hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Rize İdare Mahkemesi'nden "ÇED olumlu" kararına iptal

    Rize İdare Mahkemesinden ÇED olumlu kararına iptal
    expand

    Rize İdare Mahkemesi'nin, İkizdere Vadisi'nde yapılması planlanan Dereköy Regülatörü ve Demirkapı HES projesi için verilen"ÇED Olumlu" kararını iptal ettiği bildirildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, yaptığı yazılı açıklamada, İkizdere Vadisi'nde yapılması planlanan hidroelektrik santrallerinden (HES) birisi olan Dereköy Regülatörü ve Demirkapı HES projesinin iptali için Rize İdare Mahkemesine başvurduklarını, bu kapsamda daha önce yürütmenin durdurulması kararının çıktığını anımsattı.

    Mahkemenin Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararında hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmediğine hükmettiğini belirten Şan, toplam 18 sayfalık gerekçeli iptal kararında, Çevre ve Orman Bakanlığı ile HES yapımcı firmasının savunmaları, ÇED raporunun nihai proje izni olmadığı, aynı havzada başka HES projelerinin de bulunduğu gibi konulara değinildiğini ifade etti.

    Gerekçeli kararda bulunan bilirkişi inceleme raporuna göre, söz konusu HES projesi için Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen "ÇED olumlu" kararının ÇED Yönetmeliğine ve yasalara aykırı olduğu, çevrecilerin yapmış olduğu demokratik mücadelenin de haklılığının vurgulandığını kaydeden Şan, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:

    "Karara göre, çevre mücadelesi anayasal hak ve yurttaşlık ödevi olarak belirtilmiştir. Türkiye'nin de imzaladığı Kyoto Protokolüne gönderme yapılan karardaki bilirkişi raporunda, HES projeleri ile havzaların, dere ve su kaynaklarının sadece elektrik üretim alanı olarak şekillendirildiğine de vurgu yapıldı.

    HES projelerinin yapıldıkları havzalara kontrolsüz ve geri dönüşümü olmayan zararlar verdiği, bu durumun aynı zamanda yapımı planlanan diğer HES'leri de olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Bakanlığın ÇED değerlendirmelerinde sadece ait olduğu proje bakımından inceleme yaptığı, bölgedeki veya havzadaki diğer HES projelerini dikkate almadığı ve yok saydığı, Bakanlığın bu durumu bir yöntem olarak uyguladığı anlatılıyor. Projenin yöre halkına sosyoekonomik katkısının sınırlı olacağı ve bu boyutun ÇED raporunda yer almadığı, su kalitesinin bozulması gibi proje aşamasında yapılacak bazı tesislerin de ÇED raporunda değerlendirilmediği kaydediliyor."

    Şan, mahkemenin kararında, sayılan nedenlerden dolayı bakanlıkça ÇED olumlu kararı verilmesinde hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmediğinin altının çizildiğini, bu nedenle "ÇED Olumlu" kararının iptaline karar verildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

    "Mahkemenin gerekçeli iptal kararı, adeta bilimsel bir rapor şeklinde HES'lerle ilgili bütün gerçekleri tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Yargı bir kez daha HES projelerinin yasa ve yönetmeliklere, hukuka aykırı olduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda asli görevi çevreyi ve doğal varlıklarımızı koruyup kollamak ve geliştirmek olan Çevre ve Orman Bakanlığının görevlerini yapmadığını ve hatta görevi ihmal ve kötüye kullanma gibi suçlara muhatap olabileceğine de gönderme yapmıştır.

    HES'lere karşı birlik ve bütünlük içerisinde sponsorluk, yardım veya fondan yararlanmadan tamamen bağımsız bir yerel halk hareketi olarak mücadele
    etme kararlılığımızdan hiçbir şekilde ödün vermeyeceğiz. Suyun ticarileştirilmesine, enerji kaynağı olarak görülmesine 'hayır' diyeceğiz."

    Açıklamada, İkizdere Derneği Başkanı Musa Yılmaz'ın da görüşlerine yer verildi.

    Yılmaz, Rize İdare Mahkemesinin adeta bir bilimsel rapor gibi ortaya koyduğu gerekçeli kararın bağımsız yargının ve hukukun üstünlüğünün ne kadar güven verici olduğunun bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, kararın bölge ve ülke genelindeki tüm projeler için örnek teşkil etmesi dileğinde bulundu.

    Aynı açıklamada, görüşlerini aktaran davanın avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, mahkemenin iptal gerekçesinde önemli değerlendirmeler yapıldığını, bundan sonra ilgili kurum ve kuruluşların mahkeme kararlarını dikkate alıp köylülerin yaşam alanlarına dair haklı hassasiyetleri gözeterek yargı kararlarının gereğini yapmasını beklediklerini kaydetti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow