Faili meçhul davası sanığı Mehmet Ağar ifade verdi
1990'lı yıllarda işlenen bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davaya devam edildi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya şikayetçi ve sanık avukatları katıldı.
Duruşmada, İstanbul'da bulunan dönemin Emniyet Genel Müdürü sanık Mehmet Ağar'ın ifadesi görüntülü sistemle alındı. Ağar, Türkiye'nin sıkıntılı döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü görevini yasal sorumluluklar ve hukuk içerisinde olağanüstü performansla yaptığını, suçlamaları kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Ağar, ifadesinde şunları kaydetti:
"Türkiye'nin dört bir tarafında, terörün yoğun olduğu bölgeleri sık sık ziyaret ettik. Personelle görüşmeler yaptık. İstihbaratın geliştirilmesi için çalışmalar yaptık. Türkiye'ye zarar verecek birçok eylemin olmadan engellendiğini ifade etmek isterim. O dönem incelendiğinde terör olaylarının polis bölgesinde yüzde 90 önlendiğini söylemek isterim. Personelin motivasyonu artırmıştır. Göreve başladığımızda birçok yerde karakoldan dışarı çıkılamıyordu. Rahat ve güçlü görev yapmaları için olağanüstü şeyler yapılmıştır. Faili meçhul cinayetlerle bir alakam yok, yasa dışı hiçbir emrim yoktur. Böyle bir şey olsaydı ilgili birimlere şikayet ederdim"
Faili meçhul cinayetlerin ne şekilde olduğunu bilmediğini savunan Ağar, "Suç örgütü kurmam mümkün değildir, suç işlemek için kimseye emir vermedim" dedi.
Ankara'daki faili meçhuller davasında Mehmet Ağar kararı
Faili meçhul iddianamesi hazır
"Faili meçhul cinayetler devlet yöneticilerinin bilgisiyle işlendi"
İşkenceyle ölümde Mehmet Ağar hakkında şok belge
"Uzi silahların kime verildiğini bilmem"
Şikayetçilerin avukatlarının "Diğer sanıklarla münasebetiniz nedir, Ayhan Çarkın'la ilişkiniz nedir?" sorularına ise Ağar, "Alt üst münasebetidir. Farklı bir özel ilişkimiz yoktur. İsmen İbrahim Şahin ile Korkut Eken'i tanırım. Diğerleri polis memurudur, süreçte tanıdım. Onlar beni tanırlar rütbe itibarıyla. Çarkın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde şahsen tanıdığım memur, bunun dışında bir ilişkim olmadı" yanıtını verdi. Müşteki avukatı Emin Aslan'ın, Emniyet Genel Müdürlüğüne alınan Uzi marka silahlara ilişkin bilgisi olup olmadığını sorması üzerine, Ağar, "Ben lojistik sorumlusu değilim ve alım işlerinin içerisinde de değilim. Uzi silahların kime verildiğini bilmem. Şahsi bir sorumluluk söz konusu değildir" diye konuştu.
Avukat Aslan'ın "Siz çete kurmaktan mahkumiyet almışsınız" demesi üzerine Ağar, "O daha belli değil, dönemin kararı o. Böyle bir karar var. Bütün yollar tükenmemiştir. O dönem belli dairelerin, mahkemelerin nasıl karar verdiği tartışma konusundur, ortaya çıkacaktır" yanıtını verdi. Müşteki avukatlarının söz konusu silahları Korkut Eken'e kendisinin verip vermediğini sorması üzerine Ağar, "Bunlar devletin kayıtlarında var, mahkeme isterse inceleyebilir. Konuyla ilgili mahkemede, hakkımda tahkikatlar yapıldı, gerekeni yaptılar ve sonuçlandı. Şahsıma yönelik hiçbir şey söz konusu değildir. Kaybolan silahlarla ilgili gerekli tahkikatlar yapıldı" dedi.
"Teröre destek veren her kesimle mücadele edilmiştir"
Şikayetçi avukatlarının, "Olağan üstü koşullarda inisiyatif aldığınızı söylediniz. Bir emniyet müdürü nasıl inisiyatif alır? sorusuna üzerine Ağar, "Göreve başladığımızda birçok karakoldan dışarı çıkamıyorlardı. Onlara moral yönünden, lojistik açıdan motiveler yapıldı. Rahat görev yapmaları için olağan üstü gayret sarfedildi. O günün şartları onu gerektiriyordu" diye konuştu. Ağar, eski Başbakan Tansu Çiller'in "Teröre yardım eden iş adamlarını biliyoruz, gereğini yapacağız" açıklamasının ardından Çiller'le görüşüp görüşmediği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Biz, her zaman görüşürüz, kendisinin bu konuda bir şeyi olmadı. Terörle mücadele konusunda talimatları olmuştur. Böyle sizin kastettiğiniz, bunlar hiçbir zaman söz konusu olmadı. Teröre destek veren her kesimle mücadele edilmiştir. Bu kaynakların kesilmesi yönünde."
