Spiritüal İstismar: Kuantum, Enerji ve Biyokimyanın Psikolojik Etkileri
Son yıllarda, biyokimya, kuantum düşünce ve enerji terapileri gibi "Yeni Çağ" spiritüalist akımlar hızla yayılmakta. Bu eğilimler, özellikle seküler gruplar arasında ilgi görmekte ve bazıları bu akımları tıbbi tedavi yerine tercih etmektedir. Ancak uzmanlar, bu tür akımların bazen psikolojik hastalık belirtileri olabileceğini belirtiyor. Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın özel haberi...

Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, bu tür akımların, bireylerin psikolojik bozukluklarını maskeleyebileceği ve hatta tedavi edilmesi gereken hastalıklar oluşturabileceğini söylüyor. Verimli'ye göre, kaybolduğu ormanda hayatını kaybeden Ece Gürel'in ölümü, bu tür spiritüalist ritüellerin bir sonucu olabilir. Ayrıca, biyokimya ve kuantum gibi bilimsel terimler üzerinden yapılan spekülasyonların, aslında bilimle ilgisi olmayan bir alternatif inanç sistemi yarattığını ifade ediyor.

Yeni Çağ spiritüalizminin yükselişi, özellikle büyükşehirlerde ve kadınlar arasında daha fazla ilgi görmekte. Ancak, bu eğilimlerin aşırıya kaçması, ciddi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Prof. Dr. Verimli, bu tür akımların "yeni nesil tarikatlar" olarak nitelendirilebileceğini ve bu tarikatların toplumsal denetim altına alınması gerektiğini belirtiyor.

Kuantum terapisi, biyokimya ve enerji seansları gibi modern spiritüalist yaklaşımlar, bilimsel temele dayanmayan uygulamalardır. Ancak bu uygulamaların popülerliği, bireylerin içsel arayışlarını anlamaya ve çözüm bulmaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Uzmanlar, bu yöntemlerin, kişilerin ruhsal ve psikolojik durumları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguluyor.

Modern çağda, insanlar hayatlarının kontrolünü elde etmek ve ruhsal arayışlarını sürdürmek için yeni ve alternatif yaklaşımlar arıyorlar. Ancak uzmanlar, bu yaklaşımların bazen bireyleri psikiyatrik tedaviye yönlendirebilecek tehlikeler taşıdığını belirtiyor. Gerçekle yüzleşmek ve profesyonel yardım almak, her zaman en sağlıklı seçenektir.