Savcı Zekeriya Öz: "Gülen Cemaati'nin üyesi değilim"
Savcı Zekeriya Öz, Gülen Cemaati mensubu olduğu iddialarına ilişkin, "Hiçbir kişi, kurum, cemaat, tarikat, parti ile alakam yok" dedi.
Bolu Savcısı Zekeriya Öz, BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'ye konuştu ve 17-25 Aralık soruşturmalarına ilişkin konuştu. O dönemde, yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla yürütülen soruşturmalardan sorumlu Başsavcı Vekili olan Öz, "Gülen Cemaati'nin mensubu musunuz?" sorusuna yanıt verdi. Öz, şunları söyledi:
"Yok, ben hiç bir siyasal, hiç bir sosyal görüşün mensubu değilim. Tek bir kulübün üyesiyim, tuttuğum takımın üyesiyim. Onun dışında hiçbir kişi, kurum, cemaat, tarikat, parti ile alakam yok. Hem resmi hem gayri resmi alakam yoktur, olmadı da. Ama şu var, hepimiz insanız, hepimizin çevresinde her görüşten insanlar olabilir, arkadaşlarımız olabilir, sevdiğimiz insanlar olabilir. Benim etrafımda her gruptan insanlar var."
Yargıda cemaat yapılanması iddiasına yanıt
Öz, yargı içindeki Gülen Cemaati yapılanmasına ilişkin olarak da hangi görüşten olursa olsun insanların devlette görev alabileceğini söyleyerek, "Ben böyle bir yapılanmanın olduğuna kani değilim. Böyle bir örgüt varsa, ortalama 30 yıldır bu iddialarla ilgili hiçbir ciddi soruşturma yok. Bir tane açılmış dava var ve bu dava da sonucunda beraat ettiği söyleniyor" dedi.
Zekeriya Öz hakkında yakalama kararı istemi
Zekeriya Öz'ün yargılanmasına başlandı
Emniyetteki "paralel yapı" iddiasını değerlendirdi
Savcı Öz, emniyet içindeki "paralel yapı" iddialarına ilişkin de, "O polislerin çoğuyla beraber çalıştık. Bu polisler yıllarca İstanbul'da namusuyla, şerefiyle vazife yapmış insanlar, çoğunu yakından tanıyorum. Hatta kimisinin evi dahi yok. Organize Şubede çalışmış, yıllarca bütün mafya örgütleriyle mücadele etmiş, bütün mafyayı bitirmiş ama adamın evlenecek parası yok. Şimdi bu insanlara paralelci, şucu, bucu diyorlar. Ancak bu insanlarla ilgili bugüne kadar gözaltına alınıp tutuklananlara bu konu ile ilgili hiç bir soru sorulmuyor" diye konuştu.
"17-25 Aralık soruşturmalarından önceden haberdardım"
Öz, mülakatta 17-25 Aralık soruşturmalarındaki kişilerden değil ancak içeriğinden önceden haberdar olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"17 Aralık'ta iki tane soruşturma var. Birisi bir belediye başkanlığı ve anıtlar kuruluyla ilgili, diğeri de Rıza Sarraf'la ilgili dosya. Rıza Zarraf ile ilgili dosya bana geldiğinde, tam hatırlamıyorum ama 8 ay veya 1 sene önce gelmiş olabilir, bir ihbar şeklinde gelmişti. O zaman havale ettik bir savcıya gitti. Aynı konuda MASAK'tan da bir yazı geldiğini polisler bize iletmişti. Ondan sonraki sürece biz çok bakmadık. Arada iki üç tane savcı değişmiş, dosyanın savcısı tayin olmuş başka bir savcı gelmiş. Operasyon yapılacağı zaman arkadaşlar bize geldi. Dosyanın hazır olduğu, operasyon aşamasına geçildiğini söyledi. Biz de yapabilirsiniz şeklinde... Yapabilirsiniz deme yetkimiz zaten yok. 'Bilgimiz oldu sağ olun, teşekkürler' dedik. Daha sonra da bu soruşturmayla ilgili arama kararları alınmış oldu. O kararlarla birlikte dosyayla ilgili bana 10-15 sayfalık bir bilgi notu gelmişti. Bilgi notunu ben okudum. Mesai de bitmişti. Sabah erken saatte baş savcımızın odasına gidip konuyla ilgili böyle bir operasyon olduğunu, başladığını söyledim. Normalde kanunen zorunlu değiliz. Ama kamuoyunu ilgilendirebileceği için başsavcımıza takdim ettik, kendilerini bilgilendirdik."
"Soruşturmanın patronu savcıdır; başbakan, adalet bakanı, başsavcı değil"
Öz, 17-25 Aralık operasyonlarının "darbe girişimi" olduğu iddialarına ilişkin olarak ise, "Seçimden sonra yapılsaydı cumhurbaşkanlığı seçimi olacaktı, ondan sonra yapılsaydı şu olacaktı... Bu yakıştırmalar hiçbir zaman bitmeyeceği için savcı dosyası ne zaman olgunlaşırsa ve ne zaman yapmak isterse o zaman yapar, kimseye de bu konuda fikir sormak zorunda değil. Bana dahi danışmak zorunda değil. Savcı kendi takdir eder. Soruşturmanın patronu savcıdır, ne başbakandır ne adalet bakanıdır ne baş savcıdır. Soruşturmayı sadece savcı yürütür" şeklinde konuştu.
Zekeriya Öz, kamuoyuna sızdırılan dinlemeleri kimin yaptığına ilişkin olarak da, "Zamanla yayıldı. Birçok Avrupa ülkesi veya daha uzak, daha büyük devletlerin bu dinlemeleri yaptığına dair açıklamalar çıktı ve bu açıklamalar da hükümetin en yetkili mercilerince yalanlanmadı. 'Türkiye'yi hiçbir devlet dinleyemez, Türkiye büyük bir devlettir' tarzı bir şey söylenmedi" dedi.
Tekstil işçisi tacizciyi suratından bıçakladı
Özgecan'ın katilinin eşi: ''Evlendiğim güne lanet olsun''
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın elektrik faturası TBMM'de
Demirtaş'tan Davutoğlu'na yanıt: "Serap Eser'i yakan sizsiniz!"
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Estetik ameliyatı sonrası hayatını kaybetmişti... Fenomen Neşe Özkan'ın acılı eşinden flaş açıklama
Antalya sele teslim! 236 kişi mahsur kaldı: AFAD ekipleri sahaya indi!
Son dakika | İstanbul'a kar yağacak mı? Meteoroloji tarih verip açıkladı!
Diyarbakır’da 3 ayrı noktada zincirleme kaza: 21 yaralı
Aydınlı çift, bebeklerine Honda adını verdi: Hayalim gerçek oldu