Erbaş: RTÜK o televizyon kanalını kapatmalı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, A9 kanalında yaptığı programla tartışılan Adnan Oktar hakkında çok sert konuştu. "Bizim de gördüğümüz zaman tüylerimizi diken diken eden, zaten bakmakta doğru değil öyle bir kanala." diyen Erbaş, Oktar için "Dengesi bozulmuş bir insan." ifadesini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Erbaş, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle Diyanet İşleri Başkanlığında bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı. Diyanet'in faaliyetlerine ilişkin bilgiler veren Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde yaklaşık 100 bin imam-müezzin, 20 bin kadrolu Kur'an Kursu öğretmeni, 20 bin geçici Kur'an Kursu öğreticisi, 3 bin vaiz ve bin 250 müftünün bulunduğunu ifade etti.
Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulunca Kur'an-ı Kerim'lerin incelendikten sonra basımının gerçekleştiğini anlatan Erbaş, bundan böyle Kur'an-ı Kerim meallerinin de incelenerek basılacağını açıkladı. Diyanet bünyesinde Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının kurulduğunu bildiren Erbaş, bu kurulun Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların din hizmeti ve din eğitimi ihtiyaçlarını karşılayacağını söyledi. Diyanet'in yeni dönemde terör örgütleriyle mücadelede ne tür faaliyetlerde bulunacağına ilişkin bir soru üzerine Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulunun "dini görünümlü terör örgütleri"nin faaliyetleri üzerine çalışmalarının bulunduğunu, daha önce FETÖ ile ilgili iki rapor hazırladıklarını anlattı.
"FETÖ ile ilgili hazırlanan raporlar güncellenecek"
"Sahih din anlayışını aşan, farklı birtakım görüşleri olan ve milletin içerisine fitne sokmaya çalışan şahıslar ve grupların olup olmadığı" üzerinde şu anda çalışmalarının bulunduğunu dile getiren Erbaş, "Çünkü tedbir almamız gerekiyor. FETÖ konusunda biraz geç kaldık. Onu itiraf edelim ama şimdi geç kalmamak için bu noktada çok gayretli çalışmalarımız var. Milletimizin birliği, beraberliği için buna ihtiyacımız var." diye konuştu.
Erbaş, FETÖ ile ilgili hazırlanan raporların daha güçlü hale getirilebilmesi için nelerin yapılabileceğine yönelik bir soru üzerine de Diyanet'in, FETÖ ile ilgili hazırladığı raporların güncelleneceğini belirtti. Hizmet içi eğitimlerde üzerinde durdukları konulardan birinin de FETÖ gibi yapılanmalar olduğunu ifade eden Erbaş, "FETÖ veya FETÖ'ye benzer birtakım gruplar, dini görünümlü oluşumlar üzerinde komisyonlarımız çalışıyor. İyiyi iyi olmayandan, faydalıyı faydalı olmayandan ayırarak, bu millete faydalı hizmetler yapan, insanları da rahatsız ve rencide etmeden hassas bir şekilde çalışmalarımız devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Cami mimarileri standartlaşacak
Cami mimarisinin standartlaşması üzerine de çalışmalarının bulunduğunu aktaran Erbaş, mimarilerde bir standart getirileceğini, bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla birlikte hareket ettiklerini söyledi.
Bir gazetecinin, "Türkiye'de son yıllarda çok fazla cami yapılıyor" sözleri üzerine Erbaş, "Türkiye'de yılda 600-700 civarında cami yapılıyor. Tabii biz istiyoruz ki ihtiyaç olan yerlere yapılsın. Bundan sonra zaten ihtiyaç olmayan yerlere cami yapılması da zorlaşacak. Bu çalışmamız sonucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayı olmadan, eğer bir yerde camiye ihtiyaç yoksa, orada cami yapılmayacak." açıklamasında bulundu.
Din İşleri Yüksek Kuruluna gelen sorulara ilişkin de Erbaş, geçen hafta kurulun bir toplantı yaptığını, burada da gelen soruların ele alındığı aktardı. Erbaş, yöneltilen her soruya cevap verilmeyeceğini kaydetti.
"Ülke olarak askerlerimize dua ediyoruz"
Zeytin Dalı Harekatı'na yönelik de değerlendirmede bulunan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın devletin ulvi hedefleri noktasında destek olmaya çalıştığını belirtti.
Devletin terör örgütleriyle mücadele içinde olduğuna dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
"Birtakım devletler hemen sınırımızda, bir terör devleti kurma peşinde. Biz eğer buna engel olmazsak sanki sınırlarımızdan içeri, bundan önce olduğundan belki onlarca kat, yüzlerce kat sızmalar olacak ve vatanımızı bölme noktasında bölücülere katkı sağlayacaklar. Artık bu görülmeyen bir şey değil, ulu orta yapıyorlar. Devlet yetkililerimizin de söylediği gibi '4-5 bin tır dolusu silahı bizim sınırımıza niye yığıyor insanlar?"
Eskisi gibi cephelerde savaşılmadığına, vekalet savaşlarının yapıldığına dikkati çeken Erbaş, şunları kaydetti:
"Vekalet savaşlarını hepimiz biliyoruz. Kendi adlarına savaştırmak için örgütler kuruyorlar. O örgütlerle hedef aldıkları devlete adeta savaş ilan ediyorlar, savaşıyorlar. Dolayısıyla biz şu anda topyekun, ülke olarak, bütün kurumlarımızla askerlerimize dua konumundayız. Eğer yardım etmek gerekiyorsa, oralara gidip bir şeyler yapabilmek gerekiyorsa millet olarak onu da yapmalıyız. Çünkü vatan söz konusu, bayrak söz konusu."
Erbaş, hac kuralarına ilişkin bir soru üzerine ise "Zannediyorum 3 sene önce ilk yazılanları kuraya almadan gönderdik. Fakat sonra sayı o kadar çok arttı ki kuranın dışında, şu an başka bir metot gözükmüyor. Hastalanmış, erteleme almış, eşi vefat etmiş. Bunlarla ilgili bir çalışma yapalım inşallah. Belki şu olabilir, ilk yazılanlar ilk 2 yıl kuraya sokulmayabilir, diğerlerine daha fazla şans doğsun diye. Bunlar gündeme getirildi.” değerlendirmesinde bulundu.
“O televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığında değil ki, yetki kimdeyse onun kapatması lazım"
FETÖ’nün dışında kendisine cemaat, hoca diyen grupların olduğu kaydedilerek, “İnşallah maşallahı çok kullanıp bir yandan önüne Kur’an-ı Kerim’i koyup, bir yandan da önünde dansöz oynatanlar var. Kur’an-ı Kerim’i önüne alıp dansöz oynatanlara karşı ne yapacaksınız?” sorusu üzerine Erbaş, “Bizim de gördüğümüz zaman tüylerimizi diken diken eden, zaten bakmakta doğru değil öyle bir kanala. Bu kişi vaktiyle Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayan bir grubun başındaydı o kişi. Şimdi kendisi Mason olduğunu söylüyor. Tamamen akli dengesi herhalde bozulmuş. O konuda ceza aldı. Yahudilere ve Masonlara hakaretten ceza aldı. Şimdi öyle. Cezaevinde yatış sebeplerinden birisi de Atatürk’e hakarettir. 90’lı ya da 80’li yıllarda ben çok iyi biliyorum Atatürk’e hakaretten cezaevinde kaldı ama şimdi en büyük Atatürkçü olarak kendisini söylüyor. Dengesi bozulmuş bir insan. Biz bunun doğru olmadığını söylüyoruz. Ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığında değil ki, yetki kimdeyse onun kapatması lazım. İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini bir takım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi?” değerlendirmesinde bulundu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Haluk Levent korkuttu: Göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye kaldırıldı
KABİNE TOPLANTISI BAŞLADI! 23 Aralık 2024 Kabine Toplantısı kararları neler? Gözler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'da!
MEB 50 uzman yardımcısı alımı başvuruları ne zaman başlayacak, şartları neler? MEB PERSONEL ALIMI BAŞVURU EKRANI!
TOKİ 250 bin konut başvurusu ne zaman, nasıl yapılır, şartları neler? TOKİ 250 BİN KONUT BAŞVURUSU 2025 E-DEVLET EKRANI!
İlk Kez Konuştu: Umut'a Görüntüleri Sordum, Bana Dedi Ki...