Şikayetçi avukatlarının, "Ayhan Çarkın, polis ekibinin emir içerisinde cinayetleri işlediğini söylemiştir. Bazı polislerin olaya karıştığı ortadır. Bu konuda bilginiz var mı?" sorusuna ise Ağar, "Hayır bilgim yok. Polislik gibi bir mesleği icra eden kişi neyin suç olduğunu iyi bilir, ben bunun bir hayalden öte bir şey olmadığını düşünüyorum" cevabını verdi.
Mahkeme Başkanı Fatma Nilgün Kökçek, sanık Mehmet Eymür'ün ara celsede verdiği ifadesini duruşmada okudu. Kökçek'in "Verilen listenin müşterek hazırlandığı ve başında İbrahim Şahin ve Mehmet Ağar olduğu, iş adamlarının pasifize edilmesi için üst makamlardan emir aldığı söyleniyor" ifadeleri üzerine Ağar, şunları belirtti:
"Bunlar 20 yıldır gazetelerde ve internetlerde yazılan iddialar, bulunduğum görev sırasında Türk-Kürt hiçbir ayrım yapmadan herkese kapım ve gönlüm açıktır. Tüm makamlarda kapısı açık tek makamdır. Yasa dışı örgütle alakası olamayan herkese, dini, ırkı ve cinsi bakılmadan her türlü yardım yapılmıştır. Bu zat MİT ile ilgili raporu hazırlamış yapılan tahkikat sonrası görevden çıkartılmıştır. O günden beri bana husumet sahibi olmuştur. Birinci rapor Tarık Ümit'in ifadeleri üzerine kurulmuştur. İstihbarat da kendi elemanınıza istediğiniz sözleri söyletip bunu bir rapor haline getirip ortaya sunarsınız. Hiç birinin aslı astarı yoktur."
"Mücadelemi mertçe yaparım"
Görevde olduğu dönemde kimseye ayrımcılık yapmadığını, herkese yardım ettiğini belirten Ağar, "Devletin en önemli makamlarında yer aldım, söylenen iddialar utanç vericidir. Sahibine iade etmekten başka söylenecek bir şey yoktur. Beni Türkiye tanır, herkes tanır böyle bir zafiyet içerisinde olmamın mümkünatı yoktur. Bu tür gayrimeşru olaylara göz yummam söz konusu olamaz. Ben mücadelemiyasal sınırları içerisinde mertçe yaparım" diye konuştu.
Avukatlarının "Size karşı korkunç komployu kim kurdu? Neden günah keçisi seçildiniz? sorusu üzerine Ağar, şunları kaydetti:
"Yıllardan beri bulunduğum görevlerden dolayı aslı astarı olmayan iddialarda bulunuldu. Yüz binin üstünde insanın amirliğini yaptım. Bunların hepsinin lehime olması mümkün değildir, o mesleğin çocuğuyum. Benim için her şeyden değerli bir meslektir. Bunların hiç birini kabul etmiyorum. Ömrüm suç ve suç örgütlerine karşı mücadeleyle geçmiş ve mücadele etmiş bir kişiyim. Hiyerarşik düzenden dolayı benim polis memurlarıyla irtibatımın olmasının mümkünü yoktur. Bazı iş adamlarının isminin listeden çıkartmak için para verdiği ya datoplandığı iddiasını şiddetle reddederim. Böyle bir şey teklifte bulunamaz, bırakın hediye dahi gönderemezler. Böyle bir para toplansaydı iş adamları bana yakındı gelir söylerlerdi. Kesinlikle böyle bir şey olamaz."
"Bu sanığın ayrıcalığı ne?"
Mehmet Ağar ise duruşmaya SEGBİS yöntemi ile İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlandı. Sanığın Ankara’da ifade veremeyecek olmasına, avukatlar itiraz etti. Katılan avukatlarından Yusuf Alataş, "Bu sanığın ayrıcalığı nedir? Sanık niye burada değil. Buraya getirilemeyecek kadar ağır hasta mı?" diye sordu. Alataş, Mehmet Ağar’ın duruşmaya getirilmediği takdirde yargılamanın adil olmayacağını dile getirdi.
Kapılar kilitlendi
Ağar’ın ifadesinin alındığı salonun kapıları ise polis korumaları tarafından kilitlenerek basın mensuplarının "gizlilik kararı" bulunmayan davayı izlemesini izin verilmedi.
Basın mensuplarına ‘Duruşma salonunun kapılarının kilitlenmemesi gerektiğini ancak bu konunun Ankara’daki mahkemeyi ilgilendiren bir durum olduğunu, davanın Ankara’dan izlenebileceğini’ açıklamasında bulunuldu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!
-
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?