Sahte diploma ile atanan öğretmenler konuştu
45-60 bin lira karşılığında sahte diploma ile atanmaları sağlanan öğretmenler şebekenin nasıl çalıştığını anlattı, branşları dışında göreve başlayıp üç ay çalıştıklarını ifade ettiler.
Sahte diplomalarla atanmalarını sağlayan bir şebekeye 45 bin ile 60 bin lira arasında değişik paralar veren öğretmen adaylarının yargılandığı davaya Adana'da başlandı. Öğretmen adayları, şebeke tarafından sahtecilikle branşları dışında atanmalarının sağlandığı, 3 ay kadar öğretmen olarak çalıştıklarını anlattılar.
Sahte diploma ile 20 yıl öğretmenlik yapmış
Şanlıurfa'daki 29 öğretmen adayının 45 bin ile 60 bin lira arasında değişen para karşılığında hazırlanan sahte diplomalarla branşları dışındaki alanlarda atanmalarını sağladıkları iddia edilen şüpheliler ile öğretmen adaylarının da arasında olduğu 45 sanığın 3 yıldan 354 yıla kadar varan hapis cezası istemiyle yargılanmasına Adana'da başlandı.
Atanamayan öğretmenlere sahte diploma düzenleyenler hakim karşısında
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki benzer bir davadan tutuklu bulunan "sahte diploma çetesinin" elebaşı olduğu olduğu iddia edilen ve hakkında 354 yıl hapis istenen Ziya Kadiroğlu ve 24 sanık ile avukatları katıldı. Kadiroğlu, savunmasında, halen benzer suçtan başka bir mahkemede yargılandığını ve tutuklu olduğunu söyledi. Cezaevinde iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini iddia eden Kadiroğlu, "Ne ile suçlandığımı bilmiyorum. Dosyayı inceleyip savunmamı hazırlamak için süre talep ediyorum" dedi.
Sanıklardan Eyüp G. ise suçlamayı kabul etmeyerek, "Diplomamın atandığım bölüme yeterli olduğu, yapılan işlemden devlet görevlilerinin haberi olduğu söylendiği için bu işlemi yaptım. Sanık Hasan M, bir kez de Ahmet Ş. Gaziantep'e gelip bizimle görüştü, diplomaları getirdi. Ahmet Ş. ve Halil K'ye birkaç seferde olmak üzere 45 bin lira para verdim. Devlete verdiğim zararı karşılamak istiyorum" diye konuştu.
Mustafa E. de 3 ay öğretmen olarak çalıştığını belirterek, "Fevzi U. ve Ahmet Ş. ile 45 bin lira karşılığı anlaşmıştık. Henüz parayı vermeden olay ortaya çıktığı için kendilerine ödeme yapmadım, aldığım üç aylık maaşı da tamamen devlete iade ettim" dedi.
Ömer G. de aynı iki kişiye 45 bin lira verdiğini ve atanmasının yapıldığını anlattı.
Bünyamin O. ise işlemin yasal olduğunu düşündüğünü aktararak, "Fevzi U. belgeyi bana gösterdi. Diplomaydı. Usulsüz olduğunu anlayınca vazgeçmek istedim. Ancak Fevzi memuriyete giden yollarımın kapanacağını söyleyince çekindim, itiraz etmedim. Atamamın yapılmasından sonra 5 ay kadar beden eğitimi öğretmenliği yaptım. Olaylar ortaya çıkmadan kendiliğimden istifa ettim. Fevzi'ye verdiğim 35 bin lirayı geri istedim. Ödeyeceklerini söylediler, ödemediler" ifadesini kullandı.
Sanık Serkan N. de suç işleme kastı ile hareket etmediğini, kendisini Ahmet Ş'nin bu işe ikna ettiğini öne sürerek, "Sahte diplomayı görünce atama yapılamayacağını Ahmet'e söyledim. O da dönüşü olmayan bir yola girdiğimizi, işleme devam edeceğini, ayrıca para ödemem gerektiğini söyledi. Aksi halde alacağını tefecilere, faizcilere devredip onlarla muhattap olmam gerekeceğini söyleyerek beni tehdit etti. Korkarak kendisine 50 bin lira verdim" dedi.
Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu beden eğitimi öğretmeni olmuş
Sanıklardan Ahmet P. de uzun süre atanamadığını ve bir dershanede öğretmen olarak görev yaparken Fevzi U. ile tanıştığını söyledi. Fevzi U'nun atanamadığını bildiğini aktaran Ahmet P, şöyle devam etti:
"Bana yardımcı olacağını söyledi. Fevzi U. tercih işlemlerinin tamamlandığını bildirir sarı bir zarf verdi. Zarfın içinde beden eğitimi öğretmenliği bölümü diploması bulunuyordu. Kendisine Türk Dili Edebiyatı bölümü mezunu olduğumu söyledim. Ancak, 'Bilahare kendi branşıma geçeceğimi bu durumdan milli eğitimin haberdar olduğunu' söyledi. Zarftaki belgelerle milli eğitime başvurdum, herhangi bir sorun çıkartmadılar. Bir ay sonra Fevzi benden para istedi. Tercih konusunda yardımcı olduğu için para vermek istemedim. Kendisinin yalnız olmadığını, başka harcamalar yaptığını öne sürdü. Yapılan işlemler için Ankara'ya gidip geldiklerini, masraf yaptıklarını anlattı. Fevzi'nin bulunduğu ortamda Ahmet Ş'ye 45 bin lira nakit verdim. Ben başlangıçta diploma sahteciliği yapılacağını bilmiyordum. Diplomanın sahte olduğunu göreve başladıktan 4 ay sonra müfettişten öğrendim."
Tarih öğretmenliği bölümü mezunu olan Cuma Ç. de Ahmet Ş'nin kendisine "Zihinsel engelliler öğretmenliği bölümü ile ortak derslerinin bulunduğunu, usulüne uygun bu bölüme ait diploma temin edebileceğini" söylediğini anlattı. Başlangıçta kendisine inanmadığını ifade eden Cuma Ç, "Kimlik numaramı ve Milli Eğitim Bakanlığı sistemindeki şifremi istedi. Bakanlık sisteminde yeni diplomanın kaydedildiğini görünce kendisine inandım. Anadolu Üniversitesi Zihinsel Engelliler Bölümüne ait diplomayı bana verdi. Müracaatta bulundum. Atamam yapılıp çalışmaya başladıktan sonra Ahmet Ş'ye 50 bin lira nakit ödeme yaptım."
60 bin lira ödeme yapılmış
Yunus Ç. ise sanık Ahmet Ş'yi çocukluğundan beri tanıdığını söyledi. Yıllar sonra Ahmet Ş. ile karşılaştıklarını ifade eden Yunus Ç, şöyle konuştu:
"İşlerimizle ilgili konuşurken atanmamla ilgili yardımcı olabileceğini, siyasi tanıdıkları bulunduğunu söyledi. Sahte diploma ile atama hususunda konuşmamız olmadı. Atama konusunda kendisine inanmadım. Bana 'Milli Eğitim Bakanlığı sitesinde görünce inanırsın' dedi. Fevzi U'yu da dershaneden tanıyordum. Bana 'Ahmet atamanı yaptırabilir, güvenebilirsin' dedi. Milli Eğitim Bakanlığına müracaat sırasında sahte diplomadan haberim oldu. Ahmet'e müzik öğretmenliğiyle ilgimin bulunmadığını söyledim. Sorun olmadığını, bilahare kendi bölümüme geçeceğimi söyledi. Ahmet Ş. 'Atandıktan sonra beni görürsün' demişti. Çalışmaya başladıktan bir ay sonra Ahmet benden para talep etti. Kendi isteği üzerine 40 bin lirayı bankadan havale ettim, ayrıca 20 bin lira da nakit olarak ödedim."
Yusuf B. ise eşinin ataması için Ahmet T'ye banka havalesiyle 53 bin lira gönderdiğini ancak eşinin de işe başladıktan 2 ay sonra istifa etiğini belirtti. Ahmet T. de Ahmet Ş'nin kendisine "Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün sitelerinin birbirinden habersiz çalıştığını ve bir boşluk bulunduğunu, bu boşluktan yararlanarak KPSS ile kazanılamadığı halde atama yapılabileceğini" söylediğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Yapılabileceğini öğrenince müracaatta bulundum. Tercih sırasında tercih ettiğimiz bölümlerin kendi bölümüm olmadığını, ekinde başka bir sahte diploma bulunduğunu gördüm. Başlangıçta kabul etmek istemedim. Ancak arkadaşım Ali S, Ahmet Ş'nin kendisini sıkıştırdığını, bu işten dönüş olmadığını, belli yerlere para ödemesi yapıldığını söyledi. Aynı şekilde Yusuf B'nin eşinin işlemlerini yaptırdık. Çalışmaya başladıktan sonra Ali S'ye 40 bin lira verdim. Yusuf’un eşinin ataması için verdiği 53 bin lirayı da yine Ali S'ye ben verdim. Ali S. de paraları Ahmet Ş'eye verdi. Kamu zararının tamamını karşıladım."
Sahte diplomalara aracılık ettiği iddia edilen Abdil İ, İshak Ş. ve Mehmet Masum E. ise suçlamayı kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, sanık Ziya Kadiroğlu'na iddianamenin tebliğine, savunmaları alınmayan sanıkların talimatla savunmalarının alınmasına, sorgusu yapılan sanıklar hakkındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasına karar verip duruşmayı erteledi.
Ne olmuştu?
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22 Şubat 2016'da başlattığı soruşturma kapsamında sahte lisans diplomaları ile 29 öğretmen adayının atamasının yapıldığını belirlenmişti. Öğretmen adaylarının sahte diploma çıkarılması için Adana'daki şüphelilerle irtibata geçtiğinin belirlenmesi üzerine Şanlıurfa'daki cumhuriyet savcısı yetkisizlik kararı ile dava dosyasını Adana Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi
'Turuncu' uyarı verilmişti: Sağanak yağış olumsuz etkiledi... İşyerleri sular altında!
SON DAKİKA... 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu! Rojin Kabaiş'in babası: Otopsi raporunda 'suda boğulma' yok!