Taksim'de Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 10 maddelik manifesto
CHP'nin çağrısıyla Taksim Meydanı'nda düzenlenen "Cumhuriyet ve Demokrasi" mitingi başladı. CHP Genel Başkanı Taksim Meydanı'ndaki kalabalığa seslenerek 10 maddelik bir manifesto açıkladı.
Ellerinde Türk bayraklarıyla Taksim Meydanı'nda toplanan vatandaşlar, "Türkiye laiktir, laik kalacak", Mustafa Kemal'in askerleriyiz", Yağma yok Cumhuriyet var" şeklinde sloganlar attı.
Programda, sanatçı Menderes Samancılar ve Atahol Behramoğlu kısa bir selamlara konuşması yaptı, Onur Akın mini bir konser verdi.
Miting, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
CHP'nin çağrısıyla Taksim'de Cumhuriyet ve Demokrasi mitingi
Taksim Meydanı'na gelen ve platforma eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 maddelik Taksim Manifestosu'nu okudu.
10 maddelik bildiri
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından anladakileri selamlayan Kılıçdaroğlu, "Hepinize en içten saygılarımı sunuyorum. Sevgili vatandaşlarım gün birleşme günüdür. Gün dikta yönetimlerine ve darbelerine karşı direnme günüdür. Gün halkın sesini dinleme günüdür. Bugün Taksim'deyiz, birlikteyiz. Bizim için hepimizin tarih yazdığı bir gündür. Biz Taksim'e niçin geldik, Taksim'de ne yapacağız, hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için bir Taksim Manifostosu hazırladım. " diye konuşan Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında bu 10 maddeyi okudu.
1) 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış; ama bombalar altına parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2) Bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.
3) Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz.
4) Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5) Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.
6) Bu darbe girişimi Anayasa'da, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7) Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8) Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.
9) İnancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır.
10) Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir" dedi.
Vatandaşların oylarına sundu
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra okuduğu 10 maddeyi Taksim Manifestosu'nu alandaki vatandaşların oylarına sundu.
Vatandaşlardan ellerini kaldırarak manifestoyu oylamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben bütün medya mensubu arkadaşlarıma, bütün fotoğrafçılara, bütün televizyonlara, dünya tarihine geçecek olan Türkiye'nin demokratik anlayışını dünya tarihine nakşedecek olan bu tabloyu çekmelerini istiyorum. Sevgili vatandaşlarım, elini kaldıran güzel vatandaşlarım, artık çocuklarınıza, torunlarınıza '24 Temmuz 2016'da Taksim Meydanı'nda demokrasiye ve cumhuriyete bağlılığımızı, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına bağlılığımızı, el kaldırarak onayladık' diyeceksiniz. Bu onur, bu ülkenin tüm vatandaşlarına aittir." diye konuştu.
Manifestoyu okuduktan sonra konuşmasına devam etti
Manifesto açıklamasının ardından Kılıçdaroğlu konuşmasına devam etti.
"Sevgili vatandaşlarım artık çocuklarınıza, torunlarınıza diyeceksiniz ki 24 Temmuz 2016'da Taksim Meydanı'nda demokrasiye ve cumhuriyete bağlılığımızı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına bağlılığımızı el kaldırarak onayladık diyeceksiniz. Bu onurun bu ülkenin tüm vatandaşlarına aittir" diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hep birlikte bir tarih yazdık. Hep birlikte demokrasiye sahip çıktık. Hep birlikte cumhuriyetimize sahip çıktık. Taksim Manifestosu Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi tarihinde yerini alacaktır. Yüz binlerin oyuyla kabul edilen manifesto dünyada ilk kez kabul ediliyor. Bu açıdan destek, gönül veren bütün yurttaşlarıma hepinize şükranlarımı sunuyorum"
"Bugün tarihi bir gün"
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Sevgili vatandaşlarım, bugün 24 Temmuz. Önemli bir gündeyiz aynı zamanda. Tarihi yazan bir kentteyiz. 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul'dayız. Tarihi bir meydandayız, Taksim Meydanı'ndayız. Ve tarihi bir gündeyiz. Taksim Meydanı bizim demokrasi tarihimizde yer alan önemli bir meydandır. 3 Haziran 1977... Ecevit'e suikast düzenleneceği söylendiğinde Ecevit, 'Yarın tek başıma Taksim'e gideceğim' dedi. Ve Taksim'e geldi arkasında bugün olduğu gibi yüz binler vardı. 1 Mayıs 1977 kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen bir gün. Ve o gün çok sayıda vatandaşımız Taksim Meydanı'nda hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak bizim tarihimizde yer alan ve henüz aydınlığa kavuşmamış olan bu olay yine bu meydanda geldi.
Ama bu meydan bugün cumhuriyetin ve demokrasinin meydanı oldu. Bu açıdan hepinize yürekten şükranlarımı sunuyorum. Ve Taksim Meydanı... Ulu çınarları ile bize gülümseyen meydan. Ağaçların kesilmemesi için gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan. Bu meydanda Gezi olayları yaşandı ve olaylarda ellerinde karanfiller, kitaplarla gençlerimiz hep beraber ayağa kalktı. Ülkemizi seviyoruz. İnsanlarımızı seviyoruz. Onlarla beraber, bir arada, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ayrılık, gayrılığın olmadığı bir Türkiye'yi inşallah hep beraber inşa edeceğiz. Az önce söyledim. Bugün tarihi bir gün. Bugün Lozan Anlaşması'nın kabul edildiği bir gün. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün."
"Basın özgürlüğünü hep birlikte savunacağız"
"Bugün 24 Temmuz sadece Lozan mı? Bugün basın bayramı, medyanın bayramı bugün. Tam 108 yıl önce medyaya vurulan zincirleri kırdık. Ve basın bayramı bu ülkede 108 yıldır kutlanmaya çalışıyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Basın özgürlüğünü hep beraber savunacağız. Madem ki özgürlükçü demokrasi diyoruz, madem ki cumhuriyetimizi özgürlükçü demokrasiyle taçlandıracağız, birinci adım medya özgürlüğüdür. Medya özgürlüğünü sağlamak hepimizin ortak görevidir. Bakın 15 temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi kesinlikle medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır. Eğer 108 yıl önce biz basın bayramını kutluyorsak, demek ki medya özgürlüğü bizim kültürümüzde, tarihimizde, geleneğimizde var. Medya özgürlüğü bağlamında geleneğimizi ve kültürümüzü yozlaştırmamalıyız. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar. Buradan hep birlikte basın mensuplarının bayramını kutluyoruz. Basını özgür olmayan bir toplumun kendisi de özgür değildir. Doğru haber alamayan bir toplumun özgürlüğü yok demektir." dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
AFAD - KANDİLLİ RASATHANESİ SON DEPREMLER LİSTESİ 23 ARALIK 2024: Deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? Kahramanmaraş, Mardin, Bilecik...
Kabine Toplantısı saat kaçta? Kabine Toplantısı gündem maddeleri neler? Memur ve emekli zammı, 2025 asgari ücret zammı...
MEB PERSONEL ALIMI BAŞVURULARI 2025 | MEB 50 uzman yardımcısı alımı başvuruları ne zaman başlayacak, şartları neler? 19 farklı alanda 50 uzman!
İşte 2024'ün Kelimesi: TDK ve Üniversite Oylamasına 1 Milyon Kişi Katıldı
Muğla'daki ambulans helikopter kazası... Gözyaşları yüreklerdeki yangına aktı! Hayatını kaybedenler için Antalya'da tören düzenlendi