hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İlker Başbuğ: 15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, CNN TÜRK ekranında yayınlanan Tarafsız Bölge programına konuk oldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilk ayrıntılı değerlendirmesini yapan Başbuğ, dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bunun bir Cemaat darbesi olduğunu, 3 ayrı ekibin darbe sürecinde yer aldığını söyledi. Başbuğ, arkasında dış destek de var dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İlker Başbuğ'un açıklamasından satır başları:

    15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum, 15 Temmuz TSK'ya sızan cemaatin silahlı darbesidir. 15 Temmuz bugüne kadar yaşanan darbelerle aynı havuzda değil.

    15 Temmuz'u planlayan uygulayan ana iskelet cemaattir. Bu kalkışmaya müdahalede gecikenlerin hepsi cemaatçi olmayabilir.

    3 grup var

    15 Temmuz kalkışmasının arkasında planlayan, yöneten, kurgulayan ana isim Cemaat’tir. İkincisi büyük bir ihtimalle anında yapması gereken hareketi yapmayanlar, gecikenler, tereddüde düşenler… Bunlar cemaatçi mi hayır. Böyle bir grup da var bunların içinde. Üçüncü grup ise cemaatçi olmamasına rağmen buradan istifade etmek isteyen bazı insanlar olabilir.

    TSK’ya sızan FETÖ unsurlarının askeri darbelerdeki gibi kendi başına bu hareketi yapmadı. Kendilerine özgü hedef ve amaçları mı var? Dışarıdan bu hareketi yönlendirenlerin hedef ve amaçları var.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Darbe girişimi TSK kaynaklıymış gibi tedavi edilmeye çalışılıyor.

    MİT Müsteşarının sivil olmasıyla MİT, TSK'dan tamamen çekildi.

    TSK, kışla dışındaki askerlerin izleyemiyor, bunu MİT yapmalı. TSK'nın FETÖ'yü izlemek için yeterli istihbarat imkanı yok.

    MİT'te asker varken, TSK cemaatle mücadale edebiliyordu.

    Turgut Özal zamanında oldu

    Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu. Bülent Ecevit de sempatiyle bakıyordu. Yine Tansu Çiller döneminde de böyleydi. Erbakan'ın cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz. 2002-2007 dönemi ayrı bör dönem. Cemaatle iyi geçinelim, ama TSK'ya çatışmaya girmeyelim dönemi. Genelkurmay Başkanı iken bugün bu tehdit bize yarın size demiştim.

    2011'de kırılma başlıyor

    2011'de AKP'nin cemaatle ilişkilerin kırılma yaşadığı dönem. Haziran seçimlerinde yazılan çizilenlere bakarsak cemaat, AK Parti'den kontenjan istiyor. O zaman Başbakan diyor ki bir dakika. Vermiyor biliyorsunuz. Kırılma başladı.

    Fenerbahçe inanılmaz direndi
     
    6 Ocak 2012'de ben tutuklanıyorum. Ha benden evvel bir olay daha var. 3 Temmuz 2011'de önce Fenerbahçe'ye şike davası açıldı. Bu süreçte dik duran gerçek mücadale yapan her boyutuyla ama başkanından son taraftarına kadar Fenerbahçe inanılmaz tarihi bir direniş, birlik ve beraberlik gösterdi. Bunu her zaman ifade ederim.

    Tutuklanmamdaki mesaj Başbakan'aydı

    Benim tutuklanmam birilerine mesajdır. Tutuklanmamdaki mesaj Başbakan'aydı. Bir ay sonra 7 Şubat MİT olayı patladı. Artık AK Parti ile cemaatin kopma aşamasına geldiğini görüyoruz.

    2012-2016 arasında Erdoğan, cemaate karşı tek başına savaş verdi.

    15 Temmuz'da komuta kademesi iyi bir sınav veremedi. Bazır erlere ve subaylara ait görüntüler rahatsız ediciydi. 15 Temmuz'un incelenmesi bağımsız bir kuruma verilebilir.

    Bu darbeye kalkışan cemaat, Kendi din anlayışlarına uygun bir devlet sistemi kuracaktı. Burada hedef TSK'ydı. Bu kalkışmada dış destek de var. Olmaması işin tabiatına aykırı.

    Gülen nerede yaşıyor. ABD'de. Orada o imkanları sağlayan kim? CIA. Bu istihbarat örgütü ona ABD'de kalma iznini boşuna mı vardı. İstihbaratın onu kullanmayacağını mı düşünüyorsunuz?

    Kumpaslarla TSK itibarını kaybetmedi, gücünü kaybetti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow