Erdoğan'dan gençlere: "Bilgisayara esir olmayın"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 100 bin tablet dağıtım projesinde konuşan Başbakan Erdoğan'dan gençlere "bilgisayara esir olmayın" uyarısı geldi. Erdoğan, İnternet Yasası'yla kimseye sınırlama getirilmediğini de bir kez daha dile getirdi. Erdoğan, tablet üretiminin önümüzdeki yıllarda Türkiye'de yapılacağının da işaretlerini verdi.
Başbakan Erdoğan, Congresium'da düzenlenen Eğitimde Fatih Projesi Tablet Dağıtım Töreni'nde, eğitim tarihinde yeni bir dönüm noktasına, yeni bir milada şahit olduklarını, bunun gururunu ve heyecanını yaşadıklarını ifade etti.
Daha önce 63 bin tablet bilgisayarı öğrencilere dağıttıklarını anımsatan Erdoğan, bugün 81 vilayette 100 bin tablet bilgisayarın öğrencilere teslim edileceğini söyledi.
Martın sonuna kadar toplam 675 bin öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar teslim edileceğini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tablet bilgisayarlarınız hepinize hayırlı olsun diyorum. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızı, Milli Eğitim Bakanlığımızı bu büyük projeyi başarıyla sürdürdükleri için tebrik ediyor, daha önceki bakanlarımıza şükranlarımı ifade ediyorum. Türkiye'de eğitimin altyapısını çok köklü şekilde değiştirmeye devam ediyoruz. Bilim ve teknolojideki gelişmeleri azami düzeyde ülkemize yansıtıyor, en başta çocuklarımızın bu imkanlardan istifade etmelerini sağlıyoruz. Dünyada örneği olmayan son derece modern eğitim altyapısını Türkiye'de inşa ediyoruz."
"Ağabey, ablalarımızın ne tür çileler çektiğini biz biliyoruz"
Çocukların eski Türkiye'yi görmediğini, eski Türkiye'nin şartlarını yaşamadığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anne babalarınız, büyükbabalarınız, büyükanneleriniz o Türkiye'yi gördüler, yaşadılar ama siz çok şükür o günleri tecrübe etmediniz. Eski Türkiye'de şimdiki kadar çok okul yoktu. Eski Türkiye'de şimdiki kadar çok öğretmen de yoktu. İnanın şu anda sizin kolaylıkla sahip olduğunuz silgi, kalemi, kitabı elde edebilmek bile çok zordu. Bizim çocukluğumuzda bizim anne babalarımız, ağabey, ablalarımızın ne tür çileler çektiğini biz biliyoruz. Kitaplarımı, temin etmek için kırtasiye dükkanlarını nasıl dolaştığımı, oralardan yeterince temin edemediğimi biliyorum. Onun için de teksir makineleri, okulumuzun adeta matbaası gibiydi. Fakat saman kağıtlarında mürekkebin nasıl dağıldığını ve oradaki metinlerin okunamaz hale geldiğini biz yaşadık. Hatta abilerimiz bize o teksir notlarını satmazlardı. 'Hatıradır' derler ve saklarlardı. Onun için çalakalem öğretmenimiz dersi anlatır, biz de notlarımızı tutardık. Eski Türkiye buydu. Halbuki eğitim her şeyin başıydı. Buna rağmen o günkü yönetimler, bu imkanlarla bizi buluşturamadılar.
Biz 70 kişilik sınıflarda okuduk hatta hatta Anadolu'nun bazı yerlerinde bu sayının 100'e ulaştığını duyardık. Okulunda iyi eğitim varsa o ülkenin geleceği parlaktır, aydınlıktır ama bir ülkenin çocukları okula gidemiyor, gitse de iyi eğitim alamıyorsa o ülkenin geleceği karanlıktır. Biz bunu görerek, yaşadıklarımızdan dersler çıkartarak 'enerjimizi bütün kaynaklarımızı yola çıkarken 4 temel taş üzerine inşa edeceğiz' dedik ve birinci sıraya eğitimi koyduk. İkinci sıraya sağlığı koyduk, üçüncü sıraya adaleti dördüncü sıraya emniyeti."
"11 yılda 205 bin yeni derslik açtık"
"Türkiye'nin çocukları, her şeyin en iyisine layıktır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onun için biz, 'Türkiye'de bütçeden en fazla payı eğitime ayıracağız' dedik ve bugüne kadar da eğitime ayırdık. Bunu gerçekleştirdik. Her yıl bütçemizden en fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Çocuklarımızın, gençlerimizin sizlerin en iyi eğitimi alabilmeleri için kadroda birinci sırada en fazla kadroyu eğitime tahsis ediyoruz. Derslik okul sayıları yetersiz kalıyordu. 79 senede Cumhuriyet tarihinde inşa edilen derslik sayısının yarıdan fazlasını biz şu 11 yıl içinde inşa ettik. Çünkü yeterli değildi. Az önce ifade ettiğim gibi 60 öğrenci, 70 öğrenci bunların ders yaptığı derslikler. Onun için 11 yılda 205 bin yeni derslik açtık ve sınıflardaki bu sayıyı azalttık. Hedef 30 öğrenci ve aşağısı. Buna yönelik çalışmalarımız devam ediyor.
Sonra başka bir şey daha yaptık. Ders kitaplarındaki karmaşayı ortadan kaldırdık. Şu anda siz okullar başladığında sınıflarınızda, sıralarınızın üzerinde birinci hamur kağıttan kitaplarınızı bulabiliyorsunuz. Türkiye'nin dört bir yanında artık bu var. Ücretsiz olarak bütün bunları yavrularımıza teslim ediyoruz. Bu bir lütuf değildir. Bu sadece devletin vatandaşına karşı, yavrularına karşı görevini yerine getirmesi olayıdır. Bu eskiden böyle değildi ve devlet öğrenciye kitap, defter böyle bir şey vermezdi. Öğrenci kendi sağlar, bulurdu. Günlerce kitap peşinden koşardı. Bu sorunu ortadan kaldırdık ve bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devam eder. Şimdi bu yıldan itibaren özel okullarda artık ders kitaplarını biz vermeye başlıyoruz. Çünkü orada sıkıntı olsun istemedik."
"Yoksul da olsa her çocuk mutlaka eğitim alacak"
Eğitimde bir başka sorunun da yoksul ailelerin çocuklarının eğitimiyle ilgili olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bazı aileler çocuklarını okula göndermek için yeterli imkana sahip değildi. 'Anne baba yoksul diye çocuk okuldan uzak kalamaz' dedik. 'Yoksul da olsa her çocuk mutlaka eğitim alacak' dedik. Yoksul aile destek sağlamaya başladık. Artık her ay bu ailelere çocuklarını okula gönderebilmeleri için belli miktarda katkıda bulunuyoruz. Bütün çocuklar eğitim alsın, hem de iyi eğitim alsın diyerek zorunlu eğitimi 12 yılı çıkardık, 4 artı 4 artı 4. Kesintisiz eğitime son vererek, meslek liselerinin önünü açtık. Siz öğrencilerimiz için yeni seçmeli dersler belirledik. Kuran-ı Kerim, siyer-i nebi, dil dersleri, hukuk ve adalet derslerini seçmeli yaptık. 11 yıl önce okullarımızda 19 bin laboratuvar vardı. Şu anda 305 bin laboratuvar var. 12 bin kütüphanemiz vardı, şu anda 22 bin kütüphanemiz var."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı