CHP liderinin "sabotaj" iddiasına yanıt
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afyonkarahisar'daki patlamanın uzaktan bir kumanda ile yapıldığı" yönündeki iddialarına yanıt verdi. Arınç, "Sözünün arkasında durmak ve bu konuda kendisine bilgi veren kişi veya kişileri açıklamalıdır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afyonkarahisar'daki patlamanın uzaktan bir kumanda ile yapıldığı" yönündeki iddialarına ilişkin, "Üst düzey bir komutanın açıkça kendisine bu bilgiyi verdiğini söyleyen bir anamuhalefet partisi lideri için veya genel başkanı için yapılacak tek bir şey var: Sözünün arkasında durmak ve bu konuda kendisine bilgi veren kişi veya kişileri açıkça ifade etmektir" dedi.
Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Arınç, "Afyonkarahisar'daki patlamaya ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'nın bir açıklaması oldu. Açıklamada olay kelimesi kullanıldı. Kaza ifadesi yer almadı. Bir de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada uzaktan kumanda ile patlamanın gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Siz bu iddialara ne diyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Genelkurmay Başkanlığı bugün bir açıklama yaptı. Teröristle mücadelede yapılanlar anlatıldı. Olay denmesi, kaza denmesi veya bir başka isim konulması bence işin özüne müteallik değil, esasına müteallik değil. Daha önce uçakla ilgili konularda ya da başka konularda açıklamalardaki nüanslara dikkat edilerek acaba bunun altında ne var diye merak edilmişti. Dolayısıyla bir açıklamada olay diye geçmiş, bir başka yerde kaza olduğundan bahsedilmişse olay ortadadır. önemli olan bütün ihtimalleri değerlendirmek ve gerçek bilgiye, sonuca ulaşabilmektir.
Bir sabah kalktığınızda akşamki yangının bir patlamaya dönüştüğünü ve 25 tane vatan evladının, tertemiz kardeşimizin, yavrumuzun o bombaların infilakı ile öldüğünü duyduğunuz zaman elbette algılama farklı olabilir. Acaba ne var, neden oldu, niçin oldu? Gaziantep'i yaşamış veya bir başka olayı yaşamış insanlar için acaba burada da kazanın ötesinde bir başka şey olabilir mi? Bu doğaldır, bu fıtridir. Bunu inkar etmek de mümkün değildir. Dolayısıyla hem askeri makamlara, hem sivil yargıya, eğer kendi görev alanı içerisindeyse bütün bu ihtimalleri değerlendirmek ve sonuca ulaşmaktır. Bu konuda yapılan çalışmaları hepimizin özümsemesi gerekir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını ben de ilk duyduğum zaman hakikaten irkildim, bu doğru olabilir mi diye. Güneş Gazetesi'nin bir muhabiri kendisiyle farklı konularda röportaj yapmış, sonradan da Afyonkarahisar konusunu kendisine sorduğunu ama flaş bir haber aldığını ifade etmiş. Şüphesiz yazarın, muhabirin söyledikleri doğrudur. Aksini iddia etmek o konuşmayı yapan kişiye aittir. Sayın Kılıçdaroğlu, 'hayır ben öyle bir şey söylemedim' diyorsa bunu çok açık bir şekilde ifade etmelidir. Çünkü iddia çok önemli. 'Yüzde 99 sabotajdır' diyor ve kendisine bu bilgiyi asker kişilerin, özellikle üst düzey askerlerin yani komutanların verdiğini söylüyor.
Haber bu şekliyle tamamen doğruysa o zaman bizim bütün projektörleri Sayın Kılıçdaroğlu'na çevirip, 'size bu haberi kim verdi? Ellerindeki belgeler, bilgiler veya dokümanlar nelerdir?' dememiz lazım. Bir toplantıdan çıkarken bu Sayın Kılıçdaroğlu'na sorulmuş. Önce cevap vermemiş Sayın Kılıçdaroğlu. Belli ki iddiasının ağırlığı altında ezilmiş. Sonra gazeteciler ısrar edilmiş. 'Bu tartışmalı bir konu" demiş bildiğim kadarıyla.
