Yalçın Akdoğan'dan "Kırşehir" açıklaması
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Akdoğan Kırşehir'deki olayların PKK'nın işine geldiğini söyledi. Gül Kitapevi'nin yağmalanıp yakılmasını değerlendiren Akdoğan "Orada birtakım tatsız hadiseler yaşandı. Sonra alınan tedbirlerle devamı gelmedi. Kim komşusunu 'Sen Kürt müsün' diye ayırıyorsa, ona menfi bir davranış içine giriyorsa o, bu ülkeye ihanet etmiş olur" dedi.
Kanal 7'de yayınlanan bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Akdoğan, Kırşehir'de Gül Kitapevine yapılan saldırıyla ilgili de açıklamalar yaptı
Kırşehir'de kitapevinin yağmalanıp yakılması kamerada
Kılıçdaroğlu: "Davutoğlu'nun anlattıklarından ürperdim"
HDP'nin seçim beyannamesine toplatma kararı
Canlı bombanın kimliği açıklandı: Yunus Emre Alagöz
Cizre'de 3 mahalledeki 93 sandığın yerleri değiştirildi
Ankara'daki patlamayla ilgili yayın yasağı kaldırıldı
Akdoğan, "Kırşehir'de ve son dönemde Batıda yaşanan olaylarda, Kürt eşittir PKK damarı mı oluştu?" sorusuna karşılık, bunun son derece yanlış bir algı olduğunu, Kürtlerin Türk milletinin canı ciğeri olduğunu ifade etti. Terörün amacına ulaşamamasında Kürtlerin basiretli davranmasının etkisi olduğuna dikkati çeken Akdoğan, bu algıyı oluşturmanın PKK'nın işine geldiğini, PKK'nın toplumsal ayrışma istediğini söyledi. Kırşehir'de bir Kürt'e zarar verildiğinde öncelikle PKK'nın bayram edeceğini aktaran Akdoğan, şöyle konuştu:
"PKK'nın 30 yılda amacına ulaşamamasının bir sebebi devletin yürüttüğü mücadele, bir sebebi de halkın bu işlerin parçası olmamasıdır. Kim komşusuna, Kürt kardeşine kem gözle bakarsa bu terör örgütünün ekmeğine yağ sürmek olur. Bu oyuna gelmemek lazım. Biz onlarca yıldır bu oyuna gelmedik. Bu etle tırnak olmanın ötesinde bir kaynaşma halidir. Alevi, Sünni, Kürt, Türk, doğulu, batılı hep birlikte Türkiye'yiz. Hep birlikte bu Cumhuriyet'i kurduk. Geleceği de ortak bir şekilde inşa edeceğiz. Kesinlikle bu oyuna gelmemek lazım. Bu, örgütün ortaya koyduğu bir stratejinin sonucudur. 'Kaos çıksın, toplumsal olaylar olsun', bu oyuna gelmememiz lazım. Orada birtakım tatsız hadiseler yaşandı. Sonra alınan tedbirlerle devamı gelmedi. Oradaki vatandaşlarımız da şehit veren, bu vatan için canını veren, emek sarf eden insanlardır. Kim komşusunu 'Sen Kürt müsün' diye ayırıyorsa, ona menfi bir davranış içine giriyorsa o, bu ülkeye ihanet etmiş olur. Terör örgütünün işine yarayacak davranış sergilemiş olur."
Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi hakkındaki karar
Akdoğan, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi hakkındaki yakalama kararına ilişkin, "(Silahlar sussun, fikirler konuşsun) demek, 'Terör örgütünü terör örgütü olmaktan çıkaralım' demek değil. 'Terör örgütünün bu vasfını ortadan kaldıralım, örgüt var olmaya devam etsin ama terörist vasfıyla olmasın, normal bir örgütmüş gibi meşrulaşsın, devam etsin.' Böyle bir amacı devletin hiç oldu mu? Olmadı. Bu örgütün ortadan kalkmasıydı. Yoksa örgütün mazur görülmesi, meşru görülmesi değil. PKK'nın terör örgüt olup olmadığını herkes biliyor. 30 yıldır bu örgüt binlerce sivili katletti. Bunu o hayatını kaybedenlerin ailelerine sorun bakalım. Bu terör müdür, değil midir. Örgüt meşrulaştırma çabaları da ayrıdır. Terörü teşvik etmek. Bunu basın da yaparsa kim yaparsa yapsın ileri demokratik ülkelerde terörü teşvik etmek ayrı bir suç kategorisidir" ifadelerini kullandı.
Elçi'nin televizyon yayınındaki sözlerini yakından takip etmediğini anlatan Akdoğan, "O şahıs ne dedi, ne demedi bilmiyorum ama PKK binlerce insanın canına kastetmiştir. Güvenlik güçleri de bu milletin evladıdır. Onların hayatlarına kastedilmesi de terördür. Bu konu çok tartışılacak bir konu değil. Çok açık ayan beyan bu örgüt terör örgütüdür. Bunu görmek lazım. Bununla ilgili yakalama kararı çıkartılması, hangi maddeden işlem başlatılmış bilmiyorum ama bu ülkede hukuk kuralları varsa sokaktaki vatandaş, baro başkanı ve yazar için de geçerlidir" diye konuştu.
Ankara'daki terör saldırısı
Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınlarına sağlanan sosyal hakla ilgili soruya karşılık Akdoğan, bu konunun çok istismar edildiğini dile getirdi. Bu istismarın çok ayıp olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, konuyu belli kesimlerin çok köpürttüğünü anlatan Akdoğan, şunları kaydetti:
"Bu ülkenin vatandaşları hayatını kaybetti. İster trene binmek için oraya giden vatandaş olur, ister simitçi olur veya oraya gösteriye gelen olur. Bunların kimi çocuğunu, kimi anasını, babasını, eşini kaybetti. Bu mağdurlara sahip çıkmak devletin ve milletin görevidir. Burada şehit statüsünün ne olduğu bellidir. Terörle mücadele eden güvenlik güçleri şehit statüsündedir hukuken. Terör olaylarında hayatını kaybeden vatandaşlar da terör mağduru statüsündedir. Bu kişilere şehitlik statüsü verilmiş değil. Bununla ilgili daha önce çıkan bir yasa var. Bu olaydan sonra getirilmiş bir düzenleme değil bu."
Seçim anketleri
Akdoğan, vatandaşın 7 Haziran'dan sonra yaşananlarının notunu çok iyi şekilde verdiğini aktardı. Vatandaşın kanaatinin oluştuğunu belirten Akdoğan, "Anketler AK Parti'nin oylarında artış olduğunu gösteriyor. Burada, alınan yüzdeden daha önemlisi milletvekili sayısı. Vatandaş şunu da görmüş. Güven ve istikrar çok önemli. Gelecek ve hedefler açısından en temel belirleyici kavram güven veistikrar. Bu da tek parti iktidarı olursa olur. İnşallah hayırlı bir sonuç çıkar. Bıçak sırtı denebilir. Yüzde kadar milletvekili dağılımı da önemli ama milletvekili sayısı neye tekabül edecek burada rehavete kapılmamak lazım. Vatandaşımızın iradesini ortaya koyması sandığa gitmesi önemli" dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Türkiye'nin kanı donmuştu! Caninin ailesinden dilekçe: Bu soyadını taşıyamayız
Terör örgütü panikledi! PKK-YPG silah bırakacak mı? Abdulkadir Selvi yazdı
Polis memuru trafikte tartıştığı ünlü mimarı silahla yaraladı
Aynı ilçede 4 günde 3'üncü yangın! Dumanlar gökyüzünü kapladı
Boşanma aşamasındaki eşini öldürmüştü: Kan donduran itiraf!