Hidiv Kasrı Nerede, Nasıl Gidilir? Hidiv Kasrı Tarihi Ve Özellikleri...
Hidiv Kasrı, yeşillikler arasında oldukça güzel bir görünüme sahiptir. Bu nedenle her sene yerli ve yabancı pek çok turist bölgeyi ziyaret etmektedir. Doğa yürüyüşü yapmak, dinlenmek için Hidiv Kasrını tercih edebilirsiniz. Bunun yanında burada düğün, nişan gibi çeşitli organizasyonlar da gerçekleştirilebilmektedir.
Hidiv Kasrı Nerede, Nasıl Gidilir?
Hidiv Kasrı, İstanbul il sınırları içerisinde bulunur. Çubuklu Korusu içinde bulunan bir yerdir. Çubuklu Korusu ise İstanbul ilinin Beykoz ilçesinde yer almaktadır. Buraya özel araçlar ile kolay bir şekilde ulaşım sağlanabilmektedir. Bunun yanında bölgeye gelen toplu taşıma araçları da bulunmaktadır.
Hidiv Kasrı, Üsküdar-Beykoz sahil yolunda yer almaktadır. Burası Çubuklu Korusu içerisinde bulunan tarihi bir yapıdır. Eğer bölgeye özel aracınız ile gelecekseniz Üsküdar-Beykoz sahil yolu üzerinden Kanlıcaya kadar ilerlemeniz, buradan ise Hidiv Kasrı tabelalarını takip etmeniz gerekmektedir.
TEM otoyolunu kullanarak bölgeye gelecek olanların Fatih Sultan Mehmet köprüsünden ilerlerken köprüden önceki son çıkış olan Kavacık sapağından geçerek Hidiv Kasrı tabelalarını takip ederek ilerlemeleri gerekmektedir. Avrupa Yakasından gelecek olanların ise Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden sonra Kavacık sapağından çıkıp yine tabelaları takip etmesi gerekmektedir.
Bölgeye toplu taşıma araçları ile de gelmek mümkündür. Bunun isin Üsküdar-Beykoz sahil yolunda İETT otobüsüne binerek Kanlıca durağına gelinip Buradan Hidiv Kasrına 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından ulaşmak mümkündür.
Hidiv Kasrı Tarihi ve Özellikleri Nelerdir?
Hidiv Kasrı, Osmanlı Döneminin son Mısır valisi olan Abbas Hilmi Paşa tarafından 1907 yılında mimar Delfo Seminati'ye yaptırıldı. Bu tarihi yapı dönemin mimarisine uygun bir şekilde art nouveau tarzı benimsenerek tasarlanmıştır.
Osmanlı Döneminde Mısır valilerine Hidivlik makamı verilirdi. Abbas Hilmi Paşa, oldukça genç bir yaşta bu göreve getirilmiştir. Mısır valisi olduktan sonra ise buradaki İngiliz nüfusunun kırılması amacı ile çeşitli çalışmalar yapmıştır. Bu görevi yerine getirebilmek için Osmanlı Devletinden destek alması gerekiyordu. Bu sebeple de uzun bir süre İstanbul'da kalmak zorunda kalmıştır.
Bu sebeple Abbas Hilmi Paşa, Hidiv Kasrının bulunduğu arazide bulunan iki yalı ile yalı çevresindeki 270 dönümlük bahçe alanını satın almıştır. Sonrasında bu iki yalıyı yıktırıp yerine görkemli bir kasır ve İstanbul Boğazını gören bir kule yaptırmıştır. Kasrın mimarı Delfo Seminati olmuştur. Hidiv Kasrı 1907 yılında yaptırılmıştır. İngilizlerin Mısır'ı işgal etmesinin ardından Abbas Hilmi Paşa, İsviçre'ye giderek buraya yerleşmiştir. Ancak Abbas Hilmi Paşanın ailesi bir süre daha kasırda yaşamaya devam etmiştir.
Hidiv Kasrının bulunduğu arazi 1903 yılında Abbas Hilmi Paşa tarafından satın alınmıştır. 1907 yılında arazide bulunan iki yalı yıktırılıp yerine görkemli bir kasır inşa edilmiştir. 1937 yılına kadar bu kasır Abbas Hilmi Paşanın ailesi tarafından kullanılmıştır. Aynı yıl içerisinde bu kasır İstanbul Büyükşehir Belediyesine satılmıştır.
Hidiv Kasrı 1987 yılına kadar bakımsız kalmış sonrasında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu adına Çelik Gülersoy tarafından restorasyonu yapılmıştır.
Restore edilmesinin ardından kasır bir süre otel olarak kullanılmıştır. 1994 ile 1996 yılları arasında tekrar restorasyonu yapılarak işletmeciliği İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olan Beltur'a verilmiştir. Günümüzde burası hala Beltur tarafından işletilmektedir. Hidiv Kasrı lokanta ve sosyal tesis olarak ziyaretçilerine hizmet vermektedir. Bunun yanında burada düğün, nişan organizasyonları da gerçekleşmektedir.
Giriş alanından mermer salona birkaç basamaktan sonra geçilmektedir. Burada sağ tarafta duvarda anıtsal bir çeşme bulunur. Çeşme mozaiklerle süslü ve oldukça gösterişlidir. Bu çeşmenin zemine yakın olan bölgesi mermer bir tekne ile süslenmiştir. Art nouveau sitilinin sevilen figürlerinden olan bir kurbağa tekneye su akıtmaktadır.
Merdivenin karşı tarafında boydan boya demir bir çerçevesi olan cam bulunmaktadır. Buradan geniş bahçeye geçilebilmektedir. Mermer salonda yer alan mermer sütunların tamamı özel bir şekilde cila yapılmıştır. Salon tavanları ve sütun içleri yuvarlak çiçek globu şeklinde pembe, beyaz ve yeşil renklerinin bulunduğu avizeler ile süslüdür. Bu avizeler Türkiye'de ilk defa kullanılmıştır. Avizeler yandığında burası adeta bir peri sarayı görünümüne bürünmektedir.
Havuzlu orta mekandan karşıya doğru ilerlendiği zaman Konkav biçimli iki şömineli salona geçilmektedir. Bu salonda iki kapı bulunur ve kapılar mermer terasa açılır. Binanın orta kısmında yer alan havuzlu alandan aralık bir kapıdan salona girdiğinizde sizi sarayın yemek salonları karşılamaktadır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kapadokya'ya 10 ayda yaklaşık 4 milyon ziyaretçi
2025'TE AVRUPA’DA POPÜLER OLACAK TATİL YERLERİ! Seyahatseverler dikkat! 'Önümüzdeki yıl bu rotalar yükselişte!'
Samsun sonbaharda göz kamaştırıyor! Kartpostallık görüntüler ortaya çıktı
Domaniç Dağları'nda eşsiz sonbahar güzelliği
VİZESİZ GİDEBİLECEĞİNİZ 5 BALKAN ÜLKESİ! Hem Ucuz, Hem Kaliteli: 'Gören Dönmek İstemiyor!'