Tartışmalı konu, gazetelerde ve halk arasında konuşulan bir konuysa bu farklı bir şey ama üst bir komutanın açıkça kendisine bu bilgiyi verdiğini söyleyen bir anamuhalefet partisi lideri veya genel başkanı için yapılacak tek bir şey var sözünün arkasında durmak ve bu konuda kendisine bilgi veren kişiyi ya da kişileri açıkça ifade etmek.
Yok hayır gazeteci veya muhabir yanlış anladıysa ya da maksatlı yazdıysa yine Sayın Kılıçdaroğlu'nun çıkıp kamuoyu önünde 'ben böyle bir şey söylemedim' demesi gerekir. Sayın Kılıçdaoğlu'ndan beklediğimiz, ya bu sözünün arkasında durmalıdır, ya da olabilir ki gazeteci bir maksatla bu haberi, böyle bir şeyi vermiştir. Ona da "hayır ben böyle bir şey konuşmadım' diyebilmelidir. Ama topu taca atarcasına, 'bu tartışmalı bir konu' demesinin altında ben sanıyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu boş bulunarak söylediği bir sözün kendisine döndüğünü görmüş ve endişe etmiştir."
Kemal Kılıçdaroğlu'nu açıklama yapmaya davet eden Bülent Arınç, bu konunun taca atılacak bir konu olmadığını da söyledi.
Özel'e verilen hediye
Bülent Arınç, Afyonkarahisar'daki patlamanın ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in Vali İrfan Balkanlıoğlu'na yaptığı ziyaretteki hediyeleşmeye ilişkin, "Kamuoyundaki eleştirilere doğrusu katılıyorum. Ve bu konuda Sayın Genelkurmay Başkanımızın hiçbir suçu olmadığına da inanıyorum" dedi. Davranışın "alaturka" olduğunu belirten Arınç, "O atmosferde bu gerekli miydi? Bence hiç gerekli değildi" dedi.
Kamuoyundaki eleştirilere katıldığını ifade eden Arınç, bu konuda Genelkurmay Başkanı Özel'in hiçbir suçu olmadığına inandığını kaydetti.
Vali Balkanlıoğlu'nu da yakinen tanıdığını, kendisinin çalışkan ve başarılı bir vali olduğunu anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Ama davranış alaturka bir davranıştır. Nedir bu alaturka davranış? Herkesin yüreği dağlanmışken, orada patlama sonucu hala belki dumanlar tüterken, insanların ağıtları feryatları göğe yükselmişken, usulen yapılan bir ziyaret sırasında, Sayın Genelkurmay Başkanımız usullere, teamüllere riayet etmiş, Afyon
Valiliği'ni ziyaret ediyor. Kendisine yine bugüne kadar yapıldığı gibi o olayı dışarıda tutacak olursak bu ziyaretler sırasında, biz de karşılaşıyoruz, nereye giderse o bölgenin mahalli bir özelliğini öne çıkaracak hediye takdimleri yapılıyor. Ama o atmosferde bu gerekli miydi? Bence hayır hiç gerekli değildi.
İkincisi sizin gibi gazeteci arkadaşlarımızın, kameraların, fotoğraf makinalarının önünde de bir hediye teatisi olmamış. Bilebildiğim kadarıyla bu sadece Valiliğin internet sitesinde yayınlanmış. O zaman madem bu hediyeleşmeyi teamül olduğu için yaptınız. Bunu kamuoyuna ilan etmek neyin nesi? Niçin bunu web sitesine koyar, orada yayınlarsınız? Bence düşünülememiş, öngörülememiş, bunun kamuoyundaki tepkisi hesaplanamamış bir davranış. Ama bundan dolayı Sayın Genelkurmay Başkanını, siteye koyan o değil, Valiliği ziyaret eden o, kendi açıklamasında da 'Bir reaksiyon veremedim' diyor. O zaman onu bir kenara koymamız lazım. Sayın Vali özensiz davranmıştır. Hem hediye takdimi bakımından hem de bunu Valiliğin sitesine koyarak cümle aleme ilan etmesi bakımından herhalde 'özensiz davranmıştır' diyebilirim."
Suriye tarafından düşürülen Türk jeti
"Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen Türk jetine ilişkin son bilgilerin ne olduğu" sorusu üzerine ise Arınç, "burada iyice sona yaklaşıldığını" ifade etti.
Şu ana kadar tespit edilen bütün teknik bilgilerin, Türkiye'nin iddiasını destekler mahiyette olduğunu dile getiren Arınç, şunları söyledi: "Ancak bildiğiniz gibi bu konu uluslararası, en azından iki ülke arasındaki ilişkiler bakımından da çok sağlıklı değerlendirilmesi gerektiği için son bir defa daha Eskişehir'deki üssümüzde olan teknik imkanlarla bir çalışma
yapılması ve bu çalışmanın sonucuyla birlikte bir açıklamanın yapılması doğru bulundu. Dolayısıyla bugüne kadar çıkarılan parçalar, radar kayıtları ve uçaktan elde edilen bulgularla bizim iddialarımızın tamamen desteklendiğini söyleyebilirim. Ancak parçalar üzerindeki son teknik çalışmanın Eskişehir'de yapılacağını ve bu çalışmaların sonucunun da umarım bir sonraki Bakanlar Kurulu'na kadar tamamlanacağını söyleyebilirim."
Haşimi Irak'a iade edilecek mi?
Başbakan Yardımcısı Arınç, Irak'ta hakkında idam kararı verilen Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin Irak'a iade edilip edilmeyeceğine ilişkin bir soruya, "Şu anda Türkiye'de kalmaya devam edecektir gibi bir kanaatin içindeyiz" yanıtını verdi.
Haşimi konusunda Türkiye'nin değerlendirme yapmasından önce Irak'taki koalisyon ortaklarının, Irak Cumhurbaşkanı'nın ve Irak'taki diğer siyasi mihrakların ne dediğine bakılması gerektiğine işaret eden Arınç, "Bu sözleri toplayıp, bir araya getirdiğinizde, Haşimi hakkında verilen kararın hukuki ve adaletli olmadığı, iç politikaya yönelik bir hasım duruma geldiğini bize gösteriyor" diye konuştu.
BDP'lilerin teröristlerle kucaklaşması
Başbakan Yardımcısı Arınç, bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son konuşmalarında "BDP milletvekilleriyle ilgili yargı gereğini yapacak, biz de parlamento olarak üzerimize düşeni yapacağız" dediğini anımsatarak, "Bu sözleri ele alırsak yapılması gereken nedir" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Yol haritasını Sayın Başbakanımız açıklamış. Önce bizim dahil olmadığımız yargı süreci var. Yargı süreci dediğimiz şey nedir? Eğer son olay, BDP ile PKK'lıların kucaklaşmasını kastediyorsanız, bu kendi içlerinde bile abartılı bir olay gösterilmekte. Bunun dışında 75 milyon insanımız bu görüntülerden fevkalade rahatsız olmuş durumdadır. Rahatsız olmak yetmiyor, bu çeteyle dün veya bugün birisini öldürdüğü, bombalamaya yaptığı, mayın döşediği, yarın hangi eylemin içinde bulunacağını bilmediğimiz kişilerle çok samimi dostlar ve arkadaşlar gibi yanak yanağa öpüşerek, birbirlerini tebrik ederek verdikleri fotoğraf nefretle karşılanmıştır.
Bu nefretin ötesinde eğer bu yapılan iş bir suç ise Türk Ceza Kanunu'na göre Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren bir suç ise bunun tanımını yapmak yargının işidir, yani yargı dediğimiz savcılar, bu olayla ilgili olarak bir suç tespit eder ve bu kişiler hakkında bir fezleke tanzim ederse bu fezlekeyi doğrudan doğruya Adalet Bakanlığı kanalıyla TBMM'ye
göndereceklerdir. Anayasa Karma Komisyonu'na geldikten sonra Meclis'in görevi başlar. Meclis'te, Anayasa Komisyonu bunu gündemine alır mı, alırsa nasıl bir karar verir, bu kararlara karşı nasıl itiraz edilir, sonunda Genel Kurul nasıl bir karar verir, onu şu anda düşünmek noktasında değiliz."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Ağaca çarpan otomobil ikiye bölündü, sürücü olay yerinde can verdi
'Turuncu' uyarı verilmişti: Sağanak yağış olumsuz etkiledi... İşyerleri sular altında!
SON DAKİKA... 18 gün sonra cansız bedeni bulunmuştu! Rojin Kabaiş'in babası: Otopsi raporunda 'suda boğulma' yok!
Biberona tiner, çorbaya çamaşır suyu! İNSAN BEBEĞİNE NASIL KIYAR? | En Son Haberler...