Bağlanma stilinin temelleri yaşamın erken dönemlerinde atılsa da bu durum daha sonra değiştirilebiliyor. Kişinin öz farkındalığının güçlendirilmesi ve sorunlarının ne olduğunun bulunmasıyla birlikte çeşitli çözümler üretilebiliyor.
“Sürecin ilk adımı, güvensiz bağlanmanın nasıl geliştiği ve önemli ilişkilerimizde düşünce ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini öğrenerek atılabilir” diyen Klinik Psk. Sinem Özdener, şöyle konuştu:
“John Bowlby’nin bağlanma teorisine göre; insanların evrimsel olarak sağlam ilişkiler geliştirmesi ve bu ilişkilerin sürdürülebilmesi, üreme ve hayatta kalmak için büyük önem teşkil ediyor. İnsanın temas, sevgi, destek ve rahatlık arama arzusu doğuştan gelen bir ait olma ihtiyacının göstergesidir.
Bu gösterge, bireylerin ilişkilerindeki davranışlarının ve eylemlerinin arkasındaki dürtülerden biridir. Ait olma ihtiyacımıza rağmen, romantik ilişkiler veya sosyal ilişkiler istediğimiz kadar sorunsuz gitmeyebilir. Kişilerin arasındaki sorunların çoğunun kökeni bağlanma stilimiz ile ilgili sorunlara dayanabilir.”