Meclis'te dört eski bakan için Yüce Divan oturumu
Dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilip gönderilmemesine ilişkin Meclis Genel Kurulu'nda ilk oylama eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan için yapıldı. Çağlayan'ın "Yüce Divan"a gönderilmesi hakkındaki önergeler reddedildi. İkinci oylama Muammer Güler için yapıldı. Güler'in de önergesi reddedildi. Üçüncü oylama Egemen Bağış için gerçekleştirildi ve Bağış da Yüce Divan'a gönderilmedi.
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu çalışmalarında sona gelindi. Komisyon'un eski Bakanlar ile ilgili "yeterli şüphe oluşturan delil bulunmadığından Yüce Divan'a sevk edilmemelerine" kararını içeren Raporun, Genel Kurul'da görüşülmesine başlandı.
Dört Bakanın bugün konuşup konuşmayacakları merak ediliyordu. Meclis iç tüzüğü eski bakanlara konuşma ve savunma hakkı yapma hakkı veriliyorken, bugüne kadar hiçbir bakan oylama öncesi konuşmamıştı.
Genel Kurul’a ilk gelen Erdoğan Bayraktar oldu ve şunları söyledi:
“Konuşmak istiyorum, hala da istiyorum. Ama yakın arkadaşlarım dostlarım konuşmamamın daha hayırlı olacağını söylediler. O yüzden konuşmayacağım. Arkadaşlar sizi sevdiğim için bunu açıklıyorum. Siz de beni sevin, sevgiye ihtiyacım var”
Zafer Çağlayan katılmadı
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, annesinin cenazesi nedeniyle Genel Kurul'a katılmadı
Hamzaçebi'den ilk itiraz
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ilk olarak Ayşenur Bahçekapılı'nın Rıza Sarraf isminin telaffuz edilmemesine tepki gösterdi. Ayrıca Hamzaçebi kullanılmayan oy pusulalarının bir yerde toplanmasını istedi.
İşte o oturumdan fotoğraf kareleri
Komisyon adına AK Partili Yılmaz Tunç söz aldı
Görüşmelerde ilk sözü, Komisyon Sözcüsü AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç aldı. Komisyon adına konuşan Tunç, Komisyonun kuruluşu ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. 77 AK Parti milletvekilinin önergesiyle kurulan Komisyonun ek süreyi de kullanarak çalışmalarını tamamladığını ve raporunu Meclis Başkanlığına sunduğunu belirten Tunç, Komisyon çalışmalarıyla ilgili kamuoyuna yansıyan konulara değindi. Bazı hususların kamuoyuna yanlış aktarıldığını ileri süren Tunç, bunlardan birinin "dizi pusulası" olduğunu söyledi. Tunç, "Aramızda savcılık, hakimlik yapanlar var. Dosya yerel mahkemeden dizi pusulasına bağlanmadan gönderildiğinde iade edilmektedir. Gereksiz bir tartışma yapıldı. Yüce Divan'a sevk yolunda da dosya dizi pusulasına bağlanarak gönderilir" dedi.
Muammer Güler o deftere ne yazdı?
Soruşturmanın gizliliğini ihlale yönelik tavırlar da gördüklerini belirten Tunç, "İç tüzüğe göre, Komisyon çalışmalarına sadece Komisyon üyesi milletvekilleri katılabilir, diğerleri katılamaz. 'Gruplar da görüşme yapılamaz' deniyor ama sürekli gruplar da gündeme alındı, bu konuda ifadeler kullanıldı. Gizliliğin ihlal edildiği bu noktada kamuoyuna yanlış bilgiler aktarıldı. Adli Tıp raporu geldi, montaja ilişkin rapor olduğu kamuoyuna sunulmaya çalışıldı. Halbuki, rapor tapelerle ses kaydının uyumuna ilişkindi, montaj olup olmadığına ilişkin bir şey değildi. TÜBİTAK'ın montaja ilişkin de raporları var ama komisyonumuzla ilgili değil."
AK Parti sırasında "Hoşgeldin Torinolu" yazısı
Komisyonun bakanlar hakkındaki iddialarla ilgili yargısal bir faaliyeti yerine getirdiğini ifade eden Tunç, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının belgelerini ihbar olarak kabul edip, delil araştırmasını da kendimiz yaptık. Savcılığın incelemesinde çok sayıda usülsüzlük tespit ettik" diyerek, 17 Aralık soruşturmasının başlatılmasına dayanak oluşturan MASAK raporunda, kara para aklanmasına ilişkin somut veri bulunmadığını iddia etti. Soruşturmanın bu rapora dayanarak 4 yıl sonra başlatılmasını eleştiren Tunç, telefon dinlemelerinin de hukuksuz olduğunu öne sürdü. Tunç, "Savcılık hiçbir soruşturma yapmadan, 'son çare kuralı' denilen iletişimin denetlenmesine geçiyor, soruşturma doğrudan böyle başlıyor. Bu TCK'nın 135. maddesine aykırı."
Hz. Muhammed alıntılı pankart
CNN TÜRK muhabiri Melek Erhan'ın verdiği bilgiye göre CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Hz. Muhammed'in "Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa cezalandırırım" sözlerinin yazılı olduğu bir pankart açtı.
Oturumda kendi adına söz alan milletvekilleri de konuştu. Oturumu yöneten Ayşenur Bahçekapılı'nın 10'ar dakika konuşma süresi tanıdığı milletvekillerinden ilk söz alan AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Akış oldu. 17 Aralık soruşturmasına yönelik eleştirilerde bulunan Akış, savcının soruşturma başlatma ve yürütme biçimine ilişkin iddiaları sıraladı ve usulsüz olduğunu öne sürdü. Akış, isimsiz soyut ihbarlar ve bu ihbarlara dayalı dinleme kararları ile yürütülen soruşturma usulsüzlüklerinin 25 Aralık soruşturmasında da tekrarlandığını anlattı. Komisyonun da buradan hareketle çalıştığını söyleyen Akış, "17-25 Aralık masum bir yolsuzluk ve şeffaflaşma soruşturması mıdır yoksa bir darbe teşebbüsü müdür? Türkiye'de 12 yıldır ortaya konulan irade nedeniyle sistem işletilememektedir. Akim kalmış bir darbe teşebbüsüdür. Paralel örgüt, 17-25 Aralık'ın yürütücüsüdür. Karşımızda masum bir polisiye operasyon yoktur. Karşımızda daha büyük bir savaş yürütmek için yıllarca mühimmat biriktiren bir örgüt vardır."
Deniz Zeyrek: "AK Grup yazan bir yerden çok sayıda mesaj geldi"
"Sizin arkadaşlar bunu yedi, siz yer misiniz bilmem"
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz ise "Karar günü geldi" diyerek başladığı konuşmasında, şunları söyledi:
"Bu raporu ne kadar okudunuz, incelediniz mi bilmiyorum. Ben bu raporu okudum. Özellikle iktidar partisine mensup arkadaşların niçin Yüce Divan'a sevk edilmemesi gerektiğini düşündüğünü anlamaya çalıştım. Komisyon sırasında sorulardan AK Parti'li arkadaşların gerçeğe ulaşma niyeti olabileceğini ummuştum ama öyle olmadığını gördüm maalesef. AK Partili arkadaş, 'Telefon dinlemeleriyle soruşturma başladı', 'Deliller tanıklıktan çekilme hakkı olanlarla ilgilidir delil olamaz' dediler. Dikkat edin vakayı inkar eden yok. Zaten bakan da inkar etmiyor: 'Saati aldım. Mal bildiriminde sonradan bulundum. Rıza'ya da parasını sonra ödedim.' Bakın otel kağıdına da 'parayı aldım' diye yazmış. Bu Soruşturma Raporundan alındı. Bizim arkadaşlarımız bunun incelenmesini istedi. Bunu bile kabul etmediler. Amiyane tabirle bunu yiyecek misiniz? Komisyonda sizin arkadaşlar yedi, siz yer misiniz bilmem?"
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal ise şunları söyledi:
"Bugün vicdan muhasebesi mi, vicdan kelepçesi mi diyebileceğimiz bir konuyu görüşeceğiz. Bu Komisyon, Bakanlar Kurulunun tüm yetkilerine sahiptir. 33 dosya dizi pusulası için gitti, 11 klasör geldi. Geri gelmeyen dosyaların içinde ne vardı, neden geri gelmedi? Kendisine ifade vereceğim diyen şahitleri dinlemedi, zülfiyare dokunmayacak şahitler dinlendi. Böylece deliller dinlenmiş oldu. Delil melil yok. Bakanın çocuğunun odasındaki kasaları izlemediniz mi? Bu delil değil mi? O zamanın bakanının, 'Oğlum ne kadar para var?' demesi delil değil mi? Erdoğan Bayraktar'ın 'Ben o ne dediyse yaptım, önce o istifa etsin' demesi delil değil mi? Bunlar birer delildir, vicdanı olana delildir. Sevk etmek isteyen iman ehli insanlar için bile birer delildir. Komisyon Başkanı komisyon üyelerine kimse bir şey görmesin diye yayın yasağı koydurdu. Cenabı zül celal de mi görmeyecek. Her şeyi gören, her şeyi bilen odur. Delilleri elde etmiş olan polisler, savcılar jimnastik yaptırılarak Türkiye'nin dört bir yanına sürüldü. Bunlar ortaya bir şey koyuyor. Dinen bunlar günahtır, ahlaken ayıptır, kanunen suçtur. Dinen tövbe edeceksin, ahlaken arlı bir şekilde millete mührü iade edecek ve istifa edeceksin. Kanunen çaresi vardır, bunun yargı organı vardır, gidip yargılanacaksın. Siz kendi atadığınız bu Anayasa Mahkemesine güvenmeyeceksiniz de bu millet binlerce mahkemeye nasıl güvenecektir? Değerli arkadaşlarım adaletsizlik karşısında susan dilsiz şeytandır."
Faruk Bal ayrıca Komisyon Başkanının belirlendiği kura çekiminde de hile olduğunu ileri sürdü.
Ayşenur Bahçekapılı ile Oktay Vural tartıştı
Faruk Bal'ın Komisyon Başkanının seçimi sırasında yaşandığını ileri sürdüğü kura çekimine ilişkin yaşananlarla ilgili, sözlerinin tamamlanmasının ardından Ayşenur Bahçekapılı, "O sırada ben Meclis'te görev yapıyordum, söylediğiniz gibi olmadı" dedi. Bunun üzerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, müdahale ederek, Bahçekapılı'ya tepki gösterdi. Bu iddia üzerine Faruk Bal yeniden kürsüye gelmek istedi. Ayşenur Bahçekapılı ise HDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız'a söz verdi. Tartışma uzayıp ortam gerilince Bahçekapılı, oturuma 10 dakika ara verdi.
"Eğer CHP, MHP, HDP bunların yüzde 1'i ile itham ediliyor olsaydı"
Oturumun yeniden başlamasının ardından Komisyon üyelerinden HDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız ise söz alarak şunları anlattı:
"CHP, MHP, HDP'lilerden her hangi biri bunların yüzde 1'i ile itham edilseydi, şimdiye kadar kırk tane komisyon kurulur, Yüce Divan'a yollanırdı. Eğer bu iddiaların üzerine yatarsak, Batman Belediyesi'ni aldığımızda, bizden önceki belediye döneminde konulmuş bir tabela vardı, 'Rüşvet alan da veren de melundur' yazıyordu. Sordum, 'Nasıldı?' diye... 'Valla alan da veren de çok memnundu' denildi. Eğer bizim dönemimizde 'Rüşvet alan da veren de memnundu' der ve bunun üzerine yatarsak, tarihe karşı sorumlu kalırız.
"Hakkı Köylü nereden talimat aldı bilmem ama..."
Yönelteceğim eleştirilerin temelinde kendisi var. Nereden talimat aldı bilmem. Tahmin ediyorum ki AK Parti şöyle düşündü; 'Şu anda yoğun olarak üzerimize geliniyor, zamana yayalım. Yoksa iktidardan oluruz, ileride de aklarız'. 'Bu soruşturma komisyonu bir aklama komisyonu olmasın. Bizim görevimiz gerçekleri ortaya çıkarmaktır' dedim. Birinci gündeki icraat şudur: Komisyonun başkanını, yardımcısını seçerken muhalefetten birini koyarsak, komisyonun güvenilirliği açısından iyi olacağını söyledik. Ama, başkan, yardımcısı, sözcü, katip tek bir partiden seçildi. Bu olayın gidişatının nereye gideceğini gösteriyordu. Başkan toplantıyı kapattı, bir sonraki toplantı ne zaman yapılacak belli değildi. Başkan oldu gitti. Meclis Başkanına dilekçe verildi. 'Ben karışamam yargı görevi yapıyor' dedi. Başkan Hakkı Köylü'nün yaptıklarını sayacağım: Belgeleri bize vermedi, sanki sadece kendileri savcılık görevi yapıyor, muhalefet partisi üyeleri yapmıyor. Belgeler bize verilmedi ama avukatlara verdi. Şahitlerin tümü şüphelilerin akrabalarından oluşturuldu. Bu şekilde, muhalefete sorulmadan, bir toplantı yapılmadan seçilen tanıklar, tanıklıktan çekildi. Tanıkların tümü İstanbul'da dinlenmedi, Ankara'ya çağrılmadı. Biz doğrudan temasta olamadık. Bakanların ifadesine gelince, özellikle Erdoğan Bayraktar'ın yurt dışına gideceği günü seçti. Saat 14.30'da uçacak, 12.30'a koyuyor. Bizim komisyondan çekilmemize sebep olan olay ise hiçbir toplantı yapılmadan mahkemeden yayın yasağı getirilmesiydi. Bu bizim orada olamayacağımızı, kalamayacağımızı gösterdi."
Eski bakanlar konuşma yapmadılar
Meclis Soruşturma Komisyonu raporu üzerinde siyasi parti grupları adına yapılan konuşmaların tamamlanmasından sonra TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı eski bakanların konuşma yapıp yapmamaları konusunda eski bakanların isimlerini okudu.
Bahçekapılı'nın, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın notu olduğunu belirtmesine muhalefet partili milletvekilleri tepki göstererek, "Böyle bir usul var mı?" dedi.
Bahçekapılı, Çağlayan'ın annesinin vefatı dolayısıyla Genel Kurul'a katılamadığını ifade ederek, annesi Perihan Çağlayan'a rahmet diledi.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, yerinden söz isteyerek, "Soruşturma Komisyonuna verdiğim sözlü ve yazılı ifademe ilave edecek bir şey yok. Takdir Yüce Meclisin" dedi.
Eski AB Bakanı Egemen Bağış da yerinden söz alarak, "Hakkımızdaki iftiralarla ilgili gerek başsavcılık gerek komisyon gerekli kararları vermiştir. Komisyon kararına saygı duyuyorum. Takdir Yüce Meclisin" diye konuştu. Bu sırada bazı CHP'li milletvekilleri Bağış'a "Kürsüye gel" diye seslendi.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise konuşma yapmadı ve yerinden "Teşekkür ederim" dedi.
Başkanvekili Bahçekapılı, Genel Kurul'a, önergeler üzerinde çalışma yapmak üzere ara verdi.
Önergeler görüşüldü
Genel Kurul'da, dört eski Bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerinin tamamlanmasının ardından muhalefet milletvekillerinin eski bakanların "Yüce Divan'a sevki"ni içeren önergelerin görüşülmesine geçildi.
Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Eski Ekonomi Bakanı ve AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan hakkında 53 önerge olduğunu belirtti. MHP Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli'nin de olduğu MHP'li milletvekillerinin ayrı ayrı verdiği 47 önerge metninin aynı olduğunu belirten Bahçekapılı, birleştirilerek işleme alacağını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, milletvekillerinin verdiği önergelerde, Genel Kurul'un eski bakanlar ile ilgili suçlamaların tamamıyla ilgili Yüce Divan'a gönderebileceği gibi, suç isnatlarına ilişkin maddeleri ayırma suretiyle de gönderebilme iradesine sahip olduğunu kaydetti.
Vural, Çağlayan hakkında TCK'nın 257. ve 255. maddeleriyle ilgili isnat bulunmadığından önergelerden çıkarılarak işlem yapılmasını istedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, rapora konu olan önergenin Çağlayan hakkında TCK'nın 204. ve 252. maddelerini içerdiğini, 257. ve 255. maddelerini içermediği için çekilmesi gerektiğini kaydetti.
Bahçekapılı, gizli oylamanın nasıl yapılacağı hakkında milletvekillerine bilgi verirken, Yüce Divan'a sevk için toplantı yeter sayısının olması kaydıyla, nitelikli çoğunluk olan 276'nın sağlanması gerektiğini söyledi.
Çağlayan için oylama: 242 kabul, 264 ret
Dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilip gönderilmemesine ilişkin Meclis Genel Kurulu'nda ilk oylama eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan için yapıldı. TBMM Genel Kurulu'nda, muhalefet milletvekillerinin Çağlayan'ın Yüce Divan'a sevk edilmesi için verdikleri önergenin gizli oylamasına 517 milletvekili katıldı. Oylamada, 242 kabul, 264 ret oyu çıkarken, 7 milletvekili çekimser kaldı, 1 oy boş çıktı, 3 oy da geçersiz sayıldı. Çağlayan'ın Yüce Divan'a sevki reddedilirken, "Yüce Divan'a sevk edilmesine gerek olmadığı" yönündeki rapor kabul edildi.
Muammer Güler oylaması: 241 kabul, 258 ret
İçişleri eski Bakanı Muammer Güler'in Yüce Divan'a gönderilmesine ilişkin önerge de reddedildi. TBMM Genel Kurulu'nda, muhalefet milletvekillerinin Güler'in Yüce Divan'a sevk edilmesi için verdikleri önergenin gizli oylamasına 513 milletvekili katıldı. Oylamada, 241 kabul, 258 ret oyu çıkarken, 6 milletvekili çekimser kaldı, 4 oy boş çıktı, 4 oy da geçersiz sayıldı.
Egemen Bağış oylaması: 245 kabul, 255 ret
Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın Yüce Divan'a gönderilmesine ait önerge sonuçlandı. Oylamadan çıkan sonuca göre 245 kabul oyuna karşılık 255 ret oyu sayıldı. Çekimse 7 oy kullanılırken boş oy sayısı 6 geçersiz oy sayısı ise 4 olarak belirlendi.
OY PUSULASINDAN PARA ÇIKTI
Oy sayımı esnasında ilginç bir olay yaşandı. TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, bir oy pusulasından 50 TL çıktığını söyledi.
Ayşenur Bahçekapılı, "Oy kupasından 50 TL çıktı, arkadaşlar. Para Hazine'ye..." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, oy kupasına parayı kendisinin koyduğunu söyledi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından açıklama yapan Tanal, "Değerli arkadaşlar 50 TL zarfa konulmadı. Oyum geçersiz sayılamaması için kutuya atıldı. Bu bir demokratik tepkidir" dedi.
Değerli arkadaşlar 50 TL zarfa konulmadı.Oyum geçersiz sayılamaması için kutuyu atıldı.Bu bir demokratik tepkidir.
— Mahmut Tanal (@MTanal) 21 Ocak 2015
ERDOĞAN BAYRAKTAR DA YÜKCE DİVAN'A SEVK EDİLMİYOR
Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar da Yüce Divan'a sevk edilmiyor. Önergeye 219 kabul, 288 ret oyu verildi.