Esir Şehrin Mutfağı: Mütareke Dönemi İstanbul Mutfağı
İstanbul'un, büyük kısmını aristokratların oluşturduğu Rus mültecilere ev sahipliği yaptığı "mütareke döneminde" yeme içme kültürü nasıldı? Aylin Doğan, Tarih Vakfı'nın "Esir Şehrin' Mutfak Kültürü" başlıklı Perşembe Konuşmaları'nda bu soruyu yanıtlayacak.
Tarih Vakfı'nın Vangelis Kechriotis Perşembe Konuşmaları'nda 9 Mart'ta Mütareke Dönemi İstanbul Mutfağı ele alınacak. "Esir Şehrin" Mutfak Kültürü başlıklı toplantıda Aylin Doğan bu dönemi, yeme içme kültürü üzerinden anlatacak.
Mütareke Dönemi olarak adlandırılan 1918-1922 yılları arasındaki dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağıldığı, ulus devlete geçiş sürecinin ve buna bağlı olarak önemli siyasi dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmakla birlikte, toplumsal değişimler açısından da dikkat çekici bir zaman dilimi.
'Tek Parti Döneminde Sofra Adabı'
Aylin Doğan'ın "Esir Şehrin" Mutfak Kültürü: Mütareke Dönemi İstanbul Mutfağı (1918-1922) başlıklı konuşmasında zaman açısından kısa, yarattığı etkiler açısından ise çok önemli olan bu dönemin şehrin mutfak kültürüne etkileri, dönemin lüks gıdaları ve şehir halkının açlıkla sınanırken değişen alışkanlıkları ele alınacak.
Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'yla beraber, sekiz yıldır savaşın tüm zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalan imparatorluğun başkenti İstanbul, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından kısa bir süre sonra, 20 Mart 1920 tarihindeki resmen işgaline kadar fiilen itilaf kuvvetlerinin işgali altına girmişti.
Mutfak ve Kültür: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Yemek Tarihi
İşgal yılları, Tanzimat'tan beri siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda öne çıkan Batılı unsurlarla bir arada yaşamayı zorunlu kılmıştı. İşgalle birlikte ortaya çıkan bu zorunlu birliktelik, saray ve toplumun üst sınıflarının oluşturduğu sınırlı bir zümre içinde kalan alafranga adetleri daha geniş kitlerle buluşturmuştu ki bu etki mutfak kültürüne de yansımaktaydı.
Mütareke yıllarında İstanbul, büyük kısmını Rus aristokratların oluşturduğu Rus mültecilere de ev sahipliği yapmıştır. Birçoğu geçici de olsa İstanbul'da bulunan Rus mültecilerin varlığı, bir taraftan şehrin eğlence, yeme-içme hayatını zenginleştirip hareketlendirirken diğer taraftan zaten iaşede yaşanan zorluklar ve şehrin nüfusundaki artış sebebiyle yaşanan yokluk ve sefaleti en üst noktaya taşımıştı. Şehir, bir taraftan zenginlik ve sefahat diğer taraftan yokluk ve sefaletle, zıtlıkları bir arada barındıran bir tiyatro sahnesi gibiydi.
Aylin Doğan'ın "Esir Şehrin" Mutfak Kültürü: Mütareke Dönemi İstanbul Mutfağı (1918-1922) başlıklı konuşmasında, zaman açısından kısa, yarattığı etkiler açısından ise çok önemli olan bu dönemin şehrin mutfak kültürü üzerindeki etkileri ve "Mutfakta lüks olan neydi?", "Şehir halkı açlıkla sınanırken alışagelmiş olduğu tatlardan vazgeçti mi?" gibi sorular ele alınacak.
