Son dakika... Cumhuriyet Gazetesi davasında tahliye kararı
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarından 19 şüphelinin yargılandığı davada Musa Kart dahil 7 sanık tahliye edilirken aralarında Ahmet Şık'ın olduğu diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Son dakika.... 40 adli yargı ve 5 idari yargı mensubunun görev yeri değişti
Silivri'de kuruldu, depremi 2-3 ay önceden bilecek: Deprem Kestirim İstasyonu
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında, "PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C'ye müzahir oldukları" iddiasına ilişkin açılan davada mahkeme, tutuklu sanıklar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hacı Musa Kart, Güray Tekin Öz, Turhan Günay, Önder Çelik, Hakan Karasinir'in haklarında yurt dışı yasağı konularak tahliye edilmesine karar verildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce büyük salonda görülen duruşmada, avukatların beyanları ve savcının görüşünün ardından mahkeme heyeti kısa bir ara verdi.
Aranın ardından konuşan Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, avukatlara teşekkür ederek, "Bu avukatlar sanıklar ve bizlerin zorunlu yol arkadaşlığıdır aslında olmasa da diyebiliriz. Ara kararımızı açıklayacağız. İzleyicilerden 5 gün gösterdikleri çabayı tekrar göstermesini rica ediyorum" dedi.
7 tahliye
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hacı Musa Kart, Güray Tekin Öz, Turhan Günay, Önder Çelik ve Hakan Karasinir hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar verdi.
Tutukluluk hallerine devam
Diğer tutuklu sanıklar Ahmet Şık, Akın Atalay, Kadri Gürsel ve Murat Sabuncu'nun, "Suçlamanın niteliği, lehine yardımda bulunulduğu söylenen örgütlerin silahlı terör örgütü olduğu, bu sanıkların davada eylemin irdelenmesi açısından önemli bir hareket noktası olan 'Cumhuriyet Vakfı Anayasası' olarak da tabir edilen vakıf senedi üzerindeki illiyetleri ile denetim görev ve sorumlulukları ile bu ilkelerden ayrılma çerçevesinde yardım suçunun ana hareket noktasının oluşabildiği, somut delillerin varlığı, üstlendikleri görev, dinlenmeyen tanıklar, sanık açıklamaları ve celse beyanları dikkate alındığında kuvvetli suç şüphesi dikkate alınarak" bu hallerinin devamına hükmeden mahkeme, tutuklu sanık Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise ByLock kullanıcısı olması nedeniyle bu halinin devamını kararlaştırdı.
Firari sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır hakkındaki yakalama kararının beklenmesini kararlaştıran mahkeme, ifade veren tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına hükmetti.
"Davayı bu yıl içinde bitirmeyi planlıyoruz"
Kararı okurken duruşmanın 11 Eylül'e Silivri'de görülmesine karar verildiğini vurgulayan Mahkeme Başkanı Dağ, davayı bu yıl içerisinde bitirmeyi de planladıklarına dikkati çekti.
Mahkeme heyeti, diğer ara kararlarında tutuksuz sanık Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına karar vererek, Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün Holding'in mali durumunun, Türk Ticaret Kanununun koşullarına uyup uymadığı, satılan gayrimenkullerden elde edilen bedellerin ne şekilde tasarruf edildiği hususunda atanacak bilirkişi raporunun alınmasını kararlaştırdı.
Cumhuriyet Vakfı'na ait olup Şişli'de satışı gerçekleşen gayrimenkulle ilgili cari alım satım fiyat aralığının belirlenmesi için seçilecek bilirkişi ile rapor alınmasına hükmedildi.
Ahmet Şık hakkında suç duyurusu
Savunma aşamasında tutuklu sanık Ahmet Şık'ın savunma kapsamında bildirdiği birtakım söz veya ithamlarının savunma sınırını aşarak suç unsuru teşkil edebileceği kanaatine varan mahkeme, Şık'a ait savunma bölümünün değerlendirilmesinin ardından gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını karara bağladı.
