Feyzioğlu: Türkiye'yi, bu nefretin arasına sıkıştırmamak lazım
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 80 milyonluk Türkiye'nin yapılan yanlışlıklar ve dayatmalar nedeniyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan nefret edenler ve ona koşulsuzca sevdalı olanlar arasında sıkıştırıldığı belirtip, "Türkiye'yi, bu nefretin arasına sıkıştırmamak lazım" dedi.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt'un davetlisi olarak geldiği kentte, stajyer avukatların yemin töreni ve stajını tamamlayan genç avukatlara sertifikalarının verilmesi için düzenlenen etkinliğe katıldı. Metin Feyzioğlu burada basın mensuplarına açıklamada bulundu. Metin Feyzioğlu, "Öncelikle Türkiye ve Türk milleti, milli duruş, üniter devlet, milli görüş gibi her konuya milli olarak bakmamız gerekir. Bizler hukukçuyuz. Hukukçu olarak 80 milyon vatandaşımızı hukuk paydasında buluşturma mücadelesinde ön safta çalışıyor ve görev yapıyoruz. Türkiye açısından da bu görevin her zamankinden de daha önemli olduğunu görüyoruz. Burada bir kutuplaşma, birbirine düşmanlaşma söz konusu. 'Acı' dediğimizde, aynı acıyı anlamama, aynı gururu paylaşmama gibi Türkiye farklı bir yöne doğru sürükleniyor. 80 milyon vatandaşımızı kader birliğine, geleceği birlikte inşa etme ülküsüne inandırmamız lazım. Bunu ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşını kanun, yargı önünde eşit şekilde güvenliğe ve güvenceye kavuşturarak yapabiliriz. Hiç kimse siyasi düşünceleri, mezhebi, inancı ve cinsiyeti sebebiyle farklı muameleye tabi tutulmamalıdır. Keyfiliğin kökünü hukukla kazımak zorundayız. Bunu da kanunda yazılı olduğu gibi yargı güvencesiyle başarabiliriz" diye konuştu.
"Hukuk siyaseti yapıyoruz"
Kendilerinin, siyasetin üstünde hukuk siyaseti yaptıklarını belirten Feyzioğlu şöyle devam etti:
"Hiçbir zaman particilik yapmadık. Particiliğin dışında çalıştık. Çünkü anayasa bize hukukun üstünlüğünü koruma görevi verdi. Yapılan yanlışlarla ilgili uyarıları yıllardır yapıyoruz. Dinledikleri zaman yanlıştan döndük. Dinlemedikleri zaman da felaketlere sürüklendik. F tipi suç örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirme aşamasındaki uyarıları saysan, günler yetmez. Ancak siyasi iktidarla cemaat yapısı el ele, kol kola, diz dize ve göz göze yıllardan beri yürüdü. O sırada, bizim bu uyarılarımız duvara çarpıyordu. Bizde bazı konuşan kafalar var. Hep onlar konuşuyordu. Yukardan gelen sinyal onların Hoca Efendici olmasıydı, öyle de oldu. İlkesiz, düzeysiz bir çizgiden yoksun, yaklaşımlardı bunlar. Onlar bize sövüp sayarken, Fethullah Gülen Örgütü'nün Türkiye'yi ele geçirmeye çalıştığını söylüyorduk. Biz buna, 'F tipi yargı' diyorduk. 'Cumhuriyeti yıkıyorsunuz' diyorduk, ama onlar bize saldırıyordu. Bugün onlar azılı Gülen düşmanı oldu, ama biz yine uyarılarımızı yapıyoruz. Terör örgütlerine tabii ki mesafeli durun, ama adil yargılama, soruşturma ve davaları ihlal ederseniz, yüreğimizi, canımızı ortaya koyup mücadelesini verdiğimiz, bu davada gerçek suçlular, orta vadede halkın gözünde aklanmaya başlar. Bir torba açılmış, içine suçlular atılmış ama muhaliflerin de atıldığı görünümü var. Bu gerçek suçluların menfaatine bir durumdur. Bu durum gerçek suçluların aklanmasına yarar. Adil yargılamayı sağlamak zorundayız. Kim söyelecek suçlu mu suçsuz mu, haklı mı haksız mı? Mahkemeler söyleyecek. Mahkemelerin güvenli olması lazım. Referandum sürecinde, ısrarla ve ısrarla, 'Yargıyı güvenilir hale getirmezseniz, bundan hepimiz zarar görürüz. Siz de zarar görürsünüz. Türkiye'yi böyle yönetemezsiniz' dediğimizde, dinlemediler."
"Türkiye ikiye bölündü"
Ülkenin ikiye bölündüğünü dile getiren Feyzioğlu, "Toplumu ilgilendiren her davada, vatandaşlar tribünde; yarısı yuhalıyor, yarısı alkışlıyor. İşi maç gibi yürütüyoruz. Gerçeğin peşindeyiz. Peki; gerçeğe ne oluyor? Gerçek bu yuhalamaların, bu ıslıklamaların arasında, kaynayıp gidiyor. 80 milyonluk Türkiye yapılan yanlışlıklar ve dayatmalar nedeniyle, Tayyip Erdoğan'dan nefret edenler ve ona koşulsuzca sevdalı olanlar arasında sıkıştırıldı. Bu koşulsuz sevdalılar, Tayyip Bey göz göre göre yanlış da yapsa, 'Senden doğrusu yok' diyor, alkışlıyor. Doğru bir şey yapılsa da öbür taraf nefretle saldırıyor. Arada asıl büyük kitle, 80 milyonluk dev kitle, koskoca Türkiye Cumhuriyeti, bin yıllık devlet geleneği, tel tel dökülmeye başlıyor. Türkiye'yi, bu nefretin arasına sıkıştırmamak lazım" dedi.
Konuşmaların ardından, genç avukatlar yemin etti, avukatlık ruhsatnamelerini Metin Feyzioğlu'nun elinden aldı. Feyzioğlu, daha sonra stajyer avukatların eğitimine katılarak ders verdi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi
'Turuncu' uyarı verilmişti: Sağanak yağış olumsuz etkiledi... İşyerleri sular altında!
SON DAKİKA... 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu! Rojin Kabaiş'in babası: Otopsi raporunda 'suda boğulma' yok!