Kemal Kılıçdaroğlu'ndan örtülü HDP açıklaması: "Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de konuştu; HDP'lilere yönelik gözaltı dalgasına üstü kapalı bir şekilde değindi. Kılıçdaroğlu, "Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır" dedi. Kılıçdaroğlu, "Eğer sorgulanacaksa, ülkenin silah deposu haline getirilmesine göz yumanlara hesap sorulması lazım" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen partisinin belediye başkanları toplantısının açılışında konuştu. CHP lideri HDP'lilere yönelik gözaltı dalgasına üstü kapalı bir şekilde değindi ve "Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır" dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca şu ifadeyi kullandı: "Eğer sorgulanacaksa, ülkenin silah deposu haline getirilmesine göz yumanlara hesap sorulması lazım. Tonlarca bombalar yerleştirilirken, valilere kaymakamlara telefon edip, 'Sakın bunlara dokunmayın' diyenler kimlerse, onların yakalanıp sorgulanması lazım."
HDP'li vekiller gözaltına alındı
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan ve başkanlık meselesine ilişkin sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
'Devleti bir kişinin iki dudağına teslim edemezsiniz'
Devleti bir kişinin iki dudağına teslim edemezsiniz. Neden Mustafa Kemal, 'Egemenlik bila kaydu şart milletindir' diyordu. Anayasaya ilk bu koyuldu. Egemenlik padişahın, sarayın değil. Şimdi egemenliği saraya taşımak istiyorlar. Egemenlik saraya taşınırsa... Sonunu söylemek istemiyorum. Egemenliği kimse saraya taşımaya kalkmasın.
Gözaltılarla ilgili HDP'den ilk açıklama
'Sen millet değilsin, tek başına bir bireysin'
'Ben milletim, ben ne dersem odur'. Yok kardeşim sen millet değilsin, tek başına bir bireysin. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin, görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız.
CHP'den HDP operasyonuna tepki
'Seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız'
Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz. Seçimle gelenler seçimle gitmelidir. Seçimle gelenlerin seçimle gitmesini de savunacaksınız. Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. 'Seçimle gelenleri ben yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, yok edeceğim, kurşunlayacağım, mafya yöntemleriyle susturacağım' derseniz, o ülkeye barışı asla getiremezsiniz.
HDP'li milletvekilleri böyle gözaltına alındı
'Terörle akılla mücadele edeceksiniz'
'Efendim terörle mücadele ediyoruz'. Elbette ki her ülke terörle mücadele etmek zorundadır, terör bir insanlık suçudur, teröre karşı hep birlikte ortak tavır takınmak, dur demek zorundayız. Bunda hiç kimsenin en küçük bir tereddüdü yok. Terörle mücadelenin akılla yürütülmesi lazım. Nasıl devleti bilgiyle, erdemle yönetecekseniz, terörle mücadeleyi de aynı şekilde yapmak zorundasınız. Sivri sineklerle uğraşmak terörü sonlandırmaz, bataklığı kurutmanız lazım. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz.
Başbakanlık'tan dünya basınına 'HDP' açıklaması
'Freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz'
Açık ve net söylüyorum, 'Musul'a, Rakka'ya gideceğiz' diyorlar. İyi gidin. Ama bir soru sormak istiyorum. Burnunuzun dibinde Kandil var. Eğer terörle mücadele edecekseniz, niye bir şey yapmıyorsunuz? Açıkça söylüyorum, Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Nereye gittiğimizi, ne olacağımızı kimse bilmiyor.
'Türkiye nereye gidiyor?'
Bu anlayış Türkiye'nin uluslararası saygınlığına darbe vuran bir anlayıştır. Bakın bu endişe sadece bizde değil. Bütün uygar dünyada var. Herkes aynı soruyu soruyor: 'Türkiye nereye gidiyor?' Türkiye'yi yönetenler Türkiye'nin uygar bir dünyanın parçası olmasını değil, Ortadoğu'nun karanlık bir parçası olmasını istiyorlar. Kanın, gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi... İzlenen politikalar da adım adım bu noktaya doğru gidildiğini gösteriyor.
Selahattin Demirtaş'ın 'blok' çağrısına CHP'den cevap
'Demokrasimiz kan kaybediyor'
Neden 'İlle başkanlık' diyorlar. Türkiye'yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Demokrasiyse, onun istediği demokrasi; özgürlük mü onun istediği özgürlükler; eğitim mi, onun istediği eğitim; kadın erkek eşitliği, yasalar onun istediği gibi olacak. 21. yüzyıldan söz ediyorum, 19. yüzyıldan söz etmiyorum. Türkiye'yi 19. yüzyılın karanlığına itmeye çalışanlar var. Demokrasimizi güçlendirmek varken, demokrasimiz kan kaybediyor.
'Direnme hakkı'
Elbette ki hepimiz yasalara ve hukukun üstünlüğüne uymak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar, 'ne demek direnme hakkı' diye. Direnme hakkı Alman anayasasında vardır, anayasaya konulmuştur. Niçin? Hitler felaketinden örnek alınarak anayasaya konulmuştur. Bir ulusu bir kişinin iki dudağı arasına hapsederseniz,'örnek nedir' derseniz, örnek Hitler'dir. Bunun örneği Almanya'dır, dünyada akan kandır, milyonların ölümüdür. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez, aklı baliğ olmayana ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara ülkeler teslim edilemez. Tarihini bilmeyen insanlara ülkeler teslim edilemez.
'Şimdi güçlerin ayrılığı değil, birliğinden söz ediliyor'
Basiretli davranmayana, önyargılarını öne koyup, onun dışındaki bütün düşüncelerin önüne set çekene ülkeler teslim edilemez. Onun için kuvvetler ayrılığı vardır. Güçler ayrılığının nedeni budur. Milli iradeyi yasama, yürütme ve yargı organı kullanır. Birisinin yaptığı hata dolayısıyla bir başkasının harekete geçip o hatayı düzeltmesidir. Şimdi deniliyor ki, 'Güçler ayrılığına ne gerek var?' deniliyor. Güçlerin birliğinden söz ediliyor. Yani bir kişinin iradesi milli irade olsun diyorlar. Bütün bu olayların alt yapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor.
'Türkiye çok tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor'
Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye sürükleniyor. 'Tarih tarih, Osmanlı Osmanlı, tarihimizi biliyoruz' diyorlar. Osmanlı diyorsan parlamenter sistem 150 yıldır var. Tarihi de bilmiyorsun, ben sana neyi anlatacağım. Bir insan her şeyi bilmeyebilir, bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Dünya kadar saygın tarihçimiz var, onları çağırır konuşursunuz. Saygın tarihçiyi değil, deli birisini getiriyor bana tarih öğret diye. Aklı baliğ olmayan birisini getirmiş danışmanı olarak bana tarih öğret diye... Böyle bir şey olamaz.
'AKP'li milletvekilleri kardeşlerime sesleniyorum'
2002'nin Türkiyesi'ne bakın, 2016'nın Türkiyesi'ne bakın. Yasama organı, milletvekilleri, bütün AKP'li milletvekilleri kardeşlerime sesleniyorum; Türkiye'nin geleceğinden benim duyduğum kaygıyı sizin de duyduğunuzu biliyorum. Unutmayın, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiği gerçeğini duyurmayın. Aynı muamele size yapıldığında isyan ederdiniz, 'doğru değildir' diyordunuz, diyorduk. Geçmişte bu travmayı gördük ve Türkiye o travmayı hala atlamadı. Doğru değildir.
Siyasette kan davası güdülmez değerli arkadaşlarım. Siyasette kan davası yoktur. Rahmetli Demirel'in dediği gibi, 'Siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir'. Kan davası ile bir ülke yönetilemez. Eğer sorgulanacaksa, ülkenin silah deposu haline getirilmesine göz yumanlara hesap sorulması lazım. Tonlarca bombalar yerleştirilirken, valilere kaymakamlara telefon edip, 'Sakın bunlara dokunmayın' diyenler kimlerse, onların yakalanıp sorgulanması lazım.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?