hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Şehrin göbeğinde bal üretiyor

    Şehrin göbeğinde bal üretiyor
    expand

    Geçtiğimiz yıl Paris’te ilki düzenlenen bal yarışmasında altın madalyayı kazanan Volkan Tanacı, şehrin ortasından arıcılık yapıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Paris'te şehir merkezinde iki kovan ile başlayan Volkan Tanacı artıkoldukça iddialı. Yarışmada birincilik kazanan Tanacı ile Yeslist'te Ergem Şenvuva konuştu.

    Volkan senin hikayen nedir?

    1977 yılı Adana doğumluyum. Tüm eğitim öğretim hayatim Adana’da geçti. Üniversiteyi doğası ve yerleşim yeri olarak Türkiye’nin en güzel üniversitesi diyebileceğim Çukurova Üniversitesi’nin Fransızca Öğretmenliği bölümünde tamamladim. Fakat Fransızca öğretmenliği kadrosu açılmadığı için mezun olduktan sonra çok istemesem de bankacılık sektöründe çalışmaya başladım.

    Fransızcamı unutmamak ve pratik yapmak için okulumdaki hocalarıma Fransa’dan birileriyle mailleşmek istediğimi söyledim. Bir mail adresi aldım, o mail adresinin sahibi şu an eşim.

    Kendisi devlet memuru olduğu için Türkiye’ye gelmesinin çok şeyi terk etmesi demek olduğu için benim Fransa’ya gelmemi orada bir hayata başlamayı denememizi istedi ve her şey böyle başladı. Türkiye’de iki yıl kadar bu sektörde çalıştıktan sonra Fransa’ya yerleşmeye karar verdim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fransa’nın en büyük bankalarından birinin genel merkezinde ev kredileri bölümünde sözleşmeli olarak işe başladım. Ama dedim ya sevemedim bu işi. Parayla ilgilenmek çok ilgimi çeken bir şey olmadı hiç.

    Doğayı hep sevdim. Fransa’ya gelmemle bu sevgi aşka dönüştü. Eşimle düğünümüzden sonra balayına çıkacak kadar paramız yoktu. Biz de en ucuz nasıl olur diye düşünürken balayımızı yürüyerek yapmaya karar verdik. 5 gün süren 110 km lik Paris – Chartres yürüyüşü yapalım dedik.

    O kadar güzel bir deneyimdiki balayı dönüşü ilk firsatta Paris’teki evimizden yola çıkıp Fransa etabı 750 km olan ve İspanya’nın St Jaques de Compostelle şehrinde biten yolu yürümeye karar verdik. Ormanlar,vadiler ve dağları yürüyerek aştıkça doğayla bir bütünlük hali yaşıyor insan ve onu dinlemeyi, anlamayı öğreniyor. Bu süreçte karar verdim ki öyle bir iş yapmalıyım ki doğayla iç içe olabileceğim, verimli bir şey olmalı diye düşündüm.

    O dönemde Amerika’da emlak krizi patladı, ve o panikle sözleşmem uzatılmadı. Ve bu bitiş bana güzel bir başlangıcın habercisiydi. Fransa’da arıcılık yapan yakin bir arkadaşım kendisinin staj yaptığı bir arıcının birisini aradığını söyledi. Hemen görüşmek istediğimi söyledim. Arılardan ve uçan her haşereden korkan biri olmama rağmen arıcı olma fikri o kadar hoştu ki hadi Volkan biraz cesaret dedim ve işe başladım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    6 ay sezonluk işçi olarak çalıştıktan sonra bu işi üçüncü nesil olarak devam ettiren patronum bana kadrolu elemanı olmamı teklif etti. 6 yıl süren bir çıraklıktan ustalığa geçiş dönemi yaşadım. 2016 yılının başında işten ayrılarak kendim CityBzz’ı kurup Paris’te şehir arıcılığına başladım.

    Paris’te şehir arıcılığına nasıl başladın? Bu dönemde zorluklar yaşadın mı?

    İşe ilk başladığımda kırsalda çalışıyordum ama hep Paris içinde oturdum. Her gün git gel zamanla çok yormaya basladı. Paris’te ise şehir arıcılığı yeni yeni başlıyordu. Paris’in ünlü opera Garnier binasının çatısında arı kovanı olduğunu okudum. Paris’e çatılardan bakmak ayrı bir güzellik olsa gerek diye düşündüm.

    O ara kafamda CityBzz fikri yeşermeye başladı. İşten ayrıldığımda henüz kovan koyabileceğim bir çatım yoktu. Ben de şehir çatılarına kovan koyan bir arıcılık sendikasının referans arıcısı olarak Paris’te bir çocuk hastanesinin terasına yerleştirdikleri kovanlarla ilgilenme görevi aldım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kovanlığın açılışı sırasında Fransa’nın en büyük bahçe bitkileri ve malzemeleri satan mağazalarından birinin müdürünün birisiyle sohbet ederken, iş yerinin çatısına kovan koymak istediğini ve bir arıcı aradığını söylediğini duydum. Ben de hemen kovan koyacak çatı aradığımı söyledim. Bir hafta sonra kovanları koyacağım ilk çatıyı bulmuş oldum.

