hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Haberal: "Adaletin olmadığı yerde mutluluk olmaz"

    Haberal: Adaletin olmadığı yerde mutluluk olmaz
    expand

    CHP'li Mehmet Haberal, "Adaletin ve hürriyetin olmadığı ülkelerde mutluluk olmaz. İnsanların en önemli haklarından bir tanesi hürriyet ve özgürlüktür" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ergenekon davasında 12 yıl 6 ay hapis cezası alan ve tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Haberal, Zonguldak Valiliği'nin bayramlaşma programının ardından partisinin Kozlu Belde Başkanlığını ziyaret ederek vatandaşlarla bayramlaştı. Belde merkezinde bulunan kafeleri de ziyaret eden Haberal, burada bazı vatandaşların sorunlarını dinledi.

    Türkiye'de bir takım eksiklik ve aksaklıkların olabileceğine dikkati çeken Haberal, "Demokrasi ülkelere kolay yerleşmiyor. Türkiye odun ateşi ışığından lazere geldi. Şu anda biz dünyayla yarışıyoruz. Toplumların hayatında iniş çıkışlar olabilir. Önemli olun şudur. Bu iniş çıkışları ehil insanlara mevkileri vererek yapılabilir. Biz ehil insan bulmak zorundayız. Ehil insan bulacağız yolu yok" diye konuştu.

    Bir vatandaşın "4,5 yıl cezaevinde kaldınız, sizin bu iyi niyetiniz insanlara yardımcı oluyor, iyi niyetli insanlar bile olmaz bu kadar deme durumuna geldi. Arkadaşlarım bana Almanya kafasıyla bir yere toslayacağımı söylüyorlar. 'Türkiye toslamış ben toslarsam ne olur diyorum" diye konuşması üzerine Haberal, "Türkiye hiçbir zaman toslamadı, toslamayacak ta. Bizler bunun mücadelesini beraber vereceğiz. O doğruyu kim yaparsa ileriye gider. Kim yanlış yaparsa geriye gider. Onun için benim bütün vatandaşlarımdan ricam şudur; negatif düşünmeyelim. Herkes bir çivi çaksın. Benim parolam bir çivi çakmaktır" şeklinde konuştu.

    Türkiye varsa kendilerinin de var olacağını vurgulayan Haberal, konuşmasına şöyle devam etti:

    "Ülkemiz olduğu için biz varız. Biz olduğumuz için ülkemiz yoktur. Yusuf süresinin 87. ayetinde Allah diyor ki, 'İnananlar kesinlikle ümitsizliğe kapılmaz. Ümitsizliğe ancak inanmayanlar kapılır'. 'Ümitsizlik' diye bir şey yok. Nefesiniz kesilmesin. İnsanların hakkı olan şeyleri kısıtlamayın. 'Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın' bunu Allah söylüyor ben söylemiyorum. Kimse bozgunculuk yapmaya kalkmasın. Kimsenin gücü yetmez. Mehmet Haberal bile 4 yıl 4 ay demir parmaklıkların arkasında kaldığım yeri söyliyeyim. Demir ve beton yığını bir koğuş. 15-10 bir gözetleme deliği var. Kapılar sabah 08.00'de açılır. Akşam saat 20.00'de kapanır. Ben oradan geliyorum."

    Haberal, daha sonra partisinin Zonguldak İl Başkanı Halil Furat'ı ziyaret ederek, partililerle bayramlaştı. Burada bir gazetecinin, "Milletvekili yeminini ne zaman yapacaksınız" sorusuna Haberal, "Bu TBMM'nin görevidir. TBMM ne karar verirse o çerçevede yaparlar. Şu anda yetkili makam TBMM'dir. Şu anda Zonguldak halkını temsil ediyorum. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Şehri temsil etmekten mutluluk duyuyorum. Diğer işler formalite işlerdir. Çalışmanın kuralları var. Dolayısıyla CHP'nin Zonguldak'ı temsil eden iki milletvekili var" yanıtını verdi.

    "Adaletin ve hürriyetin olmadığı ülkelerde mutluluk olmaz"

    Haberal, gazetecilerin, "Devletin zirvesi mahkemenin kararlarından dolayı üzüntülerini dile getiriyor. 'Yargıtay karar verene kadar suçsuzdurlar' şeklinde ifade kullanıyorlar" demesi üzerine, şöyle konuştu:

    "Mahkemelerin arkasında yazıyor. 'Adalet mülkün temelidir', aslında adalet yüceler yücesi Allah'ın emridir. Adalet aynı zamanda devletin de temelidir. Adaletin, adil bir şekilde bir ülkede dağılımı sağlanmıyorsa orada ciddi sıkıntılar vardır. Adaletin ve hürriyetin olmadığı ülkelerde mutluluk olmaz. İnsanların en önemli haklarından bir tanesi hürriyet ve özgürlüktür."

    "Beraberce çözmek durumundayız"

    İnsanların hakkı olan şeylerin kısıtlanmaması gerektiğine dikkati çeken Haberal, şunlar kaydetti:

    "Suç varsa ceza olmalıdır. Ben Mehmet Haberal olarak suç mu işledim cezasını veriniz ki başkaları aynı suçu işleyip mağdur olmasın. Benim suçum ne? Adını koyacaksınız. 13 Nisan 2009 bu yana hep sordum. Suçum ne? Suçumu söyleyin cezamı da verin. Dolayısıyla adaletin olmadığı, insanların yaşamını tutsak hale getirecek ortamlarda elbette sıkıntılar vardır. İki şey vardır geriye gelmez. İnsan hayatı ve zamandır. Benim 4 yıl 4 ayımı geri getirmek mümkün mü? Değil. Burada ciddi bir sıkıntı ve yanlışlık var. Şu anda ülkemiz bir süreçten geçiyor. Bunu bir an önce çözmek durumundayız. Biz çözeceğiz. Bunu yaparken de birbirimizle kavga ederek, kırarak değil. Beraberce çözmek durumundayız. Eğer bir yerde haksızlık varsa bunların başında adalet geliyor. Bu bir yanlışlıktır. Bunları araştırmak zorundayız. Ben oradan çıktım ama şu anda o ortamda yaşıyorum. Demir kapı, demir kapı. Günde iki kez açılıyor. Bu çok ağır bir ortamdır. Hepimiz insanız ,hata işleyebiliriz."

    Mahkeme de hakimlere "sizin karşınıza gelen birinin suçu mu var lütfen cezasını verin ama suçunu söyleceksiniz" şeklinde konuştuğuna vurgu yapan Haberal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Geçen yıl '3. paket' diye bir yasa çıkarıldı. Orada diyor ki; tutuklama istisnaidir. Dolayısıyla böyle bir istisnai durum söz konusuysa o zaman siz cezasını verin. Hekimlerin ve hakimlerin hedefi, insanları toplumlara kazandırmak olmalı ama bugün maalesef cezaevlerinde tecrit ediliyor. Biz tecrit edildik. Amaç insanları topluma kazandırmak olmalı. Kanuni döneminde bir ay süren yargılama zulüm kabul edilmiş. Bugünü ben milletimizin ve sizlerin takdirine bırakıyorum."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow