hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kızamık vakaları artıyor! Peki neden aşı yaptırmıyorlar?

    Kızamık vakaları artıyor Peki neden aşı yaptırmıyorlar
    expand

    Hürriyet Gazetesi'nden Fulya Soybaş'ın yazısı... Yıl 2023! İstanbul’da 2 çocuk KIZAMIK sebebi ile hayatını kaybetti. Hem de Türkiye’de 1990’lı yıllardan itibaren yaygın ve yüksek dozda uygulanan bir aşısı olan bir hastalıktan. Türkiye kızamık vakalarında Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sıraya oturdu. 4 ayda bin 440 vaka tespit edilirken, vakaların 242’si yoğun bakımlık oldu. Hastalığın göçmenler ve mültecilerde görüldüğünü ya da sadece onlar sebebi ile yayıldığını düşünüyorsanız da yanılıyorsunuz. Cerrahpaşa’da tedavi gören 22 vakanın sadece üçü yabancı uyruklu, diğerleri Türk ve bu çocukların 11’i de aşısız. Anlayacağınız kızamığın ‘hortlamasının’ bir nedeni de aşı karşıtlığı. Peki neden aşı yaptırmıyorlar? Uzmanlar, Bakanlığın acilen yasal düzenleme seçeneği de dahil olmak üzere bu konuda önlem almasını istiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN EK ÖNLEMLER ALMASI ŞART

    KIZAMIK dahil birçok çocukluk çağı aşısının ücretsiz yapıldığı aile sağlığı merkezlerinde durum ne? Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, Türkiye’nin çocukluk çağı aşı takviminde yıllardır çok iyi olduğuna vurgu yaparak, “Toplum sağlığına önem veren bir ülkeyiz aslında. Aşılamada çok büyük başarılar elde ettik bugüne kadar. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi aşılar zaten bizim aşı takvimimizde var. Üstelik ücretsiz yapılıyor, bu büyük bir avantaj. Bize gelen ve aşı yaptırmak istemeyen hastalarımızın çoğunun yaşadığı aşı tereddüdünün COVID-19 sonrası arttığı ya da oluştuğunu söylemek mümkün. Ayrıca göçmenleri de kültür farkı sebebiyle aşıya ikna etmekte sıkıntı olabiliyor. Kızamığın salgın bir hastalık ve çok da bulaşıcı olduğunu anlatıp tereddütleri ortadan kaldırıyoruz elimizden geldiğince. Ama asıl acilen Bakanlığımızın tüm tereddütleri giderecek şekilde insanları bilgilendirmesi, kampanyalar başlatması lazım. Aşılamada yüzde 95 altına inildiği zaman salgın riski başlar, şu an henüz salgına dönmedi ama ek önlemler alınmaz, düzensiz göç ile alakalı bir şeyler yapılmazsa kısa zamanda salgına dönecektir” diyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ORGANİK YAŞAMA GEÇTİK

    AŞI karşıtlığı sadece eğitim seviyesine indirgenemeyecek kadar kompleks bir problem aslında. Ki eğitimli, sosyoekonomik seviyesi yüksek kişiler arasında da hayli yaygın. Gıda Mühendisi Emel Balcı o kişilerden biri, Fransa’da yaşıyor. Diyor ki: “Oğlumu sünnet de ettirmedim aşı da yaptırmadım. Kişiyi koruyacak tek şey, kendi bağışıklık sistemidir. Vücuda yapılan müdahalelerin değişim ve etkileşimleri olur çünkü. Devlet kurumlarına, aşı üreticilerine, Amerika’dan gelen yönlendirmelere inanmıyorum. Çocuklarda psikoterapötik ilaç kullanma yaşı beşlere düşmüş, otizm artmış durumda.” Peki çocuğunu nasıl koruyor? Yanıtı şu: “Hayatımızdan ekstra kimyasalları çıkardık, organik besleniyoruz. Bağışıklık sisteminin hastalıklarla mücadele etmesine izin veriyoruz.”

    35 YAŞINDA KIZAMIK OLDU

    NTV’den Melike Şahin’in haberi beni çok etkiledi çünkü salgının sanılanın aksine ciddiyetinin de açık bir örneği bu haber. Kocaeli Üniversitesi Klinik Araştırmalar Koordinatörü Gülşah Becerikli Aksan, çocukken tek doz aşı olmasına rağmen (1998 sonrası yönetmelik değişti ve aşı 2 doza çıkarıldı) 35 yaşında kızamık oldu ve 5 gün hastanede yattı. Düşmeyen ateş, öksürük, ciddi derecede halsizlik ve Konjonktivit ile görme problemleri yaşayan Aksan, “Su bile içemiyordum. Maske takmama rağmen yakalandım. Çok zorlu geçti” diyerek komplikasyonların sıkıntılı olabileceği konusunda uyarıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AŞI OLMAK CAİZDİR

    ‘POSTMODERN’ yaklaşımların yanı sıra günah olduğu varsayımı, ‘Modern tıp Allah’ın işine karışıyor’ gibi dini sebepler de aşı karşıtlığını besliyor. Soyadının saklı kalmasını isteyen Fatma Nur S. şöyle anlatıyor: “Ben doğum yaptıktan sonra da büyüklerimiz ‘Aşıda domuz jelatini var’ gibi laflar edince kızamık aşısı yaptırmadık.”

    BİLİM İNSANLARI KONUŞSUN

    Oysa İslami yazar Muhammed Serkan Gül diyor ki: “Diyanet İşleri’nin bu konuda verdiği fetvalar var. Aşı zararlı değildir, orucu ya da abdesti de bozmaz. Türkiye’deki aşılarsa sığır jelatininden yapılma. Fakihlerden önce bilim insanları konuşmalı. (El-Bakara, 2/195) ‘Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız’ diye buyurulur. Bir başka ayet ‘Ey Allah’ın kulları, tedavi olun; çünkü Allah, yarattığı bir hastalık için mutlaka bir şifa, deva yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna. O da yaşlanmadır’ der.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ OLDUK

    TÜRK Tabipler birliği, İstanbul Tabip Odası, KİLİMİK, Türk Pediatri Kurumu ve HASUDER gibi birçok dernek son bir haftadır arka arkaya kızamık vakalarındaki ciddi artış konusunda uyarılar yayınlıyor. TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, açıklamasında Sağlık Bakanlığı’nın duruma acilen el atması gerektiğini vurgulayarak, “Toplum aşı konusunda bilgilendirilmeli, yanlış/yanlı açıklamaların yetkililer tarafından üzerine gidilmeli” dedi.

    BEŞ YÜZDE BİR ÖLÜM RİSKİ

    KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ise “500’de 1 ölüm riski olan bir hastalıktan söz ediyoruz. On iki ay altındaki çocuklar kızamığa yakalandığında virüs beyne yerleşebiliyor. 7-10 yıl sonra çok ağır ölümcül tablolara neden olabiliyor. Yani sadece bugün değil, ilerleyen süreçlerde de çok zararlı etkileri olabiliyor kızamığın. O nedenle çocukların aşılanması kritik” açıklaması yaptı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BAKANLIK DEVREYE GİRSİN

    ENFEKSİYON hastalıkları uzmanı, KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül ile de ben konuştum. Dedi ki: “Bakanlığın bu konuyu ciddiye alması ve bize saydam veriler sağlaması lazım çünkü tahmini sayılar ya da tahmini nedenlerle yol almak zorunda kalıyoruz, bu da yanıltıcı olabilir. Gözlemlerimiz; düzensiz göç, aşı itirazı, deprem bölgesindeki sorunlar nedeniyle vakaların arttığı yönünde. Ayrıca İstanbul’da çok sayıda sağlık çalışanının ve öğretmenin hasta olduğunu biliyoruz, ikinci bir dalga da bu. Sorun çok katmanlı anlayacağınız. Acilen el atılmalı.” 

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow