Özel güvenlik bölgeleri düzenlemesi Danıştay'da
Diyarbakır'da faaliyet gösteren avukatlar Tevfik Karahan ve Taylan Tanay, özel güvenlik bölgeleri ilanı ve sokağa çıkma yasaklarına dayanak oluşturan Bakanlar Kurulu kararlarını, "telafisi imkansız zararlar doğurduğu ve açıkça hukuka aykırı olduğu" gerekçesiyle iptali istemiyle Danıştay'a taşıdı. İki avukat, güvenlik bölgeleri ilan edilmesini düzenleyen 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A Maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine götürülmesini talep etti.
Diyarbakır'da faaliyet gösteren avukatlar Tevfik Karahan ve Taylan Tanay, 14 Eylül'de Danıştay'a yaptıkları başvuru ile Bakanlar Kurulu'nun dört kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun da iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini talep etti.
Söz konusu Bakanlar Kurulu kararlarının açıkça hukuka aykırı olduğu belirtilen dava dilekçesinde, 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A Maddesi kapsamında 6 ay süre ile özel güvenlik bölgesi ilan edilmesi için valiliklere yetki verildiği hatırlatıldı. Dilekçede, bu yetki kapsamında 1 Eylül 2015 ile 1 Mart 2016 tarihleri arasında Diyarbakır'da yüzlerce bölgenin, Batman'da 8, Tunceli'de 11, Elazığ'da ise 6 bölgenin valilikler tarafından özel güvenlik bölgesi olarak ilan edildiği belirtildi.
Mardin'de bazı alanlar, "özel güvenlik bölgesi" ilan edildi
Gerçekte OHAL ilanı söz konusu
Dava dilekçesinde, özel güvenlik bölgeleri ile gerçekte bir Olağanüstü Hal (OHAL) İlanının söz konusu olduğu belirtilerek, bunun Anayasa'da belirtilen usülün fonksiyon gaspı yoluyla ihlali olduğu vurgulandı. OHAL ilanına ilişkin yasal koşulların hatırlatıldığı dilekçede, "İdarenin 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun tanıdığı geçici ve istisnai yetkiyi Anayasanın açık hükmünü dolanmak amacıyla kullandığı anlaşılmaktadır" denildi.
Hakkari'de bazı alanlar "özel güvenlik bölgesi" ilan edildi
Gayrı resmi olağanüstü hal rejimine geçildi
Bakanlar Kurulu kararıyla özel güvenlik bölgesi adı altında gayrı resmi olağanüstü hal rejimine geçildiğinin görüldüğün ifade edilen dilekçede, Siirt, Kilis, Erzurum, Diyarbakır, Hakkari, Van, Tunceli, Kars, Ardahan, Ağrı, Gaziantep ve Şırnak'ta valiliklerin farklı tarihlerde ve değişen sürelerde ilan ettiği özel güvenlik bölgeleri sayılarak, buralarda aynı zamanda sokağa çıkma yasağı kararlarının da alındığı, toplantı ve gösterilerin ertelendiği hatırlatıldı. İptal isteminin gerekçesinde, "Valilerin bu hukuka aykırı olarak verilmiş yetkileri gelişigüzel, gayrı-ciddi ve ilk olarak başvurulan yöntem olarak benimsemiş oldukları,o bölgede yaşayan/yaşamak zorunda olan, çoçuk-genç-kadın-yaşlı-ve bütün canlıları topyekün cezalandırma aracı olarak kullandıkları acı şekilde tecrübe edilmektedir. Yargı bu durumun önüne mutlak suretle geçmek zorundadır" denildi.
Van'da özel güvenlik bölgesi kararı
Temel hakların idari kararla kısıtlanması kabul edilemez
Geçmişte OHAL ilanı ile olağanüstü rejimin uygulandığı yerlerde bugün özel güvenlik bölgesi ilanı ve bazı valilik tasarruflarıyla bu rejime geçildiğinin anlaşıldığı ifade edilen dilekçede, "Şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının Anayasa'ya göre usulü açıkken bu usulün terk edilerek idare tarafından yaygın ve geniş bir bölgede temel hak ve özgürlüklerin idari işlemlerle kısıtlanması/ortadan kaldırılması kabul edilemezdir" ifadelerine yer verildi.
Şemdinli ve Çukurca'da "özel güvenlik bölgesi" kararı!
Vatandaşlar ekonomik ve sosyal haklarını kullanamıyor
Temel hak ve özgürlüklere idari işlemle kısıtlama getirilemeyeceği hatırlatılan iptal isteminin gerekçesinde, bu uygulamaların devamı halinde yurttaşların sosyal hayatının olumsuz etkileneceği, yerleşim, dolaşım, seyahat, ticaret özgürlüklerinin ağır ihlaline sebebiyet verileceği belirtildi. Valiliklerin, kararın gerekçesi olarak terör örgütlerinin eylemlerini ve vatandaşların ekonomik sosyal haklarını kullanmaktan mahrum kalmasını gösterdiğini hatırlatan iki avukat, oysa davaya konu kararlar ile bu hakların ortadan kalktığına işaret etti. Dava dilekçesinde ayrıca, bölgelerin genelini olumsuz etkileyecek hak ve özgürlük kısıtlaması kararlarının "işlemin orantılı olması gerektiği" prensibine aykırı olduğu ifade edildi.
Erzurum'da 32 ayrı noktada "özel güvenlik bölgesi" oluşturuldu
Valilikler, TBMM'nin yetkisini gaspediyor
Özel güvenlik bölgesi ilanlarıyla anayasaya aykırı şekilde yerleşme ve seyahat hürriyetinin kısıtlandığı hatırlatılarak, idarenin yani valiliklerin, TBMM'nin yetki alanına giren bir konuda işlem tesis ederek fonskiyon gaspı oluşturduğu kaydedildi. Bu nedenle söz konusu kararların yok hükmünde sayılması gerektiği hatırlatıldı.
Avukatlar Karahan ve Tanay, iptalini istemiyle Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesini talep ettikleri Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesiyle de idarenin özel güvenlik bölgesi ilanıyla olağanüstü hal yetkilerini bir yasama kararı olmaksızın harekete geçirerek fonksiyon gaspında bulunduğunu kaydetti.
Ağrı ve Tenderük Dağları yeniden özel güvenlik bölgesi ilan edildi
Dava dilekçesinde, Yargıtay'ın, askeri yasak bölgelere giren insanlara ceza verilemeyeceği ve suç oluşturmadığı yönündeki içtihat kararları da hatırlatılarak, milyonlarca insanın yasal dayanak olmaksızın engellenmesinin ve girmeye çalışanların da gözaltına alınmalarının tamamıyla hukuka aykırı olduğu belirtildi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ 23 ARALIK 2024 | Kabine Toplantısı saat kaçta, BUGÜN MÜ? Asgari ücret, memur ve emekli zammı...
MEB PERSONEL ALIMI 2025 | MEB 50 uzman yardımcısı alımı başvuruları ne zaman, şartları neler? 10 Milli Eğitim Uzman Yardımcısı alınacak!
İlk Türk Hava Şehidinin Hüzünlü Hikayesi! Fethiye'nin İsmi Şam'dan Geldi! Atatürk O İlçenin İsmini Değiştirdi...
Vahe Kılıçarslan'a Ağır Suçlama: Kaza Mağduru Kadından 5 Milyon TL'lik Tazminat Davası
Son Dakika! Beşar Esad'ın Suriye'den Kaçışı: Gizemli Süreç ve Perde Arkası