hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    BÜYÜK TAARRUZ! Kurtuluşun mührü, kuruluşun anahtarı...

    BÜYÜK TAARRUZ Kurtuluşun mührü, kuruluşun anahtarı...
    expand

    Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un Büyük Taarruz’un 100’üncü yılı için hazırladığı “Büyük Taarruz-Kurtuluş’un Mührü Kuruluş’un Anahtarı” isimli kitabı yayınlandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un, stratejik planlama ve sonrasındaki siyasal etkilerinin aktarıldığı 206 sayfalık eser, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün aldığı kritik kararları masaya yatırıyor. Yavuz kitabında, Atatürk’ün taarruz planını anlatırken, “Taarruz planın esası, ana kuvvetlerini düşman cephesinin sağ dış kanadında toplayarak bir imha muharebesi yapmaya dayanmaktaydı” ifadelerini kullanıyor.

    Yavuz, “Afyonkarahisar güneyi, düşmanın en hassas ve mühim noktası olarak görülmekteydi. Seri ve kesin netice almak, düşmanı bu bölgede vurmakla mümkündü. Bu plan hem yarma hem de kuşatma manevrasını içermekteydi. Planın başarısı, baskın etkisinin sağlanmasına bağlıydı. Baskın da bir ölçüde gizlilik, bir ölçüde aldatmayla mümkündü” diyor.

    BÜYÜK TAARRUZ Kurtuluşun mührü, kuruluşun anahtarı...

    Eşit sayıda iki kuvvetten nasıl olup da birinin diğerine üstünlük sağladığını da ele anlatan Yavuz, “Bir bölgede toplanan kuvvetlerin ve ateş gücünün üstünlüğü ile savunan üzerinde hem ağır bir baskı oluşturulacak, hem de baskın sağlanacak; böylece cephe hızla yarılacak ve süvariler süratle düşman derinliklerine akacak, böylece düşmanın kuşatılması sağlanacaktı. Baskın, sıklet merkezi ve sürat...” görüşlerini aktarıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kitapta manevra planının, Eylül 1918’de Filistin’de İtilaf taarruzundaki manevra planıyla benzerlik taşıdığını da kaleme alan Yavuz, tespitlerini şöyle sıralıyor: “General Allenby, 8. Osmanlı Ordusu bölgesinde kuvvetlerinin yoğunlaşmasını sağlamış, cepheyi yarmış ve süvarilerini de yarma bölgesinden derinliklere akıtmıştı. Benzer durum Afyonkarahisar’da da yaşanacaktır. Elbette arada büyük bir fark olduğunu da belirtelim: İki komutanın elindeki kuvvet farkı büyüktü. Filistin’de iki tarafın kuvvetleri arasında İtilaf lehine cephede bire üç kuvvet üstünlüğü söz konusuydu. 8. Ordu bölgesinde bu üstünlük bire yediye, 22. Kolordu bölgesinde bire 14’e çıkmıştı. Oysa Büyük Taarruz’da kuvvetler eşitti. Aradaki farkı, komutanlık vasıflarında ve yurt savunması yapmanın doğurduğu moralde aramak uygun olur.”

    Kaynak: Milliyet / MERT İNAN

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow