CHP'li Tanrıkulu: "Referanduma gidilseydi çatışma ortamı yaşanacaktı"
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, mecliste kaldırılan dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması tartışmalarını değerlendirirken, "110 imza ile Anayasa Mahkemesi'ne gitmek kadar siyasetten yanlış bir şey yoktur. Parlamento yanlış bir karar vermiştir. Bu yanlış siyasi karar tarihi bir hatadır. Anayasa Mahkemesi'ne gidildiği zaman, yüzde yüz ret kararı verecek" dedi.
Diyarbakır'ın halen 5 mahallesinde sokağa çıkma yasağı süren Sur İlçesi'nde incelemelerde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ilçede yaklaşık 6 aydır devam eden sokağa çıkma yasakları olduğunu, son olarak yasağın kalktığı 14 sokağı dolaştığını söyledi. Tanrıkulu, "Önceki gün Uluslararası Af Örgütü ve bazı uluslararası kuruluşlar da oraları gezdiler. Sevgili Tahir Elçi, arkamızdaki Dört Ayaklı Minare'nin altında, bu güzel tarih yok olmasın diye yaşamını yitirdi. Halen failleri meçhul. Bu yıkımın failleri de meçhul. Bir kent, bir tarih tamamen yok edilmiş durumda. Geriye hiç bir şey bırakılmayarak yok edilmiş. Biraz önce bir hemşehrimle görüştüm. 'Tamam evlerimizi yıktılar, ama bizim kendi tarihimiz, kültürümüz vardı. Bize büyüklerimizden kalan anılarımız vardı. Babamdan, 300'e yakın Kuran-ı Kerim ve hiçbir yerde baskı olmayan kitaplar kalmıştı. Örneği olmayan eserlerdi. Onlar da yakılmış, bunlara nasıl ulaşacağım? Hiç bir hatıra bırakmamışlar' dedi. Bir kadın ise, 'Annemin tülbenti ben de hatıraydı, o tülbent yok' dedi. İnsanların çocuklarına bırakacak hatırası kalmadı. Böyle bir yıkımla karşı karşıyayız" dedi.
"Bir yol ayrımına geldik, hükümetin aklını başına alması lazım"
CHP'li Tanrıkulu, yapılanların hesabının elbet bu halk tarafından da sorulacağını de ifade ederek, "Ancak, bu yıkımı yapanlar bilsinler ki, bizim hem bu dünyada hem de diğer dünyada iki elimiz yakalarında olacak. Esnafla görüştüm, hepsi perişan. Kimse siftah yapamıyor. Bir belirsizlik var. Acele kamulaştırma yapılmış, ne yapılacağı konusunda bir proje ve bir takvim yok. Binlerce yurttaşımız, kendi kentinde sürgün hayatı yaşıyor. Bunlara ilişkin bir program yok. Hükümet, AKP kendi derdinde. Erdoğan da maalesef başkanlık derdinde. Kanla, ölümle, çatışmalarla kendi başkanlığını inşaa etmeye çalışıyor. Biraz önce bir engelli vatandaş bana şunu dedi: 'Mevzu ağır, hakim sağır, ha bağır ha bağır.' Ama şunu da biliyoruz, Diyarbakırlı çocuğun haykırışı var, 'Hem dövüyorsun, hem ağlıyorsun.' Kürtler ağlamıyor, yollarında yürüyorlar. Bir yol ayrımına geldik. Hükümetin aklını başına alması lazım. Bu sorunu barışla, demokrasiyle, adaletle, özgürlükle çözmek zorundayız" dedi.
"110 imza ile Anayasa Mahkemesi'ne gitmek kadar yanlış bir şey yoktur"
Dokunulmazlık tartışmaları ve meclisten çıkan Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi ile ilgili tartışmaları da değerlendiren Tanrıkulu, "Bu benim avukat ve siyasetçi olarak görüşümdür, 110 imza ile Anayasa Mahkemesi'ne gitmek kadar siyasetten yanlış bir şey yoktur. Parlamento yanlış bir karar vermiştir. Bu yanlış siyasi karar tarihi bir hatadır. Anayasa Mahkemesi'ne gidildiği zaman, Anayasa Mahkemesi, bunu avukat kimliğimle söylüyorum, Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları var. Yüzde yüz ret kararı verecek. Dolayısıyla parlamentonun bu yanlış kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edilecek. Ve Erdoğan, aynen şunu diyecek, 'Ey halkım, ey yabancı dünya bak görüyorsunuz değil mi, sizin meşru olarak gördüğünüz Anayasa Mahkemesi de bu kararı onadı. Yani anayasa uygun buldu. Ne bağırıp, çağırıyorsunuz' diyecek. Dolayısıyla, Erdoğan ve AKP'nin eline yanlış siyasi kararı veren ve Türkiye'nin gündemine dokunulmazlık mevzusunu sokanlara, onları onaylayacak yeni bir argümanı vermemek lazım. 15 gün sonra Anayasa Mahkemesi bir karar verir ve bunların elleri güçlenir. Ellerini siyasetten güçlendirmemek lazım. Bu siyasi hamle, yanlış bir hamledir. Bu benim kişisel görüşümdür. HDP'den CHP'den bağımsız olarak" dedi.
"Referanduma gidilseydi bir çatışma ortamı yaşanacaktı"
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP'nin neden dokunulmazlık oylamalarında "Hayır" oyu kullandığı ile ilgili soru üzerine, "Olguları doğru değerlendirmek lazım. İlk turda gözlemledik. 330'un altına düşmeyeceği açık açık ortaya çıktı. Benim hangi görüşte olduğumu biliyorsunuz. 330'dan düşme imkanı yoktu. İlk turda 367'yi aşamadılar. 367'nin altında kalsaydı iki ay sonra referandum olacaktı. 2 ay boyunca Türkiye'nin her yerinde bir Kürt-Türk çatışma zemini hazırlanacaktı. Burada belki hava güzel. Ama batıda yaşayan Kürtler var. Orada bir çatışma ortamı yaşanacaktı. Bir nefret tohumu ekilecekti. Sonuçta bu değerlendirme yapıldı. O değerlendirmede 367'nin üzerinde bir oy çıktı. Sadece madalyonun bir yüzünü görmeyin. Çok zor dönemde geçiyoruz. Burada bir çatışma yaşanıyorsa, bu çatışma Türkiye'ye yayılmamış. Erdoğan'ın niyeti referandum yoluyla bu kutuplaşmayı, nefreti Türkiye'nin her yerine yaymaktı. Hiç olmazsa bunun önüne geçildi. Madalyonun diğer tarafına bakın" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
AFAD - KANDİLLİ RASATHANESİ SON DEPREMLER LİSTESİ 23 ARALIK 2024: Deprem mi oldu, nerede, kaç şiddetinde? Kahramanmaraş, Mardin, Bilecik...
Kabine Toplantısı saat kaçta? Kabine Toplantısı gündem maddeleri neler? Memur ve emekli zammı, 2025 asgari ücret zammı...
MEB PERSONEL ALIMI BAŞVURULARI 2025 | MEB 50 uzman yardımcısı alımı başvuruları ne zaman başlayacak, şartları neler? 19 farklı alanda 50 uzman!
İşte 2024'ün Kelimesi: TDK ve Üniversite Oylamasına 1 Milyon Kişi Katıldı
Muğla'daki ambulans helikopter kazası... Gözyaşları yüreklerdeki yangına aktı! Hayatını kaybedenler için Antalya'da tören düzenlendi