Darbe Komisyonu bu kez Kutan'ı dinledi
Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye'de darbe geleneğinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde başladığını ve 28 Şubat'a kadar devam ettiğini belirterek, "Umut ediyorum ki artık darbeler dönemi sona erecektir" dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesindeki 12 Eylül Alt Komisyonu, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ başkanlığında toplandı. Komisyon, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan'ı dinledi.
Kutan, Türkiye'de darbe geleneğinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde başladığını ve 28 Şubat'a kadar devam ettiğini belirterek, "Umut ediyorum ki artık darbeler dönemi sona erecektir" diye konuştu.
12 Eylül 1980 askeri müdahalesi gerçekleştirildiğinde Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 30 sandalye ile TBMM'de temsil edildiğini hatırlatan Kutan, iktidarda olmamalarına rağmen MSP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan başta olmak üzere ilk önce kendilerinin tutuklandığını söyledi.
Merhum Necmettin Erbakan'a 4 yıl, kendilerine ise 2'şer yıl hapis cezası verildiğini ifade eden Kutan, 10.5 ay tutuklu kaldıklarını belirtti.
İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesini protesto için düzenlenen 6 Eylül 1980'deki Konya mitinginin, 12 Eylül darbesinin gerekçelerinden sayıldığının hatırlatılması üzerine Kutan, mitingde herhangi bir provokasyon olmaması için dönemin İçişleri Bakanı'na tedbir alması uyarısında bulunduklarını ve tertip komitesinin belirlediği pankartlar dışında pankart ve afişlerin partililer tarafından toplandığını anlattı. Buna rağmen İstiklal Marşı okunurken bir grubun oturması ve Kelime-i Tevhid yazılı bir pankartın açılması gibi hadiselerin
meydana geldiğini hatırlatan Kutan, İstiklal Marşı'nda bazı kişilerin ayağa kalkmadığını görmesi üzerine merhum Erbakan'ın mikrofonu alarak İstiklal Marşı'nı bizzat okuduğunu söyledi.
Bütün bunların partiyle bir ilgisinin olmamasına rağmen darbecilerin ve onlara destek veren çevrenin MSP'yi suçladıklarını dile getiren Kutan, ancak bunların mahkemede bir delil teşkil etmediğini belirtti.
12 Eylül'deki yargılamalar sırasında bazı askeri hakimlerin hukuki sorumlulukla hareket etmeleri ve kendileri hakkında beraat kararları vermeleri üzerine, bu kişilerin hemen görev yerlerinin değiştirilerek, bir üst mahkemeden MSP'liler aleyhine kararların çıkartıldığını anlatan Kutan, dönemin antidemokratik uygulamalarıyla ilgili örnekler verdi.
"Cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma olsaydı..."
Kutan, 12 Eylül darbecilerinin, o dönemde Meclis'in bir türlü cumhurbaşkanı seçememesini de bir gerekçe olarak kullandığına dikkati çekerek, "Cumhurbaşkanı seçiminde uzlaşma olsaydı darbe olmazdı. Bu seçim, ciddi problem haline gelmişti" dedi.
Emekli generallerden Muhsin Batur'un kendilerine gelerek cumhurbaşkanlığı adaylığı için destek istediğini ifade eden Kutan, Batur'un cumhurbaşkanı seçilmesi halinde darbeyi önleyebilecek güçte olduğunu vurguladı.
Muhsin Batur'a verdikleri desteğin, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in hiç hoşuna gitmediğini belirten Kutan, Evren'in bu hoşnutsuzluğunu da kendisine bizzat gösterdiğini söyledi.
"Darbelere dış güçlerin müdahalesi..."
Türkiye yakın tarihindeki bütün askeri darbelerde dış güçlerin rolünün olduğunu vurgulayan Kutan, "Dış güçlerin müdahalesinden şüpheniz olmasın" dedi.
Normal dönemlerde "demokrasi havarisi" gibi davranan kimi kişi ve kuruluşların, askeri darbe dönemlerinde antidemokratik uygulamalara gönüllü olarak destek verdiklerini anlatan Kutan, "28 Şubat, bundan önceki darbelerin hepsinden daha organizeydi. Atlantik ötesi ve Tel Aviv'in de etkisi vardı" dedi.
12 Eylül darbesinin bir "olgunlaşma süreci" geçirdiğini ve bu süreç zarfında 10 bin gencin hayatını kaybettiğini dile getiren Kutan, bütün askeri darbelerde en büyük zararı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gördüğünü söyledi.
Merhum Necmettin Erbakan'a, 28 Şubat'ta neden Rusya'nın eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin gibi tankın üzerine çıkmadığı eleştirisinde bulunulduğunu hatırlatan Kutan, "O zaman çıkılacak zaman değildi. Ama bundan sonra inşallah çıkacak çok kişi olur" şeklinde konuştu.
Kutan, 12 Eylül öncesinde TÜSİAD tarafından Bülent Ecevit Hükümeti'nin düşürülmesi için verilen gazete ilanlarına tepki gösterdiklerini belirterek, merhum Ecevit'in son Başbakanlığı döneminde de sağlığı üzerinden yapılan karalama kampanyaları içinde yer almadıklarını, hatta buna karşı çıktıklarını kaydetti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Vahe Kılıçarslan'a Ağır Suçlama: Kaza Mağduru Kadından 5 Milyon TL'lik Tazminat Davası
SON DAKİKA DEPREM HABERLERİ 23 ARALIK 2024: Az önce deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? AFAD son deprem listesi! Malatya, Muğla...
Son Dakika! Beşar Esad'ın Suriye'den Kaçışı: Gizemli Süreç ve Perde Arkası
Kredi kartı kullananlar dikkat! Bu şifreleri kullanmayınız! Yasaklandı!
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü