SON DAKİKA HABERİ: İmralı, neden "Ehilim" dedi? İmralı-DEM Parti görüşmesinin kodları neler?

DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti sonrası Ankara'da kulisler hareketli. Peki, Cumhur İttifakı açısından bu temaslar nasıl yorumlanıyor? Temas sonrası hangi adımlar bekleniyor? Detayları CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova anlattı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İşte Dicle Canova'nın açıklamaları...:

KRİTİK SÜREÇTE DEM PARTİ-İMRALI GÖRÜŞMESİNİN KODLARI NE?

1- Bu bir süreç değil. Bir heyet veya masa kurulmayacak, pazarlık yapılmayacak, Anayasa odaklı değil.

2- Burada beklenen çağrı net terörsüz Türkiye için silahların bırakılması.

Şimdi diğer siyasi partiler de ziyaret edildikten sonra artık o çağrının belirli bir zaman aralığında gelmesi beklenebilir. Şu an yapılan DEM'e de siyasi manevra alanı sağlamak. Terörün silah bırakmasına ilişkin ana mesajı TBMM çatısı altında güçlendirmek. Çünkü birileri demokrasi, hukuk vb. diyorsa bunun 1 numaralı kırmızı çizgisi teröre karşı olmaktır deniyor. İşte artık bu hattın netleşmesi bekleniyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

AÇIKLAMALARDAKİ TON FARKLARI NE?

İmralı, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada pozitif anlamda ‘gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.’ dedi. 'Ehilim' ifadesini kullandı. Bunlar dikkat çekici detaylar. Neden ehilim ifadesine özellikle yer verildi?

İmralı'nın artık etkisi kalmadığı iradesi olmadığı yönündeki yorumlara ve iddialara bir atıf bu aslında. Öte yandan DEM'in  ana argümanı da  'tecrit kalksındı'. Şimdi tecrit yok. Gidildi, görüşüldü. Sağlığı iyi, morali güçlü, heyecanlı açıklamaları yapıldı.

Buna karşılık PKK terör örgütü içinden 2-3 gündür gelen bazı açıklamaları devlet takipte "İmralı sistemi üzerinden bizi dağıtmak istiyorlar" diyen bazı sözde örgüt yöneticileri var.

Bu açıklamalar arasındaki ton farkı İmralı'nın yapacağı olası çağrının ardından nereye evirilecek önemli. Zaten temel amaç da kimin ne dediğinin netleşmesi, belli olması, ortaya çıkması diyebiliriz.

PEKİ BUNA NEDEN ŞİMDİ İHTİYAÇ DUYULDU? 2 TEMEL NEDENİ VAR;

1- Terörün sona ermesi-Milli güvenlik boyutu ki mücadele sürecek. Burada bir kesintiye uğraması söz konusu değil.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

2- Bölge Kürtlerini korumak.

Bölgede bir kasırga var ve kötü niyetli olanların tümü Kürtler üzerine hesap yapıyor. Türkiye'nin terörle mücadelesini Kürtlere karşı topyekûn bir reddediş olarak lanse etmeye çalışanlar var. PKK-PYD-YPG ile Kürtler özdeşleştirilmeye çalışılıyor. Terör örgütü Üzerinden birtakım kaldıraçlar yaratılmaya çalışılıyor. Cumhur İttifakı’nın amacını da bölge Kürtlerini bu terörle özdeş ortamdan kurtarmak olarak özetleyebiliriz. Kürtlerle iyi bir derdi olan silahların bırakılması veya bırakılmaması noktasında safını belirleyecek mesajı veriliyor.

Başta Suriye olmak üzere terör örgütüne farklı fonksiyonlar verilmesinin,  ABD'deki yöne yönetim ile birlikte. Bilhassa İsrail'in güvenliği adı altında yeni bir pozisyon elde etme arayışlarının engellenmesi odaklı, ana hedefin örgütün lağvedilmesi olduğu bir süreç. Bu önemli ayaklarından biri de elbette Türkiye'de yaşayan Kürtlerle kader birliğinin sağlanması. Suriye'de Irak'ta emperyalizmin maşası olanlar ile Türkiye'dekilerin kaderi belirlenemez! Bunun doğru anlaşılması isteniyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

DEVLET İMRALI'DAN MEDET Mİ UMUYOR?

'Niye medet umsun?' deniyor. 'Gerekli mücadele sürüyor, sürecek ama birisi de çıkıp silah bırakın diyecekse çağrı yapacaksa yapsın. Buna karşı çıkılır mı? Devletin silahların bırakılmasını istemesinden daha doğal ne olabilir?' mesajı veriliyor. 

PEKİ BU ÇAĞRI KARŞILIK BULUR MU?

Birebir ilerler denemiyor elbette şu aşamada ama mühim olan çağrı etrafında bir şeylerin toparlanması, onun görülmesi. Burada DEM Parti açısından önemli bir sınav söz konusu. Çok mayınlı bir arazide kendi içinde birlik sağlayabilecek mi? Bunu dinamitlemeye hazır bir kesim var. Keza PKK-YPG içinde de dışarıya karşı belli edilmemeye çalışılsa da tam bir bütünlük yok. İşte tüm bunlar nedeni ile; İmralı etkili olur mu? Bir işlevi gerçekten var mı yok mu? Peki eğer etkisi olmazsa? "işlevi olmadıktan sonra bir anlamda imralı'yı kendi elleri ile yok etmiş olmazlar mı?" Gibi birçok soru var. Tüm bunları göreceğiz. Elbette akışı çok net belirli bir mesele değil bu. Dalgalanmalar olacaktır. Ama irade ve kararlılık var o da terörsüz Türkiye ve bölge Kürtleri üzerinden yeni oyun alanları açılmasını arzu edenlerin elinden kozlarını almak.