Başbakan Gezi'nin yıldönümündeki olaylara sert çıktı!
Başbakan Erdoğan Gezi olaylarının yıldönümünde yaşananları sert sözlerle yorumladı. "Polisimizin dik duruşu sayesinde geldikleri gibi gittiler" diyen Erdoğan, CNN International muhabiri Ivan Watson'ı da hedef aldı. Erdoğan, "CNN'nin dalkavuğu oralarda birşeyler yapmaya çalıştı" dedi. Erdoğan, "İstanbul'un lüks kafelerinde ellerinde telefonlarla isyan çağrısı yapanlar cumartesi günü avuçlarını yaladı" ifadesini de kullandı.
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan'ın gündeminde Gezai olaylarının yıldönümünde yaşanan gerginlik vardı.
Erdoğan şöyle konuştu:
- "Gezi olaylarında başı çeken polis asker katilinin sırtını sıvazlayan bir CHP var. Hakkari'de Türk bayraklarını sallayamayan, Ankara'da bozkurt işareti yapan her türlü renge bürünebilen bir CHP var. Bir MHP'li nasıl olur da İstanbul'da duvarlara "Zülüm 1453'te başladı" diyen bir zihniyetin yanında yer alabilir? Ankara'da Türk bayrağını yakan bir zihniyetin yanında durabilir?"
- "Gezi olaylarının yıldönümünde yine CHP vardı, milletvekilleri vardı, ellerinden gelen her türlü oyunu oynadılar. CHP il / ilçe başkanlıkları cumartesi günü, çeşitli illerde lojistik merkez görevi yaptılar. Gençleri sokağa çıkartmak için, sokakta polisle çatışmaya girmek için çağrı yaptılar. CHP ve o marjinal terör örgütlerinin çağrısına rağmen karanlık senaryo devreye sokulamadı. Polisimizin dik duruşu sayesinde geldikleri gibi gittiler. Bundan önceki gezi'de onlara destek veren sermaye vardı. Onlardan da destek gelmeyince şimdi çırılçıplak ortada kaldılar. İstanbul'un lüks kafelerinde ellerinde telefonlarla isyan çağrısı yapanlar cumartesi günü avuçlarını yaladı".
- "Bir tane o CNN'nin dalkavuğu oralarda bir şeyler yapmaya çalışıyor. CNN International, yerlisi, geçen yıl 8 saat aralıksız yayın yaptı. Niye? Ülkemi karıştırmak için. Şimdi de suçüstü yakalandı. Bunların böyle hani özgür tarafsız bağımsız basın diye bir şeyleri yok. Bunlar görevli görevli, bunlar adeta ajan görevi icra ediyorlar. "
"Avuçlarını yaladılar"
- "Pensilvanya’dan kaos çıkması için avuçlarını ovuşturanlar gazetelerini TV’lerini Twitter’daki maskeli korkaklarını görevlendirenler de onlar da avuçlarını yaladılar. Gezi olaylarının yıldönümünde, nefret dilini faşizmin İslamafobinin dilini kullananlar avucunu yaladılar. Biz bunları konuştuğumuzda, "bu Başbakan çok gerilimci" diyorlardı. Sokakta polisime kurşun sıkacak, polisimi yakacak. Bir tanesi hayati tehlike içinde. Bunu konuşmayacaklar ama farklı birşey olduğu zaman polis şamar oğlanı, öldür vur yarala. Bunun için her yol meşru. Polisin savunma hakkı bile yok. Böyle bir şey olabilir mi?"
- "Geçenlerde bu ne sabırdır dedim diye, beyefendiler rahatsız olmuş. Niye rahatsız oluyorsun? Sen bunu git de ABD’de yap bakalım. Git İngiltere’de İspanya’da yap bakalım. Sizlere de şöyle özellikle bazı çekimleri göstermek istiyorum. Bunları bir göreceksiniz nerede ne nasıl yapılıyor görmek lazım. Sürekli olarak bizim güvenlik güçlerimizi bu işlerde tahrik unsuru olarak hedef haline getirenler dünyada neyin nasıl yapıldığını görmeleri lazım. Onun için herhalde bir grup toplantımızda da buradan bunları özellikle yayınlamak istiyorum."
"Başta CHP olmak üzere..."
- "Cumartesi günü beklenenin gerçekleşmeyeceği, isyan ve çatışma çağrılarının karşılık bulamayacağı zaten çok net biçimde görülüyordu. Bir yıl önce AK Parti’ye, milletin iktidarına karşı o malum çevreler ellerindeki imkanları seferber etmişlerdi. Hatırlayın her yerden taarruz ettiler medya sosyal medya yazarlar, sözüm ona aydınlar, sözüm ona sanatçılar taarruz ettiler. Bu taarruzun içerisinde hepsi yer aldılar. İş dünyası, iş veren örgütleri yer aldılar. Başta CHP olmak üzere, milletten umudunu kesmiş siyasi partiler bu taarruzun içinde yer aldılar. Bu şiddet ve Vandalizm gösterileri dünyaya çevre protestosu gibi sunuluyordu. Hedefin ne olduğunu bizler de aziz milletimiz de gördük. Bir tane sanatçı müsveddesi şunu söylüyordu “hala bunun ağaç meselesi olmadığını anlamadınız mı” diye..."
- "Camiye girerek orada her türlü, bizim cami adabımızın aksine, orada her türlü bira şişelerine varıncaya kadar, ayakkabılarıyla camiye girenleri nasipsiz olarak savunanlar var. Hemen ilerisinde dozerle yaya kaldırımlarını söktüler. Biraz ileri gittiler Başbakanlık ofisimizi yakma girişiminde bulundular. Duvarlara yazdıkları yazılar unutulamaz. Onlar tamamıyla küfürname. Kendi kişiliklerini ortaya koydular. Başbakan bunları savunsun, Başbakan gerilimci. Bunları söylemeyecek miyiz? Bunları millete tanıtmayacak mıyız? Yanlarına kar mı kalacak? Öyle bir paralel yargı var ki, bir kapıdan alıyor oradan bırakıyor. Neymiş? Yasalar buna müsait değilmiş. Bütün bunları bu şekilde uygularsanız o zaman tabi ki bunlarla mücadele zorlaşır."
- "Anadolu ve Trakya’nın iktidarda olmasını hazmedemeyenler sokağı kullanarak kendilerine göre darbe gerçekleştirmek istiyorlar."
"Adama sorarlar..."
- "Adama sorarlar demokrasi sandık değilse ne? Bunu bana anlat derler. Ha o zaman şurada gidersin. Dağda eli silahlı olanlarla mezrayı basarsın, dersin ki bak her ne kadar sandık önüne getiriliyorsa da bilesiniz ki sadece sandık değildir bak silahımız ensemizdedir. Buna mı evet diyeceğiz? Sadece sandık değil diyenlerin dediği budur. Sadece sandıktır, halkın iradesini birileri ipotek alma girişimine girmesin."
- "Şu anda bakıyorsunuz Ağrı’da belediye başkanı seçilen kişi “devlet terörü” diyor. Ağrı’da devlet terörü estirilmiş. Şu ifadeye bak ya. Bir milletvekili olarak bu ülkede devlet teröründen bahseden bir insan önce aynaya bakmalı. Sen bir defa terörün desteğiyle belediye başkanı seçilen birisisin. Kan varsa sizin olduğunuz yerde var. Bak Diyarbakır’da ağlayan annelerin, belediye başkanlığı önünde oturmalarına tahammül edemediniz. Bunu neyle izah edeceksiniz? Oradan kaldırdınız. Devamlı TOMA’lardan sıkılan sudan rahatsız oluyordunuz. Orada sizler köpükle oraları yıkama bahanesiyle kovdunuz. Orta refüje soktular, yol düzenlemesi yapacaklarmış. Tehdide başladılar. Dediler ki çocukları halledeceğiz, bize bu kadar müsaade. AK Parti olarak bunun takipçisi olmaya mecburuz. Hadi bakalım, şu anda da bu çocukları getirip anne babalarına teslim etmeniz lazım. Adreslerini gayet iyi biliyorsunuz."
Üsküdar'da su baskını capsleri
"Pikniğe götürüyoruz diyerek dağa götürüyorsun"
- "Dedim ya B planı C planı devreye girecektir. Şu anda Hür Demokrat Partili milletvekillerinin bu işin yakın takipçisi olarak bu süreci kendilerinin çözme sorumluluğu var. Bizim çözüm yolumuz farklı olacak. Bir tarafta çözüm süreci diyeceksin sonra engellemenin mücadelesini vereceksin. Bir tarafta barış barış barış diyeceksin. Biz olmazsak kan olur burada, lafa bak ya. Barış barış diyorsun yavruları analarından alıp pikniğe götürüyoruz diyerek dağa götürüyorsun. Bu nasıl barış? Bazıları taciz bu nasıl barış? On binlerce insanın katili sizsiniz, bu terör örgütü. Bunları görmeyecek miyiz? Sürekli aşağıladıkları tepeden baktıkları köylülerin insafı ve vicdanı olanların ülkeyi yönetmesinden rahatsız oldular. Bir şekilde buna son vermek istiyorlardı. Sokak eylemleriyle başarabileceklerini zannettiler. Sermayeleriyle kontrol ettikleri hatta birer kuklaya çevirdikleri marjinal sol örgütleri sokağa dökerek başarabileceklerini zannettiler."
- "Biz geçen yıl Gezi olaylarıyla bir darbe senaryosu devreye alındığında Menderes gibi üzerimize gelen bu tehdide sessiz kalmadık. Mısır’da yaşananların, Ukrayna’da yaşananların Türkiye’de yaşanmasına izin vermedik. Sokakları vandallara milli iradeyi de CHP’ye teslim etmeden bu ihtilal aşıklarının geldikleri gibi gitmelerini sağladık.
"17 ve 25 Aralık'ta..."
- "Sokak eylemleriyle ihtilal yapamayanlar, 17 ve 25 Aralık’ta bir başka darbe senaryosunu uygulamaya koydular. Orada da dik durduk taviz vermedik. Daha önce de ifade ettim darbe girişimleri için fezlekede, bunu inkar ediyor paralel yapının paralel yayın organları. Dönemin başbakanı ifadeleri geçiyor. Tam ifade şu “suç işlemek için oluşturulan örgütün lideri dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan” aynı şekilde bakanlarımızdan da örgüt üyesi olarak bahsediliyor. Bu fezlekeler yok edilmek istendi. Silinmiş dosyalar kurtarıldı. Bu fezleke büyük oranda ortaya çıkarıldı."
"Şu anda inlerine girdik”
- "Şimdi paralel medya, başına gelecekleri önceden bildikleri için, rezilliğin farkında olmak için bunların düzmece olduğu için kampanya başlattı. Hiç boşuna uğraşmasınlar. Ortaya çok vahim belgeler deliller çıkıyor. Yaptıklarının hesabını vermeye başlayacaklar. İnlerine gireceğiz demiştik. Şu anda inlerine girdik. Bütün pisliklerini ortaya döküyoruz. Kaçıp saklandıkları inlerinden de sorumluları çıkaracak adalete teslim edeceğiz. Bu ülkede artık hiçbir darbe girişimi hesapsız kalmayacak."
- Dün dört CHP’li milletvekili basın toplantısı düzenlediler. Son derece ilginç. CHP, MHP ile birlikte Pensilvanya’nın siyasi taşeronluğu üstlenmişti. Pensilvanya tapeleri yaptığı montajları servis edecek, yargı ve emniyetteki maşalarıyla hükümeti devirecekti, MHP ve CHP buna destek verecek. AK Parti gidince CHP MHP iktidara oturacaklardı. Pensilvanya kapı kapı dolaşarak CHP’ye MHP’ye BDP’ye oy istediler. Ama en çok CHP’ye çalıştılar. CHP genel müdürü, eline tutuşturulan malzemeyi salladı durdu."
- "Zaten dünyada hep söylüyorum ya, bunun kadar yalanı maharetli kullanan ikinci bir kişi bulamazsınız. Ve yalanı kullanırken de yüzü filan kızarmaz ha gülerek bunu söyler. Bunlar hep birlikte tarihi nitelikte bir işbirliği gerçekleştirdiler. Ellerine hiçbir şey geçmedi. 30 Mart’ta millet gereken cevabı verdi. Tabi CHP’de bunun hesabı soruluyor."
"CHP de artık haşhaş almaya başlamış"
- "CHP’de bu sorgulamadan kurtulmak için farklı gündemlere sarılıyor. Kendisini temize çıkartmaya çalışıyor. Kamuoyunda Balyoz davasıyla ilgili rapor hazırlamışlar. Yeni dostları yol arkadaşları olan Pensilvanya örgütüne en küçük bir eleştiri yok. Bütün sorumluğu hükümete Genelkurmay’a Yargıtay’a yıkma peşindeler. Genelkurmay başkanına hakaret ettiler. CHP de artık haşhaş almaya başlamış. Yeni yol arkadaşlarına çok hızlı uyum sağladılar. Genelkurmay başkanlığımız gerekli açıklamayı yaptı. Dava açacaklarını ifade ettik. Biz de bunun peşini bırakmayacağız. Yargı önünde hesabını elbette soracağız. Ama bir temel ilkeyi hatırlatmak isterim. Biz bu davanın hakimi savcısı da değiliz. Bizden hukuka müdahale etmemizi bekliyorlarsa daha çok beklerler."
"Bu, tavşana kaç demek tazıya tut demek”
- "Pensilvanya ile ilişkilerinin üzerini örtemezler. Bu tavşana kaç demek tazıya tut demek, tazı bunu tutmayacaktır. Bize bunu yutturamazlar. Balyoz davası sanıklarının, sanık yakınlarının duygularını istismar etmekten de CHP vazgeçsin. Geçen hafta grup toplantımızda, Türkiye’nin hangi yapay sorunlarla meşgul edildiğini aktarma fırsatım olmuştu. Yüz yıldır Kürt ve Alevi kardeşlerimizin sorunları Türkiye’yi yavaşlatmak, kalkınmasını, ilerlemesini güçlü bir devlet olmasını engellemek amacıyla kullanıldı. İç huzurumuzu yaralamak adına bu sorunları sıcak tutuldu. Türkiye ne zaman güçlendiyse bu sorunlar gündeme taşındı. Terörle çatışmayla sokak eylemleriyle Türkiye’nin enerjisi bu sorunlar üzerinden heba edildi. Bütün engelleri aşarak tuzakları aşarak bugünlere geldik."
“Zor bir yıl geride kaldı”
- "Türkiye bir yıl önce mayıs ayında tarihinin en büyük ekonomik başarılarını konuşuyordu. Ardından Gezi eylemleri başlatıldı, 17, 25 Aralık darbe girişimiyle ağır bir darbe indirmek istediler. Tüm bunları basiretle geride bıraktık. 2013 yılının mayıs ayı gibi 2014 yılının mayıs ayını başarılarla tamamladık. 93 bini aşan İstanbul borsası 60 binlere kadar gerilemişti. Şu anda borsa toparlandı 79 bin seviyesini aştı. MB rezervimiz, geçen Mayıs’ta 135 milyar dolara ulaşmıştı. Şu anda yeniden 131 milyar dolar seviyesine ulaştı. İhracatta Mayıs ayında yine tüm zamanların rekorunu elde ettik. Geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 5,8 oranında arttı ve 13 milyar 412 milyon dolar oldu. Bu cumhuriyet tarihinin rekorudur. Geriye dönük 12 aylık ihracatımız da 156 milyar doları aştı, bu da cumhuriyet tarihimizin en büyük rakamı. Zor bir yıl geride kaldı, eylemler darbe girişimleri geride kaldı."
“Türkiye’ye bir yıl kaybettirdi”
- "Artık bu ilerlemenin sekteye uğramasına tahammül edemeyiz. Yapay sorunlar üzerinden ağır bedeller ödemesinden müsaade edemeyiz. Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimleri Türkiye’ye bir yıl kaybettirdi. Mesaimizin bir kısmını işte bu huzur ortamını bozmak isteyenlerle mücadeleye sarf etmek zorunda kaldık."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Besicinin 90 koyununu 1 dakikada çaldılar
Selma Ateş'e saldırıyı azmettirmişti! Eşini ve yanındaki kişiyi öldürdü: Elektronik kelepçeyi kırıp kaçtı
SON DAKİKA HABERİ... Narin cinayetinde düğüm çözülecek mi? 3. kanlı delil ortaya çıktı
Kasesi 1000 TL! Uludağ'daki 'çorba' Bakanlığı harekete geçirdi