Türkiye’nin yeni Efes’i Çanakkale’de gün yüzüne çıkıyor
Türkiye’nin yakın dönemdeki en önemli arkeolojik kazı merkezlerinden biri olan Parion Antik Kenti, Çanakkale’nin Biga ilçesi Kemer Köyü sınırları içinde hızla gün yüzüne çıkıyor. 2700 yıl önce Roma döneminin en canlı liman ve gümrük kenti olan Parion’da, arkeojeofizik haritalama çalışmaları tamamlandı.
Arkeojeofizik raporlar Parion’un ülkemizin en kıymetli arkeolojik değerleri arasında yer alan Efes antik kentinden de büyük bir liman kenti olduğunu ortaya koydu. Parion’un gün yüzüne çıktığında Türkiye için önemli bir turizm destinasyon merkezi olacağı belirtiliyor.
Parion Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş “2005 yılında başladığımız kazı çalışmalarında İÇDAŞ A.Ş.’nin verdiği güçlü sponsorluk desteğiyle antik kent beklenenden daha hızlı olarak gün yüzüne çıkıyor. Arkeojeofizik raporlarımızı tamamladık. Gönül rahatlığıyla Parion’un Efes’ten daha büyük bir alanı kaplayan yapılarla dolu liman kenti olduğunu söyleyebiliriz. Bu raporla nerelerde yapı, yol ya da başka merkezler olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin yeni Efes’i Çanakkale’de doğuyor, diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Arkeolojik alanlarda toprak altındaki uyuyan uygarlık izlerini, yapılarını görüntülemeye yarayan arkeojeofizik çalışmaları, Parion’da altı ayda tamamlandı. Prof. Dr. Vedat Keleş, İÇDAŞ A.Ş. ana sponsorluğunda sürdürülen kazı çalışmalarında 12 yılı geride bıraktıklarını kaydederek Parion Antik Kenti'nin tamamını kapsayacak şekilde arkeojeofizik çalışmalarını tamamladıklarını söyledi. Helenistik dönemin en önemli antik liman kenti Parion'da yapılan arkeojeofizik çalışmaları, toprak altında gün yüzüne çıkmayı bekleyen yüzlerce büyük yapı olduğunu ortaya koydu.
Prof. Dr. Vedat Keleş, Türkiye’de bir antik kentte gerçekleştirilen en kapsamlı arkeojeofizik çalışmasının Parion’da yapıldığını söyledi. Keleş, ortaya çıkan görüntülerin kendilerini şaşırttığını belirterek şöyle devam etti: “Parion'un büyüklüğünü ya da yayıldığı alanı hayal edebiliyorduk. Ancak hayal ettiğimizden daha büyük bir alanı kapladığını ve daha büyük yapılar, eserler olduğunu gördük. Parion, büyük ve kapsamlı bir antik Roma kenti olarak gün yüzüne çıkıyor. Kentte, büyük Roma yapıları, su kanalları, caddeler bulunuyor. Çalışmada, tiyatronun üst tarafındaki alanda çok büyük boyutlu tapınaklar, yamaç hamamının üst tarafında şapeller, kiliseler, Odeon'un arka kısmında domistik yapılar, kuzey surlarının denize bakan tarafında oldukça büyük bir Roma yapısı, kazı evinin yan bölümündeki arazide çok büyük bir Roma yapısı ve su kanalları, caddeler bulduk. Yani antik kentte, bir Roma kentinde ne varsa hepsi bu kentte mevcut. Dolayısıyla, arkeojeofizik sonuçlarına göre, net olarak söyleyebiliyoruz ki ülkemiz Çanakkale'de ciddi anlamda bir Efes kazanıyor. Troia ve Assos'tan sonra burası yeni bir destinasyon merkezi haline gelecek. Bunlar yakın zaman içinde olacak. Bunun birinci ayağını bilimsel çalışmalar oluşturuyor.”
Antik kuyunun şifalı suyu hala içiliyor
Parion'da yapılan çalışmalar sırasında 9 adet su kuyusu bulundu. Kuyulardan birinde hala su bulunuyor ve içilebiliyor. Prof. Dr. Vedat Keleş, kuyunun 2 bin 700 yıldır kullanılabilir olmasının arkeolojik olarak çok kıymetli olduğunu kaydederek, suyunun da şifalı olduğunun ve Romalı kadınların güzelleşmek için kullandığının tarihi kaynaklarda yer aldığını söyledi.
Kuyunun ağzında bulunan taşlarda döneme ait kazılı yazıların yer aldığını anlatan Vedat Keleş şu bilgileri paylaştı: “Kuyu 15 metre derinliğinde. Parion, bizim antik kaynaklardan ve buraya gelen gezginlerin yazılı eserlerinden öğrendiğimize göre su sıkıntısı olan bir kent. İçinde bulunduğu Kemer köyü de zaten ismini su kemerinden alıyor. Bu kentin su sorununu, su kemerleriyle ve kentin değişik noktalarında oluşturulan kuyularla aşmaya çalışmışlar. Antik kaynaklarda kuyudaki suyun, şifalı olduğu, cilde ve mide rahatsızlıklarına iyi geldiği, güzelleştirdiği belirtiliyor. Dolayısıyla bu kaynak, Parion Antik Kenti ve bölge için önemli bir buluntu."
Antik kaynaklarda yaklaşık 2 bin 700 yıl önce bölgede yaşayan kadınların güzelliklerine de vurgu yapıldığını dile getiren Keleş,"Antik dönem kadınlarının güzellikleri, bu şifalı olduğu belirtilen suyla ilgili olabilir. Antropolojik çalışmalar ileride bize bu konuda rahatlıkla daha net sonuç verebilecektir” dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Beylikdüzü'nde fabrika yangını: Saatler sonra kontrol altında! Binanın çökme riski var...
Milli Eğitim Bakanı Tekin, tüm illerden gelen öğretmenlerle Anıtkabir'i ziyaret etti
SON DAKİKA... Bir gecede beyaza büründük: Yurdun büyük bölümü kar yağışı altında!
DONACAĞIZ! MGM 24 Kasım 2024 Pazar hava durumu… Sıcaklıklar 15 derece düşecek!
SON DAKİKA... Afyonkarahisar'da zincirleme kaza: 30 yaralı