Psikolojik kaygılar hamilelik döneminizi etkilemesin
Hamilelik döneminde anne adaylarının aşırı kilo almak ve eşinin artık kendisini beğenmeyeceği gibi endişeleri, hem annenin hem de bebeğin sağlığını tehlikeye atabiliyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, hamilelik döneminde görülen psikolojik kaygılar ve bununla başa çıkabilme yolları hakkında bilgi verdi.
Hamilelikle birlikte psikolojik kaygılar ortaya çıkıyor
Çocuk sahibi olmaya karar vermek, ikili ilişkiden üçlü bir ilişkiye geçişi ve aile sisteminin yeniden düzenlenişi demektir. Gerçekte var olan sistem, artık işlevselliğini yitirecek ve yerine farklı bir sistem kurulacaktır. Yapılan planlar ile gerçekler uyuşmayabilir. Ne kadar çok kesin kalıplı plan yapılırsa gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı o kadar fazla olmaktadır. Hamilelik döneminde kadınlar hormonal değişimlerle beraber bebeği korumak ve kollamak için doğal olarak bebeğe yönelirler, merkez artık bebektir ve bebeğin sağlığı annenin sağlığı ile orantılı gelişmektedir.
Özellikle beslenmeye dikkat etmek bu dönemde çok önemlidir. Hamilelik döneminde bulantı, iştahsızlık, yorgunluk ve uyku değişiklikleri görülebilir. Bu dönemde karmaşık duygular, kararsızlık, bebeğin sağlığı hakkında yoğun endişe hissedilebilir. Anne adayları sık sık “nasıl bir anne olacağım, eşimle ilişkim eskisi gibi mi olacak” sorularını kendisine yöneltmektedir.
Anne adayları kilo kaygısıyla gereksiz diyet yapmamalı
Hamilelik döneminde anne adayının özellikle kendi bedeni ile ilgili endişeleri ve takıntıları ön plana çıkmaktadır. Eşinin kendisini beğenip beğenmeyeceği ve eskisi gibi çekici olmadığı endişeleriyle gereksiz rejimler yapılır. Oysa bu dönemde asıl önemli olan, bebeğin sağlık durumudur. Bebeğin sağlığı için yeterli besinin alınması çok önemlidir.
Anne adayının kilo alımı ve beden değişikliği, hamilelik döneminden sonra sona ermektedir. Bu bilinçle yaklaşıldığında, ne gereğinden fazla, ne de az beslenmelidir.
Plansız gebeliklerde hamilelik depresyonu sık görülüyor
Anneliğe hazır olmak; bebeği taşımak, korumak, geliştirmek gibi kavramlara sahip olmayı ve bir canlının sorumluluğunu alabilme olgunluğunu gerektirmektedir. Özellikle plansız gebeliklerde bu olgunluk gelişmediğinden bebekten çok anne adayının kendi ile ilgili kaygıları ön plana çıkmaktadır. Eğer anne adayında yorgunluk, isteksizlik hiçbir şeyden zevk alamama, alınganlık, sürekli ağlama hali, konsantrasyon güçlükleri ve aşırı öfke görülüyor ise “hamilelik depresyonu” yaşıyor olabilir.
Eşler hamilelik döneminde birbirlerine destek olmalı
İyi iletişimin olduğu bir ilişkide, anne adaylarının eşleri ile olan ilişkileri gelişir ve derinleşir. Hamilelik döneminde baba adaylarına da önemli görevler düşmektedir. Eşinin hamileliği sürecinde; kontrollere beraber gitmek, bebek ile ilgili alışverişlerde birlikte olmak, eşinin endişelerini önemsemek ve doğru şekilde iletişim kurabilmek önemlidir. Anne adayı bu dönemde hassas ve alıngan olur. Bu nedenle anne adayının bedenindeki değişimle alay etmemek ve olumlu sözlerle bu özel süreci birlikte geçirmek çok değerlidir.