Zafer Toprak bir sınıfın doğuşunu anlattı: Türkiye'de İşçi Sınıfı
Mutfak ve Kültür: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Yemek Tarihi dizisi
Gündelik hayatımızın en başat meselelerinden biri olan yemek, tarih çalışmalarında da giderek daha merkezi bir konuma gelmiş durumda. Tıpkı mutfaklar gibi kapıları, pencereleri birçok başka sahaya açılan; çekmecelerinden, dolaplarından çıkanlarla toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik tarihi anlamamıza, yeniden düşünmemize imkân veren; tarihçilik harici disiplinlerle de kuvvetli bağlara sahip tam anlamıyla disiplinler arası bir çalışma sahası yemek tarihçiliği. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türkiye tarihçiliği de genel olarak yemek tarihçiliğinde gözlemlenen bu hareketliliği yakından takip ediyor. Son yıllarda bu alanda giderek daha çok yayın ve bilgi üretildiğine, yeni yaklaşımlar ve sorularla alanın derinliğinin artmakta olduğuna tanık oluyoruz. Bir yandan detaylara, tekilliklere yönelik hassasiyetini koruyan, diğer yandan yemeğin insan hayatındaki merkezi konumuna denk düşer bir biçimde onu başka disiplinlerle ilişki halinde ele alan çalışmalar çoğalıyor.
Tarih Vakfı'nda, Vangelis Kechriotis Perşembe Konuşmaları çerçevesinde bu dönem çeşitli veçheleriyle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türkiye tarihinde yemek konusuna odaklanacağız. Türkiye'de yemek tarihçiliği alanının inşasında rol oynamış isimler kadar, alandaki yeni çalışmalara da yer ayrılacak olan bu konuşma dizisinde mutfağın tarihini kültürel toplumsal, ekonomik ve çevresel bağlarıyla beraber; malzemelerden, tariflere, pişirme tekniklerine, araç gereçlerine, sofranın düzenine, adabına uzanan bir alanda konu edineceğiz.
Aylin Doğan hakkında
Aylin Doğan lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünde 2008-2013 yılları arasında tamamladı. 2013 yılında Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih bölümünde başladığı yüksek lisans programında halen Doç. Dr. Özge Samancı danışmanlığında "Mütareke Dönemi İstanbul Mutfak Kültürü (1918-1922)" başlıklı tezini hazırlıyor. 2015-2017 yılları arasında İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Plato Meslek Yüksek Okulu'nda teorik ve uygulamalı "Yemek Kültürü", "Yöresel Mutfaklar" ve "İçeceklere Giriş" derslerini verdi. Bir sözlü tarih çalışması olan, "Geleneksel Ekmek Pişirme Teknikleri" başlıklı lisans bitirme projesini tamamladıktan sonra, projenin bir parçası olan pileki ve pileki ekmeği üzerine sözlü tarih çalışmalarına devam etti. Küreselleşme karşısında hızla erozyona uğrayan yemek kültürünün kayıt altına alınması için, İstanbul'un kuzeyinde, sakin ve izlole bir hayatın yaşandığı köy olan Rumelifeneri'nde balık, balıkçılık ve yemek kültürü başlıklarıyla sözlü tarih çalışmalarını Doç. Dr. Birsen Talay Keşoğlu'nun katkılarıyla sürdürdü. Bu süreç içerisinde yemek kültürüyle ilgili yapmış olduğu çalışmalar Yemek ve Kültür dergisi ve Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali'nin editörlüğünü yaptığı Ekmek Kitabı ve Balık Kitabı'nda yayımlandı.
Tarih: 9 Mart 2017, Perşembe
Saat: 18.30
Yer: Tarih Vakfı, Ragıp Gümüşpala Caddesi No: 10, Eminönü (Marmara Belediyeler Birliği Binası)
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
BU DA LEVREKLİ ÇÖKERTME KEBABI! Muğla'nın çökertme kebabı Rize'ye gelince balıklı oldu
LEZZETİYLE SINIRLARI AŞTI! Sadece Güney Doğu'da değil İzmir'in o ilçesi de güne kebapla başlıyor! iŞTE KUYU KEBABI VE ÇORBASININ LEZZET SIRRI
En uzun gece ne zaman, bugün mü, yarın mı? 21 Aralık en uzun gece ile ilgili bilgiler!
HASTALIKLARA KARŞI ŞİFA DEPOSU; İLAÇ DEĞİL ÇEREZ! Doğuda kışın vazgeçilmez lezzeti! Hem çiğ hem pişmiş tüketiliyor
MasterChef Mehmet Yalçınkaya açıkladı! Hicaz pilavının lezzet sırrı çözüldü! Meğer püf noktası...