    Paris’te ilk defa yapılan bal yarışmasında birincilik almak çok onur verici. Hikayesini anlatır mısın?

    Bir yıl önce Paris’te eski bir Tren garını Bar/Restorant olarak yenileyen La Recyclerie isminde bir yerin terasına 4 kovan koydum. Orası bir restoran olmasının yanı sıra Paris’in göbeğinde olan bir şehir çiftliği. Eski tren raylarının her iki tarafında sebzeler meyveler ekiliyor. Tavukların kazların gezindiği, permakültür eğitimlerinin verildiği, birçok farklı atölyenin yapıldığı örnek bir yer.

    Kovanları koyduğum teras 40 tan fazla çiçek ve aromatik bitkinin olduğu bir yer. Geçtiğimiz temmuz ayında balı alıp süzdüğümde mükemmel bir tadı olduğunu gördüm. Ekim ayında ilki düzenlenen Büyük Paris Metropolü Bal Yarışmasına katıldım. Yarışmaya katılan Paris ve yakın çevresindeki şehirlerden 80’den fazla bal arasından benim balım ilk 6’ya girerek finale kaldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Finale davet edildim, 6 kişili jüri ile finalistlerin önünde bal tadımı yapıldı. Ardından ilk üç anons edildi. 3. ben degildim ardından ikinci okundu yine ben değildim. Neyse seneye artık kısmetse derken benim adım okundu. O an çok müthiş, unutulmaz bir andı.

    Şehir arıcılığını bize anlatır mısın? Şehirde arıcılık yapmanın zorlukları nelerdir?

    Sanılanın aksine bugün arılar şehirde kırsala göre daha mutlular. Hepimizin bildiği üzere tüm dünyada arı ölümleri artmakta. Bunun birinci sebebi tarımda kullanılan zirai ilaçlar. Fransa kırsalında arıcılık yaparken her yıl arı kolonilerimizin yüzde 30’unu kaybediyorduk.

    Şehirde zirai ilaçlardan uzak durulduğu için ve çiçek çeşitliliğinin bol olmasından dolayı bu tarz ölümler yaşanmıyor. Mesela ben geçen yıl Paris’te hiç bir kolonimi kaybetmedim. Bugün Paris ve çok yakin çevresinde 500.000 ağaç var, park ve bahçeleri teraslarda ki çiçekleri de eklediğimizde arılar için yeterince rezerv var diyebiliriz.

    Şehirde arıcılık yapmanın tabi ki bir takım zorlukları oluyor kırsala göre. Bir kere insanlara çok yakın çalışıyorsunuz. O yüzden kovanlarla ilgilenirken çok dikkatli, sakin ve yavaş çalışmanız gerekiyor. Onları çok kızdırmadan hareketlerinizin yumuşak olması çok önemli. Çatılara ve teraslara çıkmak her zaman kolay olmuyor, çatılardaki kovanlara giriş bazen bir merdiven yardımıyla oluyor, bal alımı yaparken merdivenden düşmemek veya bir tarafınızı incitmemek için özellikle dikkatli olunması gerekiyor. Bazen de park sorunu yaşıyorum maalesef.

    Sence İstanbul’da veya Türkiye’de büyük bir şehirde şehir arıcılığı yapılabilir mi?

    İstanbul’da şehir arıcılığının yapılmasının çok zor olacağını düşünüyorum. Arıların bal yapabilmesi için yeterince ağaç, çiçek ve yeşil alan yok maalesef. Ama Türkiye’nin farklı şehirlerinde yapabileceğini düşünüyorum. Ege’de Akdeniz’de hatta Karadeniz’de hala yeşilini koruyabildiğimiz yerlerde şehir arıcılığı yapılabilir zaten şehirlerin biyolojik çeşitliligine ve florasına katkıda bulunması için yapılmalı da.

    Senin özellikle söylemek, eklemek istediğin bir şey var mı?

    Bugün artık herkes biliyor ki, arılar olmaz ise hayat da olmaz. Bugün yemeğe oturduğumuzda her 5 çataldan 3’ünde arıların katkısı var. Zirai ilaçlar, monokültür ziraat, iklim değişikliği arıların ölümlerinde önemli rol oynuyor. Arılar yalnızca bal yapmıyor ayni zamanda insana hayat veriyor.

    Şehir arıcılığı yaparken aynı zamanda bu sorunlara değinmek ve insanları bilinçlendirmek adına da bir misyon yüklediğime inanıyorum. Şehirde arıcılıkla, kırsala göre çok daha fazla insanla kontak kurabiliyorum ve onları bu anlamda bilinçlendirmeye, bilgilendirmeye çalışıyorum.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow