ODTÜ'lü öğrencilerin evlerine "terör" baskını
ODTÜ'de Göktürk-2 uydusunun atılması töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite kampüsüne gelişini öğrencilerin protesto etmesiyle yaşanan olayların ardından polis, öğrencilere yönelik operasyon başlattı. Terörle Mücadele Polisinin Ankara'da evlerine baskın yaptığı çeşitli öğrenci derneklerine mensup öğrenciler gözaltına alındı.
ODTÜ’ye gelen Başbakan’ı protesto eden öğrencilerin evlerine bu sabah saatlerinde polis baskınları düzenlendi. Salı günü, kampüse gelen Başbakan Erdoğan'ı protesto eden ve polisin saldırısıyla karşılaşan ODTÜ'lülerin evlerine bu sabah saatlerinde Terörle Mücadele ekiplerince baskınlar düzenlendi.
TMK'nın 10. maddesiyle yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin başlattığı soruşturma kapsamında 12 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Soruşturmayı, Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır yürütüyor.
Gözaltına alınan öğrencilerden isimleri belirlenebilen 10 kişi şu şekilde: Bedirhan Şen, Mert Atmaca, Mustafa Bozkurt, Hasan Koç, Hüseyin Koç, İlhan Aslan, Can Kaya, Cem Dursun ve Batuhan Demirci, Güven Kazım Altunkaya.
Gözaltındaki öğrencilerin Sosyalist Demokrasi Gençliği (SDG), Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Federasyonu, ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Topluluğu'na üye oldukları öğrenildi.
Öğrencilerin gözaltına alınma gerekçelerinin polise mukavemet, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet olduğu belirtildi. Operasyonun devam ettiği gerekçesiyle avukatların öğrencilerle görüşmesine izin verilmiyor.
Ankara Barosu: "Gözaltıların tamamı hukuk dışı"
Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Yılmaz Aras, 12 öğrencinin gözaltına alınmasına ilişkin, "Herhangi bir terör örgütü bağlantısı bahis konusu değil. Kendileri öğrenci yapılan gözaltıların tamamının hukuk dışı olduğu kanaatindeyiz" dedi.
Aras, "Sabah saatlerinde ilk olarak 50 isim geçiyordu. Daha sonra 12 arkadaşımızın gözaltına alındığını öğrendik. Gözaltındaki çocukların avukat arkadaşlarımızla görüşme sorunu vardı, bu sorun aşıldı" diye konuştu.
Olaylar sırasında bin öğrenciye karşı 3 bin 600 polis ile çok sayıda zırhlı aracın "orantısız" kullanıldığı savunan Aras, olayların ardından yaşanan
gözaltıların "anlamlı" olduğunu belirtti. Gözaltıların normal savcılar yerine TMK'nın 10. maddesi ile görevli savcı tarafından yapıldığına işaret eden Aras şunları kaydetti:
"Burada temel olan nokta, protesto hakkını kullanan ve mağdur olan aslında suç duyurusunda bulunmaları gereken öğrencilerin hemde normal bir
soruşturma kapsamında değil Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gözaltına alınmasıdır. Bundan sonra yapılacak protestolara göz dağı verme isteği ile karşı karşıyayız. Gözaltı kararının hukuk dışı olduğunu savunan Aras "Yetkililere sesleniyorum. Bu eylemi Terörle Mücadele Kanunu'na hangi kararla soktunuz? Orada öğrencilerin saldırıya karşı protesto gösterisi yapmaktan başka terör örgütleriyle bağlantısıyla ilgili elinizde hangi done vardır. Bu doneler elinizde yoksa eğer şu anda suç işliyorsunuz. Herhangi bir terör örgütü bağlantısı bahis konusu değil. Yapılan gözaltıların tamamının hukuk dışı olduğu kanaatindeyiz" dedi.
"Gözaltı talimatı polisten gelen resimlerle verilmiş"
Gözaltına alınan öğrencilerin avukatlarıyla birlikte soruşturmayı yürüten TMK'nın 10. Maddesi ile görevli Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır ile
görüştüklerini ifade eden Aras, "Sayın savcı 12 arkadaşımızın gözaltına alınmasını doğruladı. Sayın savcının verdiği bilgiye göre polisten gelen
resimlerle gözaltı talimatları verilmiş" şeklinde konuştu.
"Gerekirse 5 bin avukatla beraber Ankara emniyetindeki öğrencileri savunmak için orada olacağız" diyen Aras, gözaltıların emniyetten gelen
bulgulara göre artabileceğini kaydetti.
Boğaziçi Üniversitesi'nden açıklama
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri de ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "ODTÜ yerleşkesine gelen çok sayıda polisin, tören sırasında yerleşkenin muhtelif yerlerinde meşru ve demokratik protesto haklarını kullanan öğrencilere karşı orantısız güç kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca polisin uyguladığı güç ve şiddetin üniversitedeki öğrenci, öğretim üyesi ve çalışan birçok kişinin hayatını ve güvenliğini tehlikeye soktuğu öğrenilmiştir. Üniversitelerde ya da başka toplumsal ortamlarda devletin emniyet güçleri tarafından bu tür şiddet olaylarının tahrik edilmesi, yaratılması ve sürdürülmesi kesinlikle kabul edilemez. ODTÜ'lü öğrencilere, meslektaşlarımıza ve çalışanlara söz konusu olaylar nedeniyle büyük geçmiş olsun der, ODTÜ yerleşkesinde yaşanan şiddeti ve şiddete vesile olanları kınadığımızı bütün kamuoyuyla paylaşırız" denildi.
(Kaynak: A.A., sendika.org, muhalefet org)