ÇHD'li avukatlara Anayasa Mahkemesi'nden ret
Anayasa Mahkemesi, "DHKP/C üyesi oldukları" iddiasıyla haklarında yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 9 avukatın, bu süreçte maruz kaldıkları eylemler nedeniyle "işkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış" yasağının ihlal edildiğine ilişkin başvurularını "kabul edilemez" buldu.
Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, aralarında Taylan Tanay ile Selçuk Kozaağaçlı'nın da bulunduğu 9 avukat, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 2013 yılının ocak ayında gözaltına alınarak "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.
Avukatlar, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince 2013 yılının aralık ve 2014 yılının mart aylarında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Başvurucular, "gözaltına alınırken gözaltı süresinde ve cezaevi girişinde onur kırıcı kötü muameleye maruz kalmaları, gereksiz yere gözaltına alınmaları, gözaltında tutuldukları yerin koşullarının kötü olması, haklarında kuvvetli suç şüphesi olmadan tutuklama kararı verilmesi, üyesi oldukları derneğin faaliyetlerinin soruşturma konusu yapılması ve avukatlık hakkı ile toplu savunma hakkına riayet edilmemesi" gerekçeleriyle hakların ihlal edildiğini ileri sürerek Yüksek Mahkemeye bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi kabul edilemez buldu
Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi heyeti, avukatların bireysel başvurusunu "Kabul edilemez" buldu.
Başvurucuların, "Gözaltına alınırken gözaltı süresince ve sevk edildikleri cezaevi girişinde maruz kaldıkları eylemler nedeniyle işkence, kötü muamelede bulunma ve onur kırıcı davranış yasağı, adil yargılanma ve haberleşme hürriyeti, hukuka aykırı gözaltına alınma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiği" iddiaları, "Başvuru yollarının tüketilmemiş olması" nedeniyle yerinde bulunmadı.
Avukatların, "Tutuklanmaların hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" iddiaları ise "Açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilmez değerlendirildi.
Karardan
Anayasa Mahkemesinin kararında, başvurucuların "Gözaltına alınırken ve gözaltı süresinde darp edildikleri, açlık grevi yaptıkları sürece kendilerine su ve şeker verilmediği, tuvalet ihtiyacını giderme imkanı tanınmadığı, parmak izlerinin, kan ve tükürük örneklerinin işkenceyle alındığı, cezaevi girişinde insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye tabi tutularak arandıklarını" ileri sürdükleri belirtilerek, Adalet Bakanlığının görüşünde ise "Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlarda gözaltı sırasında işkence ya da kötü muameleye maruz kaldıklarına ilişkin bir bulguya rastlanmadığı" bulgusuna yer verildiği kaydedildi.
Bireysel başvuruda bulunabilmek için idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiğine vurgu yapılan kararda, başvurucuların temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının hukuki yollar tüketilmeden bireysel başvuru konusu yapıldığı ifade edildi.
Kararda, başvurucuların gözaltına alınırken ve gözaltı süresinde kendilerini darp eden, gözaltında iken açlık grevi yaptıkları süreç içerisinde yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamayan, tuvalet ihtiyaçlarını gidermelerine imkan sağlamayan, zorla parmak izi ve tükürük örneklerini alan ve cezaevi girişinde üstlerini arayan kamu görevlileri hakkında idari ve yargısal mercilere şikayette bulunmalarına rağmen mağduriyetlerinin giderilmediği iddialarıyla ilgili bilgi veya belge bulunmadığı da belirtildi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Üşümeye hazır olun! Marmara’da hava sıcaklıkları 10 ila 12 derece azalacak
Son Dakika Haberleri... Rusya’da Yakalanan Berat Can Gökdemir’in Türkiye’ye İadesi Talep Edildi
SON DAKİKA... "Türkiye altında kalabilir" deyip uyardı: 7.2 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?
İstanbul'da lodos: Dev dalgalar oluştu, Kalamış Sahili göle döndü