hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mehmet Ağar'la ilgili davada görevsizlik kararı

    Mehmet Ağarla ilgili davada görevsizlik kararı
    expand

    Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar'ın "Susurluk Davası" kapsamında yargılandığı dava ile ilgili görevsizlik kararı vererek, dosyanın terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini kararlaştırdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ağar'ın, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili "suç işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak" suçundan yargılanmasına başlandı.

    Duruşmaya katılmadı


    Susurluk skandalının kilit isimlerinden olduğu öne sürülen Mehmet Ağar, bu davadan ilk kez hakim karşısına çıkacaktı, ancak sağlık raporu alarak duruşmaya katılmadı.

    Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ağar'ın gelmediği duruşmaya avukatları Abdullah Egeli ve Abdulkadir Toluç katıldı. Çoğunluğunu Çağdaş Hukukçular Derneği üyelerinin oluşturduğu bir grup avukat da duruşmayı izledi.

    Mahkeme Heyeti Başkanı Hakkı Elvan, Ağar adına çıkarılan davetiyenin tebliğ edildiğini, nüfus kaydının dosyaya gönderildiğini, ancak sabıka kaydının gönderilmediğini belirtti.

    Elvan, Ağar'ın 5 gün raporlu olduğuna dair sağlık raporunun da dosyaya sunulduğunu açıkladı.

    Ağar'ın avukatları ise müvekkillerinin sağlık sorunları nedeniyle gelemediğini, gelecek duruşmada savunmasını yapacağını, ardından kendilerinin de gerekli açıklamalarda bulunacaklarını ifade etti.

    Cumhuriyet Savcısı Ömer Gürsel Özgencil ise Ağar hakkında, 1993-1996 arasında, "suç işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek" suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında fezleke hazırlandığını belirtti.

    Fezlekenin, o dönemde milletvekili olması nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye gönderildiğini kaydeden Özgencil, Ağar'ın 22 Temmuz 2007'deki genel seçimlerde milletvekili seçilememesi nedeniyle dosyanın 2 Kasım 2007'de İçişleri Bakanlığı tarafından Danıştay'a gönderildiğini anlattı.

    Danıştay 1. Dairesi'nin, 3 Ocak 2008'de verdiği karar gereğince, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yollandığını belirten Özgencil, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 9 Temmuz 2008'de görevsizlik kararı verdiğini, ardından da dosyanın Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tevzi edildiğini kaydetti.

    Sanığa atılı suçun "cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak" olduğuna işaret eden Özgencil, Türk Ceza Kanununun 220/1 ve 3. maddeleri uyarınca yargılanacak Ağar'ın dosyasının, görevsizlik kararı verilerek, terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep etti.

    Ağar'ın avukatları, Cumhuriyet Savcısı'nın görüşüne ilişkin kararı mahkemeye bıraktığını belirtti.

    Mahkeme heyetinin baş başa yaptığı kısa bir değerlendirmenin ardından, Başkan Elvan, dosyanın görevsizlik kararı verilerek, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesinin kararlaştırıldığını açıkladı.

    Ağar'ın avukatı konuştu


    Mehmet Ağar'ın avukatı Abdullah Egeli, Danıştay 1. Dairesi'nin müvekkili hakkında verdiği kararla birlikte zamanaşımının durduğunu söyledi.

    Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, "suç işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak" suçundan yargılanan Ağar ile ilgili dosyayı, görevsizlik kararı vererek, terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

    Ağar'ın avukatı Egeli, yaptığı açıklamada, görevsizlik kararını kendilerinin istemediğini ve davanın bir an önce sonuçlanmasını beklediklerini söyledi.

    Görevsizlik kararı verilmesiyle "davanın zaman aşımına gireceği" yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine Egeli, Danıştay 1. Dairesi'nin Ağar'ın yalnızca "suç işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak" suçundan yargılanmasına karar verdiğini ve bu kararın da iddianame yerine geçtiğini hatırlattı.

    Egeli, "Danıştay 1. Dairesi'nin kararıyla birlikte zaman aşımı kesiliyor, duruyor. Milletvekilliği süresi de zaman aşımına dahil değil" diye konuştu.