Mahkeme heyeti tanıklar İnan Kıraç, Alev Coşkun, Mustafa Pamukoğlu, Nevzat Tüfekçioğlu, Şükran Soner, Nail inal, Mehmet Faraç, Rıza Zelyurt, İbrahim Yıldız, Leyla Tavşanoğlu, Miyase İlknur, ve Aykut Küçükkaya'nın tanık olarak
çağrılmasına hükmetti.
Avukatlardan açıklama
Cumhuriyet Gazetesi davasında 7 ismin mahkemenin oy birliğiyle tahliye edilmesinin ardından Avukat Bahri Bayram Belen, İstanbul Adalet Sarayı önünde bekleyen gruba yönelik bir konuşma yaptı.
Belen konuşmasında şunları söyledi:
"Bizim ülkemiz olağanüstü dönemlerde siyasal davalara ve siyasal iddianamelere yabancı değil. Ancak siyasal saiklerle açılan davalar, gerek bizim ülkemizde gerekse diğer ülkelerde, tarihin, hukukun karanlık çöplüklerine atıldılar. Bu dönemde, olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Cumhuriyet iddianamesi de, bu dönemdeki haksız iddianamelerden, haksız hukuk uygulamalarından, adaletsizliği doğuran, hukuk güvenliğini ortadan kaldıran uygulamalarından biri . Bunun dışında, milletin iradesiyle seçilmiş milletvekilleri, yerel yönetim temsilcileri, yine başka gazeteciler, başka düşün insanları ve yazarlar, hukuki dayanağı olmayan iddianamelerle suçlanıyorlar.
Onların da birçoğu maalesef cezaevinde tutuklu. Çünkü tutuklamayan yargıçlar, salıveren yargıçlar, iddianame düzenlemeyen savcılar, tahliye isteyen savcılar da, ya meslekten ihraç ediliyorlar ya da haklarında yine hukuki olmayan iddialarla dava açılıyor ve tutuklama kararları çıkabiliyor. Bu tablo, ülkede hukuk güvenliğinin kalmadığının en somut örneklerinden biridir. Bugünkü davaya bakan mahkeme heyetinin gerek savunmanlara, gerekse yargılanan arkadaşlarımıza tutumu kibardı.
Ama onlar da biliyor, biz de biliyoruz ki, bu davada bu iddianamenin bütün dayanaksızlıklarına karşın, hepsinin tahliye kararını verebilmek öyle kolay bir şey değildi. Ama bugün hem ülkemizdeki hukukçuların, hem ülkemizdeki gazetecilerin, ülkemizdeki aydınların ve demokrasi yanlılarının ve bu davaya desteklerini eksik etmeyen milletvekili arkadaşlarımızın iç destekleriyle ve yurt dışındaki demokrasi yanlılarının, basının ve hukuk kurumlarının destekleriyle ve dayanışmalarıyla bir nebze adım atmış oluyoruz. İnanıyorum ki, bu süreç bir süre sonra sona erecek. Bu sürecin bir süre sonra sona ereceği dünden belliydi; bugün bununla ilgili ilk adım atıldı.
Tahliye edilmeyen gazeteci arkadaşlarımıza, avukat arkadaşlarımıza üzülüyoruz. Aslında, belki de katedilen mesafeye ve şu dayanışmaya sevinmeliyiz, teşekkür etmeliyiz. Bu dayanışma aslında tutuklu kalan arkadaşlarımızın sıkıntılarından çok daha önemli. Geleceğin hukuk güvenliği açısından, demokrasi açısından muştusudur.
Bu bakımdan böyle bir gelişmeyi böyle bir siyasal dönemde önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Hatta Cumhuriyet Gazetesi gibi bir gazeteyi siyasi bir İslam hareketinin propagandasını yapmasıyla suçlayıp sonra onları, ailelerini, avukatlarını o suçlamayla sınırlandıran uygulama da bugün ortadan kalktı. Bunun da önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum."
Davayı başından beri takip eden Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri de konuşmalarıyla davayla ilgili desteklerini sürdüreceklerini belirtti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı