarılır? Marteniçka dilek bilekliği ritüeli nasıl yapılır?