    Olayın gelişimi

    3 Kasım 1996 yılında Doğru Yol Partisi Milletvekili Sedat Edip Bucak, Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ ve kırmızı bültenle aranan Abdullah Çatlı'nın içinde bulunduğu araç Susurluk'ta bir kamyonla çarpışmış, kaza sonrası Türkiye "derin devlet"i tartışmaya başlamıştı.

    Karanlık ilişkiler ağında adı geçenlerden biri de dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'dı. Ancak, Susurluk davasının başladığı dönemde milletvekili seçildiği için yargılanamamıştı.

    Temmuz 2007 seçiminde milletvekili seçilemeyen Ağar için, yargılamanın önü açıldı. Bugün, Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan yargılanıyor.

    Mehmet Ağar, 1993-1996 arasında, "cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı'nın saklı bulunduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere haber vermemek ve gizlenmesine yardım etmek, yasalara aykırı olarak Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz'e silah taşıma izin belgesi vermek suretiyle görevi kötüye kullanmak, yasalara aykırı olarak Çatlı ve Öz'e hususi damgalı (yeşil) pasaport verilmesini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.

    Dava protestolarla başladı


    DP eski Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın rapor alarak katılmadığı Ankara'da görülen Susurluk davası protestolarla başladı. Ağar'ı adliye dışında toplanan bir grup protesto etti.

    Susurluk dava sürecinde çete bağlantısı olan kişilerin aklandığını sıranın da Ağar'a geldiğini savunan Halk Cephesi üyesi 30 kişilik grup, ''Ağar tutuklansın'' talebinde bulundu.

    Grup adına yapılan açıklamada bugüne kadar Susurluk davasından somut bir şey çıkmaması eleştirilerek ''Aklanma sırasında Ağar mı var'' sorusu soruldu.

    Grup üyeleri, Susurluk'un çete bağlantılarının çözülmesi, faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkartılması ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması talebiyle protestolarını sürdürdü.

    ÇHD: "Suçların takipçisi olacağız"

    Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Yönetim Kurulu Üyesi avukat Selçuk Kozağaçlı, Mehmet Ağar'ın, "halka karşı işlediğine inandıkları" suçların takipçisi olacaklarını söyledi.

    ÇHD Ankara Şubesi üyeleri, Ağar'ın yargılandığı Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın bitmesinin ardından, Ankara Adalet Sarayı önünde toplandı.

    Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Kozağaçlı, Mehmet Ağar'ın, bugünkü duruşmaya katılmadığını, bu nedenle sorgusunun yapılamadığını ve iddianamenin yüzüne karşı okunamadığını anımsatarak, dernek olarak davaya müdahil olma taleplerini Ağar'ın duruşmaya katılmaması nedeniyle mahkemeye sunmadıklarını ifade etti.

    Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ise savcının da talebi ile "görevsizlik" kararı verdiğini ve dava dosyasını özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiğini hatırlatan Kozağaçlı, "Bizce bir beis yok. Mehmet Ağar'ın bugüne kadarki bütün fiilleri zaten terör suçudur. Komiserliğinden bakanlığına kadar tüm hal ve tutumları halka karşı terör suçu kapsamındadır. Bizim açımızdan tanımda bir sakınca yok, 11. Ağır Ceza Mahkemesi de bakabilir" diye konuştu.

    Konuşmasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi tarafından hazırlanan basın açıklamasını okuyan Kozağaçlı, "Mehmet Kemal Ağar'ın halka karşı işlediğine inandığımız suçlarının takipçisi olacağımızı duyurmak üzere toplandık" dedi.

    Susurluk Davası kapsamında Ağar hakkındaki suçlamaları anımsatan Kozağaçlı, "Kontrgerilla, Özel Harp, Özel Harekat davası; dünün veya hatırlanmayan geçmişin değil, bugünün ve yarının sorunu olarak önümüzdedir. Halkı kısa bir süre yıldırabilirsiniz, kısmen korkutabilirsiniz ve hatta belli bir süre ezebilirsiniz ama asla tamamen ve sürekli yenemezsiniz. Halka karşı işlenen son suçun hesabı verilinceye kadar Çağdaş Hukukçular Derneği karşı siperde nöbette olacaktır" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow