Diz ağrıları yaşla birlikte artabilir!
Nöroloji ve Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu, yaşla beraber artış görülen diz ağrıları ile ilgili sıklıkla başvurulan sitokin uygulamasını sizler için anlatıyor.
Günlük aktiviteler normale yakın diz eklemi fonksiyonu gerektirir. Uyluk kemiğinin alt ucu, incik kemiğinin üst ucu ve diz kapağı diz eklemini oluşturur. Uyluk kemiği ve incik kemiği bağlı büyük bağlar diz stabilitesini sağlarken, uzun uyluk kasları güç sağlar. Üç kemiğin birbirine değdiği eklem yüzeyleri kıkırdak ile kaplıdır. Bu kıkırdak bir yastık görevi görür. Bu sayede kemikler birbirine kolayca hareket edebilir. Zamanla bu kıkırdakların hasar görmesi ve kireçlenmesi günlük yaşamı etkileyen diz ağrısına neden olabilir. Kronik diz eklem ağrısının birçok nedeni vardır ve hastalık ilerlemeden tedavi edilmesi çok önemlidir.
Kronik diz ağrısının nedenleri bunlar olabilir!
Kireçlenme, kronik diz ağrısının en yaygın nedenidir. Osteoartrit, romatoid artrit ve travmatik artrit, kronik diz eklem ağrısına neden olan artrit türleridir. Osteoartrit genellikle 50 yaş sonrası oluşur. Genetik yatkınlık en önemli sebeplerden biridir. Kemikler için yastık görevi gören kıkırdak yumuşar ve yırtılır. Kemikler birbirine sürtünerek kronik diz ağrısına ve sınırlı hareket açıklığına neden olur.
Romatoid artrit hastalığında eklem zarı kalınlaşır ve bu durum yangı oluşturur. Aşırı miktarda üretilen eklem sıvısı eklemi doldurur ve kronik yangı kıkırdak hasarı yapar. Sonucunda ise kıkırdak kaybı oluşur. Bu durum ise eklemlerde ağrı ve hareket kaybına sebep olur. Travmatik artrit ise travma sonrası kireçlenme ciddi diz travmalarından sonra oluşmaktadır. Zamanla diz kırıkları ve bağ yaralanmaları kıkırdak hasarına neden olabilir. Bu, kronik diz eklem ağrısına ve fonksiyon kaybına yol açabilir. Bu durumda diz protezi önemli bir tedavi seçeneğidir.
Diz ağrıları için sitokin tedavisi
Sitokinler hücrelerin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan proteinlerdir. Özellikle bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle enfeksiyonlar meydana geldiğinde ve çeşitli hastalıklar ortaya çıktığında vücutta önemli bir rol oynar.
Sitokinler vücut ağrısını azaltır. Ayrıca kanser hücreleriyle de savaşırlar. Günümüzde lösemi, lenfoma, melanom, mesane kanseri ve böbrek kanseri tedavisi dahil olmak üzere kanser immünoterapisinde bazı sitokinler kullanılmaktadır. Vücut doğal olarak sitokinler üretir. Ancak doğal kanser tedavilerinde kullanıldığında bu proteinler laboratuvarda üretilir ve daha sonra vücudun normalde kendi başına üretebileceğinden daha yüksek dozlarda enjekte edilir.
Tekniğin uygulanması, ofis veya hastane ortamında enjeksiyon ile gerçekleştirilebilir ve 3-5 seans olarak planlanabilir. Uygulama yerinde geçici kızarıklık, şişlik ve ağrı oluşabilir. Bu durumda parasetamol içeren ağrı kesiciler ve soğuk kompresler kullanılabilir. Enjeksiyon işleminin ardından hastalar günlük hayatlarına devam edebilirler. Sitokin tedavisi doğal ve güvenlidir. İçerisinde yabancı madde bulunmadığından alerji riski yoktur. Doz aşımı riski yoktur. Dokunun kendisinin iyileşme sürecini destekler.
Bu tedavi yöntemine ek olarak, PRP ve kök hücre tedavisi de uygulanabilir. Bu ek terapiler, diğer tedavilerin yapılmasını engellemez; aksine, tedavinin etkisini güçlendirir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Yapay zekaya sorduk: AŞK MI PARA MI? İşte yanıtı...
Dünya Çocuk Hakları Günü ne zaman? Dünya Çocuk Hakları Günü önemi nedir?
Gördes'ten kartpostallık sonbahar görüntüleri
Strese karşı etkisi kanıtlandı! Yağlı yiyeceklerin olumsuz etkilerinden koruyor, vücudun damar sistemine iyi geliyor: Kakao...
Gören hayran kalıyor! Terkos Gölü'nde masalsı sonbahar manzarası