hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İbrahim Kalın ve Bakan Gül dini azınlık temsilcileriyle bir araya geldi

    İbrahim Kalın ve Bakan Gül dini azınlık temsilcileriyle bir araya geldi
    expand
    KAYNAK DHA

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, dini azınlık temsilcileriyle bir araya geldi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Dün olduğu gibi bugün ve yarın da bunları artırıcı tüm adımları atacağız. 83 milyon Türkiye'de eşit vatandaştır, birinci sınıf vatandaştır. İnancından, düşüncesinden, kimliğinden, etnik aidiyetinden dolayı bir ferdin bile kendisini öteki düşünmeyeceği, hissetmeyeceği bir ortam için bu konuda daha atılacak ne adım varsa bunu da dün olduğu gibi bugün de, yarın da atmaya, bu reform çizgisiyle kararlılıkla devam edeceğiz. Her meseleyi konuşuruz, tüm sorunları çözeriz, ülkemizin meselelerini çözerek yolumuza devam ederiz, aslolan 83 milyonun hukukunu korumaktır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde aralarında Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Hahambaşı İsak Haleva, Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, İstanbul-Ankara Süryani Kadim Kilisesi Metropoliti Mor Filüksinos Yusuf Çetin'in de bulunduğu dini temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantı basına kapalı olarak yaklaşık 3 saat sürdü.

    Toplantının ardından İbrahim Kalın ve Abdulhamit Gül açıklamalarda bulundu.

    İbrahim Kalın, “Cemaat vakıflarımızın hem dini yönden kiliselerinin, havralarının, hem de cemaatler olarak diğer hukuki konularını ele alma imkanımız oldu. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde zaten son 18 yılda özellikle dini cemaatlerin, azınlıkların hak, hukukunun tanınması konusunda çok önemli mesafeler alınmıştı. Kendileri de zaten bunları takdirle ifade ettiler. Bu toplantılar daha öncede pek çok defa yapıldı. Daha önce devlette hiçbir şekilde muhatap bulamayan azınlık cemaatleri mensupları artık devletin en üst makamlarında kabul ediliyorlar, muhatap alınıyorlar. 2008 yılında çıkan vakıflar yasasıyla da biliyorsunuz çok tarihi devrim niteliğinde bir değişiklik gerçekleşmiş ve vakıflarımıza ait mülkler, taşınmazlar kendilerine iade edilmişti, bu sürecin önü de açılmıştı. Bu konuları ve geçtiğimiz 18 yıl içinde atılan adımları değerlendirdik. Tabi bugün ve bundan sonra yapılacaklarla ilgili de önümüze çıkan yeni sorunlar, yeni sınamalar, meydan okumalar nelerdir, bunları birlikte değerlendirme imkanımız oldu. Kendilerinin gündemlerinde olan spesifik konular var. Hem cemaatleriyle ilgili, hem kiliseleriyle ilgili, okullarıyla ilgili, mülkleriyle ilgili, bunları değerlendirdik. Bizim yaklaşımımız eşit vatandaşlık ilkesi çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının hak ve hürriyetlerde eşit ve adil bir şekilde istifade etmesi, vatandaşlık sorumluluklarını da bu çerçevede yerine getirmesi. Özellikle Türkiye aleyhine dönem dönem yapılan, 'Türkiye'de dini azınlıklara baskı yapılıyor, zulmediliyor' gibi propagandalara, dezenformasyonlara, propaganda kampanyalarına karşıda aslında en büyük şahitler bizim dini cemaatlerimiz, azınlık cemaatlerimiz. Kendileri de zaten ifade ettiler, zaman zaman dışarıdan gelip onların ağızında Türkiye'yi kötülemeye dönük birkaç cümle almak için uğraşanların oyunlarını bugüne kadar hep boşa çıkardıklarını ifade ettiler. Gerekten onları Türkiye'de yaşana bu dini çoğulculuk, özgürlük ortamını ifade etmeleri önemli. Özellikle bütün dünyada hem İslam karşıtlığını, hem antisemitizmin, hem Hristiyan karşıtlığının yükseldiği bir dönemde bizim bu tür nefret suçlarına karşı ayrımcılığa karşı, tek blok, tek ses halinde mücadele vermemiz son derece önemli. Dini kimliği ne olursa olsun hiç kimseyi dininden dolayı, etnik kimliğinden dolayı, inancından dolayı kınamanın suçlamanın, nefret objesi haline getirmenin hiçbir hukuki ve insani temelinin olmadığını bir kez daha burada ifade ettik. Biz de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak dini cemaatlere hangi dinden olursa olsun yönelik nefret suçlarına, ayrımcılığa asla müsamahamızın olmadığını kendilerine bir kez daha ifade ettik. Bunun hukuki zemini oldukça derinleşmiş bir şekilde ortaya konuldu aslında, uygulamada eğer eksikler varsa, bunların giderilmesi için de gerekli adımların atılacağı hususunda istişarelerde bulunduk. İnşallah bu toplantıları da önümüzdeki dönemde devam ettirmeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "ASLOLAN 83 MİLYONUN HUKUKUNU KORUMAKTIR"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Abdulhamit Gül ise, 18 yılda AK Parti hükümetleri döneminde azınlık cemaatleri haklarıyla ilgili önemli adımlar atıldığına dikkat çekerek şunları kaydetti:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Özellikle 2008 yılında vakıflara ilişkin yapılan düzenleme, sonrasında ve öncesinde atılan tüm adımların yine azınlıkların önündeki engellerin kaldırılması yönünde çok önemli sonuçlar verdiğini bugün bir kez daha görmüş olduk. Bugün yine mülkiyet hakkına yönelik, eğitim hakkına yönelik, örgütlenme hakkına yönelik ne gibi ilave uygulama ya da mevzuatta öneriler var, beklentiler var, bunları da hep beraber değerlendirdiğimiz güzel, verimli bir toplantı oldu. AK Parti tüm vatandaşlar için özgürlüğü artırıcı, çoğaltıcı bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bu çerçevede yine nefret suçlarına yönelik ayrıca atılacak adımlar, bu konuda çok önemli adımlar attı hükümetimiz daha atılacak hangi adımlar var bunları da somut şekilde Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın'la birlikte çok yapıcı ve çok samimi bir ortamda değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde ilgili kurumlarla atılacak adımları atacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir, azınlığıyla ve hangi inanca mensup olursa olsun tüm vatandaşlarıyla, huzuruyla birlik beraberliğiyle güçlü olmaya devam edecektir. Bu özgüvenle, bu kararlılıkla tüm adımlarımızı atmaya devam edeceğiz."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İSLAM KARŞITLIĞI

    Kalın, yurtdışındaki İslam karşıtlığı konusun sorulması üzerine ise, “İslam karşıtlığı konusunu da genel olarak değerlendirdik. Bunun küresel bir sorun haline geldiğini, dini kimlikler üzerinden husumet ve düşmanlık üretilmesinin kabul edilemeyeceğini, ötekileştirme tavrının asla müsamaha görmeyeceğinin altını bir kez daha çizdik. Türkiye tabi dünyaya baktığımızda hamdolsun ki, genel olarak bu dini çoğulculuk ve dini özgürlüklerin yaşanması konusunda çok iyi bir noktada aslında. Bunun en önemli şahitleri de bizim kendi dini cemaatlerimiz. Kendileri de zaten bunu ifade ettiler. Son 18 yılda sadece vakıf mülklerinin iadesi değil, aynı zamanda bu cemaatlerin, Türkiye'nin büyük fotoğrafının bir parçası olduğu, tarihi kültürel, dini anlamda bizim bir zenginliğimiz olduğunun altı özellikle hep çizildi, vurgulandı. Eskiden muhtar düzeyinde bile muhatap bulamazken, kendileri ifade ettiler bunu, 'biz bugün devlet başkanı düzeyinde muhatap bulabiliyorsak, sorunlarımızı buralara aktarabiliyorsak, bu Türkiye'deki bu büyük dönüşümün bir ifadesidir'. Biz aynı şeyi diğer ülkelerde yaşanan azınlıklar içinde bekleriz. Avrupa'da yaşayan Müslüman azınlıklar olabilir, Amerika'da yaşayan Müslüman azınlıklar olabilir veya dünyanın başka coğrafyalarındaki bölgelerindeki başka azınlıklar için de olabilir. Ama burada din temelli, bir nefret suçu söylemine karşı hepimizin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinin önemini hep birlikte bir kez daha vurgulamış olduk" ifadelerini kullandı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow