Topuklu ayakkabı seçimine dikkat: 5 santimetreyi geçmemeli!
Kadınların şıklığının bir parçası olan ve dolaplarda bir tane bile olsa muhakkak yer alan topuklu ayakkabı için uyarılarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Murat Özkaya, “Topuk boyunun üst sınırı 5 santimetre olmalı. Gün içerisinde topuklu ayakkabıyı giyme süresi uzadıkça kemiklerde stres kırıklarına kadar yol açabilen ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz” dedi.
Kadınların davetlerde ya da gündelik hayatta giymeyi tercih ettiği topuklu ayakkabılar şıklığıyla göz kamaştırsa da sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Topuklu ayakkabı seçiminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veren Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Özkaya, “Genel bir ayakkabı seçimi yaparken de öncelikle ayağımızın ölçülerine uygun bir ayakkabı bulmamız gerekiyor. Küçük ayakkabılar ayaklarımızı sıkarak ülserlere yol açabilir. Büyük numaralı ayakkabılar da düşmeye neden olabilir. Ayakkabımızın ayağımızın topuk ve yan taraflarını kavrayan kısımları iyi olmalı. Ayakkabının ön kısımlarında parmağın rahatça geçebildiği modeller tercih edilmeli” dedi.
Ayakkabı alışverişi akşam üzeri yapılamlıdır
Uygun ayakkabı seçiminin gün sonuna doğru yapılması gerektiğini belirten Özkaya, “Ayaklarımız akşama doğru yavaş yavaş şişmeye başlıyor. Eğer dolaşım bozukluğu varsa bu şişme daha fazla olabiliyor. Bunun için ayakkabı alışverişlerini günün ilerleyen saatlerinde yapmak daha doğru bir ayakkabı seçmemize yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.
Topuk boyu 5 santimetreyi geçmemeli
Gündelik yaşamda sıklıkla kullandığımız ayakkabılarda bulunan 2-3 santimetrelik topuk boyunun yürüyüşte ve ayak sağlığında önemli problemlere yol açmadığını vurgulayan Özkaya, “Topuk boyu 5 santimetreye doğru yükseldiğinde ayağımızın ön kısmına binen yük daha fazla artıyor. Özellikle topuk boyunda 5 santimetrenin üzerine çıkıldığında bu yük yürümemizi bozabilecek seviyeye gelebilir. Bu yüzden topuk boyunun üst sınırı 5 santimetre olmalı” dedi.
Topuklu ayakkabılar bu hastalıklara neden olabilir
Vücut ağırlığımızın hepsini taşıyan ayakların sağlığına özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Özkaya, şunları söyledi:
“Topuk ve ayağımızın ön kısmı bu ağırlığı yarı yarıya taşırken, topuk yüksekliği artınca ağırlık giderek ayağımızın ön kısmında olmaya başlıyor. Bundan dolayı metatarsalji dediğimiz ayak tarak kemiklerinde ağrılara yol açabilir. Dar ve sivri burunlu ayakkabılar gün içerisinde uzun süreli giyiliyorsa halluks valgus dediğimiz başparmağımızın dışa dönmesi gibi şekil bozukluklarına yol açabiliyor. Nadiren görülse de stres kırığı dediğimiz ayak tarak kemiklerinde tekrarlayan küçük travmaların birikimiyle oluşan kırıklar meydana gelebilir. Vücut ağırlık merkezimizi de değiştirdiği için dizlerimizde, kalçalarımızda, eklemlerimizde hatta belimizdeki yumuşak dokulara anormal yüklenmeler oluşarak bel ağrıları, kalça ve diz ağrılarıyla da karşılaşabiliriz. Yüksek topuklu ayakkabılar lordoz dediğimiz, belimizin çukurluğunu artırarak omurgamızın arka kısmındaki eklemlere daha fazla yüklenme ve bununla ilişkili ağrılara yol açabilir.”
Bu egzersizleri yapabilirsiniz
Ofislerde yüksek topuklu ayakkabı giymeyi tercih eden kadınlar için tavsiyelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Özkaya, “İşe gidiş gelişlerde normal ayakkabılar, iş yerinde yüksek topuklu ayakkabılar tercih edilebilir. Onun dışında gün içindeki molalarda çıkartılarak bazı kasları germeye yönelik egzersizler yapılabilir. Topuklu ayakkabı uzun süre giyen kişilerin bacaklarının arka kısmındaki kaslarda zamanla kısalıklar meydana gelebilir. Bu kasları germeye yönelik bazı egzersizler hem gün içerisinde hem de eve dönüldüğü zaman rahatlıkla uygulanabilir” dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Yarım çay bardağı bile öldürüyor! Ayırt etmek mümkün değil... Yılbaşı öncesi sahte içkiye dikkat! Sahtesini nasıl anlayacağız?
Yaşlanmanın 3 yeni işareti! Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı
Soğuk hava ciltte kuruluk, tahriş ve pul pul dökülmelere neden oluyor
Kalbimizin beyni var mı? Yeni araştırma sonuçları şaşırttı! Kalp hastalıklarına çare olacak
Baş ağrılarınızın nedeni bu olabilir! Migrenle karıştırmayın