Bu dünyadan bir "Nazım" geçti
Siyasi kimliği çok tartışılan, ama şiirleriyle Türk edebiyatının örnek isimlerinden olan Nazım Hikmet 59 yıl önce bugün hayatını kaybetti.
Hikmet Bey ve Celile Hanım'ın tek oğlu olan Nazım Hikmet, 1902 yılının ocak ayında Selanik’te dünyaya geldi. Memur bir baba ve sanatçı bir annenin oğlu olan Nazım Hikmet, mevlevi şairi olan büyük babası Nâzım paşanın şiirli toplantılarında büyüdü. Dedesinin ve arkadaşlarının tasavvuf ve edebiyata ilişkin konuşmalarını can kulağıyla dinleyen Hikmet, henüz 11 yaşındayken ilk şiiri, Feryad-ı Vatan'ı yazdı.
Küçük yaşta Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından fark edildi. Şiirden etkilenen Cemal Paşa Nazım’a, Bahriyeli olmasını teklif etti. Bir yandan eğitimine başladı, diğer yandan sarı yapraklı defterine çizdiği portrelere ve yazdığı şiirlere devam etti. Yazdığı şiirlerden biri Çanakkale Savaşında şehit düşen dayısına, diğeri ise kız kardeşinin kedisine yazdı.
1918'de yeni Mecmua Dergisinde "Mehmet Nazım" imzası ile ilk şiiri yayınlandı. 1920'de Bahriye mektebini başarıyla tamamlayan Nazım, stajyer subay oldu. Ama geçirdiği zatürre sonrasında sağlığı elverişli olmadığı için orduyu bıraktı. Şiir yazmaya devam eden Nazım Hikmet, Alemdar Gazetesinin düzenlediği yarışmada birincilik kazandı. İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u işgali Nazım’ın hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Nazım'ın kalemi, vatan sevgisini anlatıyordu.
Nazım Hikmet, milli mücadeleye katılmak için birkaç arkadaşı ile Anadolu’ya gitti. Sağlığı nedeniyle cepheye gidemeyince Ankara Hükümeti’nin görevlendirmesiyle Bolu’da öğretmenlik yaptı. İnsanları milli mücadeleye çağıran şiirleri yazdı. Yazdıkları şiir büyük bir etki yaratması ile Mustafa Kemal Atatürk ile tanıştırıldılar. O buluşmada Mustafa Kemal'in verdiği "Modern olma uğruna gayeli şiir yazmaktan vazgeçmeyin" tavsiyesi Nazım'ın hayatını şekillendirdi. Nazım daha keskin şiirler yazmaya başladı.
Moskova'ya gidip Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde ders almaya başladı. Nazım burada Rus fütüristlerden etkilendi. Yazdığı şiirler yeni hayat ve aydınlık dergilerinde yayınlandı. 1924'te yurda döndüğünde Aydınlık Dergisinde çalışırken Şeyh Sait İsyanı başladı. Takrir-İ Sükun Kanunu ile birçok gazete ve dergi kapatıldı. Hikmet ise çalıştığı dergi yüzünden cezaevine yollanan yazarlardan biri oldu.
15 yıl hapsinin istendiğini öğrenen Nazım Hikmet yurt dışına çıktı. 1928'de çıkarılan af ile birlikte yurda bir kez daha döndü. Aynı yıl Bakü'de ilk şiir kitabı "Güneşi İçenlerin Türküsü" yayımlandı. Türkiye'ye döndüğünde yazdığı yazılar ve şiirler yasaklandı. Defalarca yargı önüne çıktı. Sayısız kere kısa süreli hapis cezaları aldı. İdamı bile istendi.
Şiirleri ders kitaplarına girse, oyunları Devlet Tiyatrolarında oynansa dahi o koğuşturmalardan kurtulamadı. Kitleleri etkileyen şiirleri bazılarını korkuttu. Bu dönemde, ilki Sovyetler Birliğinde görevli bir Türk ailesinin kızı olan Nüzhet Hanım, ikincisi Rus Doktor Lena olmak üzere iki evlilik yaptı. İstanbul'a döndüğünde ise büyük aşkı Piraye Altınoğlu ile evlendi. Nazım Hikmet, iki çocuğu olan Piraye’nin geçimlerini sağlamak için gece gündüz çalıştı.
O yıllarda kitapları da peş peşe yayımlanıyordu. Nazım Hikmet 1938 yılında orduyu ve donanmayı isyana teşvik iddiası ile hakim karşısına çıktı. Toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa'daki cezaevlerinde hapis yattı. En güzel şiirlerini hapishanede, gökyüzüne hasret yazdı. Örnek aldığı, Mustafa Kemal Atatürk'e mektup yazdı. Ama Mustafa Kemal bu mektubu göremeden yaşamını yitirdi.
Dünyada başta Aragon, Pablo Neruda, Brecht, yurtta Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat gibi yüzlerce kişi Nazım Hikmet’i destekledi. Nazım'ın affı için imza kampanyaları başlatıldı. Tarih 8 Nisan 1950'yi gösterdiğinde de yeniden özgürlüğüne kavuşabilmek için “Canımı pul yerine kullanıyorum” diyerek açlık grevine başladı. Bu Türkiye tarihinin ilk açlık grevi oldu. Hikmet eylemine başladıktan kısa bir süre sonra Türkiye seçime gitti. 14 Mayıs 1950'deki seçimi Demokrat Parti kazandı. Hükümetin kurulması gecikince muhatap bulamayan Hikmet, ölüm orucuna ara verdi.
Temmuz ayında kabul edilen genel af yasası ile Nazım Hikmet, 13 yıl sonra tahliye edildi. 48 yaşındayken askerliğe çağırıldı. Nazım Hikmet, çareyi Sovyetler Birliği'ne gitmekte buldu. Ardında o zamanki karısı Münevveri ve 3 aylık bebeği Mehmet’i bıraktı. 25 Temmuz 1951'de ise Balkanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
20. yüzyılın en önemli şairlerinden biri olarak gösterilen Nazım Hikmet dünyaya kendini tanıttı. Şiirleri 50'den fazla dile çevrildi. Ünlü Şostokoviç'e, Şarlo'nun yaratıcısı Charlie Chaplin'e ve Fransız Parlamentosu Başkanı Eduard Heriot'a Uluslararası Barış Ödülü'nü veren jürinin başkanlığını yaptı.
Cezaevi yıllarından yadigar kalan kalp hastalığı peşini bırakmadı. Yorgun, yaralı ve memleket hasreti ile dolu olan yüreği 3 Haziran 1963'te durdu. Naaşı, Anadolu'daki bir köy mezarlığına değil, Yazarlar Birliği'nin düzenlediği bir törenle Moskova'daki Novodeviçiy Mezarlığı'na gömüldü. Yakın dostu ressam Abidin Dino siyah bir granit üzerine şairin meşhur şiirlerinden biri olan rüzgara karşı yürüyen adam figürünü kazıdı.
1938'de hapse girmesiyle yasaklanan şiirleri, Türkiye’de ölümünden iki yıl sonra basılarak, Türk okuyucusuyla buluştu. Şiirleri Cem Karaca, Fuat Saka, Ezginin Günlüğü, Fikret Kızılok, Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından bestelendi. 1951'de Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet Ran, tam 58 yıl sonra 10 Ocak 2009'da vatandaşlığa iade edildi. O memleketine kavuşamasa da şiirleri memleketinde kitlelerin duygu ve mutluluklarına hüznüne tercüman oldu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
YAPAY ZEKADAN '2025' YILI KEHANETLERİ! Sosyal Medyayı İkiye Bölen Soruya Bakın Ne Yanıt verdi!
En uzun gece ne zaman 2024? 21 Aralık en uzun gece ile ilgili bilgiler!
MASTERCHEF DANİLO ZANNA'NIN FAVORİSİ! Meşhur İtalyan lezzeti! Lazanya yaparken bu püf noktalarına dikkat!
BU DA LEVREKLİ ÇÖKERTME KEBABI! Muğla'nın çökertme kebabı Rize'ye gelince balıklı oldu
LEZZETİYLE SINIRLARI AŞTI! Sadece Güney Doğu'da değil İzmir'in o ilçesi de güne kebapla başlıyor! iŞTE KUYU KEBABI VE ÇORBASININ LEZZET SIRRI